17

52 0 0
                                    

Yeni haftanın ilk sabahında, her zamanki gibi uyanmıştım ama içimdeki hisler artık çok farklıydı. Onun üzerimde bıraktığı iz, günün ilk ışıklarıyla birlikte kendini daha da hissettiriyordu. Kalbim hala bir önceki buluşmanın etkisi altındaydı; bedenimin, ruhumun ona ait olduğunu kabullenmiş bir halde, her hareketimi onun varlığına göre yönlendiriyordum. Sanki her an gözleri üzerimdeymiş gibi bir hisle yaşıyordum artık. Her adımım, her kelimem onun sınırlarını çizmeye başladığı yeni bir dünyanın parçalarıydı.

Kampüsün kalabalık koridorlarında yürürken, gözlerim sürekli onu arıyordu. Diğer insanlar benim için sadece silik gölgelerden ibaretti. Eskiden sınıf arkadaşlarımın yaptığı esprilere güler, onlarla rahatça sohbet ederdim. Ama şimdi, onların yakınlaşma çabaları bile içimde bir rahatsızlık hissi yaratıyordu. Artık kimsenin bana dokunmasına izin veremezdim. Çünkü o dokunuşların hiçbiri, onun beni sardığı gibi saramazdı. İçimde hissettiğim bu mesafe, onun bana fark ettirmeden yerleştirdiği bir duvar gibiydi.

O gün, öğle arasında onu yine uzaktan gördüm. Gözleri beni bulur bulmaz, tüm vücudum adeta ona doğru çekilmiş gibi hissettim. Birkaç saniyeliğine göz göze geldik. O bakış, içimde fırtınalar koparmaya yetmişti. Sadece bakışlarımızla bile, aramızdaki güçlü bağ apaçık ortadaydı. Kalabalığın içinde kaybolmama rağmen, onun gözlerinden gelen otorite her an bana eşlik ediyordu. O an, onun bana olan etkisinin ne kadar derinleştiğini daha da iyi anladım. Artık geri dönüşü olmayan bir yola girmiştim.

Ders çıkışında, onunla kampüste karşılaşmamız tesadüfi değildi. Yavaşça yanına doğru yürüdüm, ama ne söyleyeceğimi bilemedim. O ise sakin bir ifadeyle bana yaklaştı. Aramızdaki sessizlik, daha önce hiç olmadığı kadar güçlüydü. Ona bir şey sormaya cesaret edememiştim. Ama o, benim ne düşündüğümü zaten çoktan biliyordu. Elini yavaşça koluma koydu ve hafifçe sıktı. O an içimdeki direnç tamamen kırılmıştı. Onun sadece küçük bir hareketi bile beni kendisine bağlamaya yetiyordu.

"Şimdi anlıyorsun, değil mi?" dedi, gözlerinde hafif bir gülümsemeyle. "Kimse benim kadar seni anlamaz. Kimse senin bedenine, ruhuna bu kadar derinlemesine nüfuz edemez." O an, sözleri beni alt üst etmişti. Gerçekten de öyleydi. Başka hiç kimse onun gibi bana bu etkiyi yapamazdı. Her kelimesi zihnimde yankılanırken, içimdeki teslimiyet hissi daha da güçlendi. Bu bağı koparmak imkansızdı artık.

Sonraki günlerde, kampüste onunla her karşılaştığımda içimde aynı hisler uyanıyordu. Başkalarıyla yaptığım konuşmalar yüzeysel kalıyor, hiçbir şey onunla olan bağım kadar derin ve anlamlı gelmiyordu. O, her hareketimde, her bakışımda bana olan etkisini hissettiriyordu. Derslerde onunla aynı ortamda olmak bile içimdeki teslimiyet hissini körüklüyordu. Ne zaman yanından geçsem, bakışları üzerimde oluyordu. Sanki her an beni izliyormuş gibi bir hisle yaşamaya başlamıştım.

Bir gün, kampüsün arka tarafında tenha bir yerde onunla karşılaştım. Aramızdaki sessiz bağ, o anda daha da belirginleşti. Yaklaştığında, gözlerinde yine aynı otorite vardı. Elini hafifçe omzuma koydu ve bana doğru eğilerek fısıldadı: "Benden kaçamazsın, Şebnem. Sen zaten çoktan benim oldun. Bunu biliyorsun." O an içimdeki direnç tamamen çökmüştü. Onun bu kelimeleri, içimde bir fırtına gibi yankılandı. Sadece başımı sallayabildim. Artık bu gerçekliği kabul etmekten başka çarem yoktu.

Akşamüzeri eve dönerken, onun bana söylediklerini düşündüm. Bu bağın ne kadar derinleştiğini, onun üzerimde kurduğu hakimiyetin ne kadar güçlü olduğunu fark ettim. İçimde bir huzur vardı, çünkü artık kime ait olduğumu biliyordum. Kafamı yastığa koyduğumda, onun dokunuşlarının izleri hala bedenimdeydi. Gözlerimi kapattığımda bile, onun sesi kulaklarımda yankılanıyordu. Artık başka bir gerçeklikte yaşıyordum. O ve ben, aramızdaki bu sessiz anlaşmayla dünyamı şekillendiriyorduk.

O gece uyumadan önce, bir şey daha fark ettim: Artık başka hiç kimse benim için önemli değildi. Hayatımda sadece onun yeri vardı. Onun kurduğu otorite, bana verdiği dokunuşlar ve sözler her şeyin önüne geçmişti. Bu ilişki, sınırları belirsiz bir şekilde derinleşmişti. Kendimi ona tamamen bıraktığım bu yeni dünyada, başka hiçbir şeyin anlamı kalmamıştı.

Yasaklı ÇizgilerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin