Yasaklı Çizgiler

19

O sabah uyandığımda, vücudumun her yanını kaplayan yorgunluğu hissediyordum, ama içimde hala bir yerlerde geçen akşamın sıcaklığı vardı. Dün akşam o kadar güzeldi ki... O bana hayatımda yaşamadığım şeyleri yaşatıyordu, dün akşam da bu anlardan biriydi. İlk defa bana birisi oral seks yapmıştı. Klitorisimde dilini hissettiğim anı hatırladım, karnıma bir ağrı girdi. Her şey o kadar gerçek, o kadar yoğundu ki; bu duyguları zihnimden silip atmak imkansızdı. Duşa girerken bile, onun elleri hala tenimde dolaşıyor gibiydi. Suyun altına geçtiğimde, kasıklarımda bir titreme hissettim, ama vücudum henüz toparlanamamıştı. akşam üç kere boşalmıştım, bana bambaşka şeyler yaşatmıştı, kendimi tamamen ona ait hissediyordum.

Duştan çıktığımda aynaya baktım ve şaşkınlıkla boynumdaki morluğun farkına vardım. Elim hemen o bölgeye gitti, parmaklarımı morluğun üzerinde gezdirdim. Gözlerimi kapatıp, dün akşamı hatırlamaya çalıştım. Nefes nefeseydik; o an tenlerimiz birbiriyle bütünleşmiş, dokunuşları sanki tüm hücrelerimde yankı bulmuştu. Birbirimize o kadar yakındık ki, bedenlerimizin dansı nefeslerimizde hissediliyordu. O sırada erkekliği içimde hızlıca gidip gelirken, kendimi inlememek için zor tutmuştum, ama sonunda bir iniltiyi engelleyemeyip başımı boynuna gömmüştüm. O da işte tam o anda boynumu emmeye başlamıştı, öyle tutkulu, öyle sahiplenici bir şekilde... Parmaklarımın izler üzerinde gezinmesiyle yeniden o anı yaşıyor gibiydim. Boynumdaki iz, sadece bir gecenin değil, ona olan bağlılığımın fiziksel bir işaretiydi.

Ama ne kadar hoşuma gitse de, bu izi saklamam gerekiyordu. Fondöten sürdüm, ardından kapatıcıyı denedim, ama nafile. Her denemem, izlerin daha da belirgin hale gelmesine neden oluyordu. Derin bir nefes alıp, pencereye doğru yürüdüm. Hava her zamankinden serindi, aslında bu mevsim için oldukça soğuktu. Bir süre düşüncelere daldım. Boğazlı ince bluzumun dolapta asılı olduğunu hatırladım; belki bu durumu kurtarabilirdi. Boynumu kapatacak, izleri saklayacaktı. Hızla giyindim ve okula gitmek üzere yola çıktım.

Okula vardığımda, tahmin ettiğim gibi Gonca beni fark etmişti bile. Kıyafet seçimimi anında yorumladı:

"Kışı getirmişsin," diye alaycı bir tonla laf attı. Gülümseyerek omuz silktim ve onu geçiştirdim, "Yok ya, üşüdüm biraz, ondan giydim," diyerek. Ama gerçek sebebi bilseydi, bu kadar kolay geçmezdi bu konuşma. Boynumun açığa çıkıp çıkmadığını kontrol etmek için bluzumu hafifçe çekiştirdim. İzlerin görünmesini istemiyordum, çünkü bir kere fark edilirse Gonca'nın sorularına maruz kalacaktım. Kimseye bu sırdan bahsedemezdim, hele Gonca'ya asla. Çünkü o benim en mahrem sırrımdı, sadece ikimizin bildiği bir gerçekti.

Ders başlamadan önce Gonca'yla sigara içmek için aşağı indik. O sırada uzakta onu gördüm. Arabasını park ediyordu, her zamanki gibi sakin ve kendinden emin. Arabasından çıktığında, elindeki birkaç kağıtla bize doğru yürüyüp selam verdi. Ardından Gonca'ya bölümle alakalı bir şey sormaya başladı. Onu izlerken, sakalları daha da uzamıştı, saçları ise dağınık bir haldeydi. Bu görüntüsüyle her zamankinden daha etkileyici görünüyordu. Özellikle uzun saçlarını hep beğenirdim; öpüşürken ellerimi o saçlara daldırdığımda hissettiğim o dokuyu yeniden düşündüm. Kalbim hızla atmaya başladı, ama gözlerimi ondan kaçırmam gerektiğini biliyordum. Aklıma gelen düşüncelerin yüzüme yansımasını istemezdim. Gonca'nın o sırada telefonuyla meşgul olduğunu fark ettim, ona göstereceği bir şeyi arıyordu.

Bir an için gözlerimizin kesiştiğini hissettim. Elim, sabahki refleks gibi yeniden boynuma gitti. Sabahtan beri bu hareketi sürekli yapıyordum. O an fark ettim ki, onun gözleri boynumdaki izlere kaymıştı. Çok kısa bir süre için baksa da, o kadar çok şey anlatmıştı ki o bakış. Gözlerindeki tatmin duygusunu yakaladım, sonra kafasını başka yöne çevirerek hafif bir gülümseme bastırdı. Evet, biliyordu. Boynumdaki iz onun eseriydi, ve bundan gurur duyuyordu. Gonca ona telefonunu gösterirken, bir an daha o izlere baktı, sonra hızlıca konuyu kapatıp binaya doğru ilerledi. İçimde bir huzur ve garip bir memnuniyet hissettim. O izin başka biri tarafından yapılması fikri beni rahatsız ederdi, ama onun dokunuşları tenimdeyken başka hiçbir şeyin önemi yoktu. Onun izleri, benim ona olan teslimiyetimin bir göstergesiydi.