25

35 0 0
                                    

Dönem sonu yaklaşıyordu; havalar daha da soğumuş, kış kendini göstermeye başlamıştı. Bir hafta önce yaşananlar aklıma geldiğinde gülümsedim. O akşamdan sonra artık her akşam buluşuyor, beraber olamadığımız günlerin acısını bir bir çıkarıyorduk. Yüreğimdeki özlem, bu buluşmalarla hafifliyordu. Her anımız, her bakışımız birer hazineye dönüşmüştü.

Hala kontrolün çoğu ondaydı; onun beni yönetmesi hoşuma gidiyordu. O anların verdiği heyecan, beni diri tutuyordu. Ama artık anladım ki, benim de onun üzerinde gücüm vardı. Kendi sınırlarımı zorlayarak ona açıldıkça, ikimiz arasında farklı bir bağ oluşuyordu. Bu bağ, karşımda güçlü bir adam olmasının yanı sıra, zayıflıklarını da görmemi sağlıyordu. Onun içindeki savaşın hala devam ettiğini biliyordum. Bazen bir bakışı, bazen de bir sessizliği bu savaşı açığa çıkarıyordu.

O akşam kendini açtığında, içindeki karmaşayı hissetmiştim. Pişman mıydı, bilmiyordum. Ama onun bu duygu durumunu anlamak, bana karşı daha yumuşak ve sabırlı davranmama neden oluyordu. İkimiz de birbirimize karşı korunma ihtiyacı hissediyorduk. Bu nedenle, içindeki çatışmalara dair sorularımın cevapsız kalması, beni durdurmuyordu. İçindekileri merak ediyordum; ama şu anda sormaya çekinsem de, bir gün sorularımı sorduğumda cevap alacağımı biliyordum. Zamanı gelene kadar, onunla yaşadığımız anların tadını çıkarmak istiyordum.

Gözlerindeki kararlılık ve bazen de belirsizlik, beni ona daha da yaklaştırıyordu. O anlar, aramızda bir bağ kurarken, her geçen gün ona biraz daha bağlanıyordum. Bu bağ, sadece fiziksel bir çekim değil, duygusal bir derinlik kazanıyordu. Kendi içimdeki duyguların yoğunluğuyla, onun kararsızlıklarına daha çok empati yapıyordum.

Buluşmalarımız sırasında bazen sessiz kalıyor, bazen de derin sohbetlere dalıyorduk. Sadece birbirimizin yanında olmak, birbirimize ait hissetmek bile yeterli geliyordu. Onun yanında, kendimi güvende hissediyor; ama aynı zamanda bir bilinmezlik içinde, geleceğe dair kaygılarımın peşinden sürükleniyordum. Bir gün, bu ilişki nereye gidecekti? Sorular kafamı kurcalarken, ona olan tutkum daha da büyüyordu. O anlar, birer hatıra olarak zihnimde yer ederken, gelecekteki olasılıklar için umut da veriyordu.

Her geçen gün, bu savaşı daha iyi anlamaya çalışıyor, onunla birlikte büyümeyi umuyordum. Yüreğimdeki bu karmaşayı ve belirsizliği bir kenara bırakarak, onun yanında olmanın tadını çıkarmak istiyordum. Zamanla, bu ilişki daha derin ve anlam dolu hale gelecekti. Birlikte yaşadığımız her an, aramızdaki bağı daha da güçlendirecek ve belki de iki ruhun birbirini bulması için gerekli olan zamana ulaşmamızı sağlayacaktı. Bu bilinmezlik, hem korkutucu hem de heyecan vericiydi. Ve ben, bu yolculuğa onunla birlikte çıkmaya kararlıydım.

---

Sabahın erken saatlerinde uyandığında, günün yükü omuzlarına çoktan binmişti. Yatağının yanında, sessizce uyuyan eşi, hayatının bir parçasıydı. Ancak zihni başka bir yerdeydi; Şebnem'le geçirdiği anların hatıraları aklında dolanıyordu. Sessizce yataktan kalktı, yüzünü yıkarken aynada kendine baktı. Yüzündeki çizgiler, hem yaşadığı hayatın yükünü hem de içindeki çatışmayı gösteriyordu. Ayna, bir zamanlar gülümsediği yüzün yerini şimdi düşünceli bir ifadeye bırakmıştı.

Kahvaltı masasında, karısıyla birkaç sıradan kelime paylaşırken bile aklının bir köşesi hep Şebnem'deydi; bir hafta önceki buluşmada yaşananlardaydı. Elleriyle kendi tenine dokunduğu o anlar, zihninde yankılanıyor, vücudunda hafif bir gerilim yaratıyordu. Şebnem'in ona olan bağlılığı, ona karşı duyduğu ilgiyi daha da artırmıştı. Ama bu ilgi, eskisi gibi sadece fiziksel bir çekimden ibaret değildi. Artık, Şebnem'in onun hayatında ne kadar derin bir yer kapladığını ve onu ne kadar düşündüğünü anlamaya başlamıştı.

Yasaklı ÇizgilerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin