37

36 0 0
                                    

Koltukta Erhan'ın karşısına oturmuş, onun konuşmasını dinlemeye çalışıyordum, ama olmuyordu. Gözümün önüne onun yüzü geliyor, dün akşam gördüğüm rüyayı düşünüyordum sürekli. Gonca barın ortasında sızdığımı söylemişti, o da kendi evine götürmüş beni. Erhan'a söylemek istememiş en başta, ama sabahın köründe Erhan Gonca'nın kapısına dayanınca görmüştü halimi. Beni alıp eve getirmiş, kendimi toparlamamı bekledikten sonra ise azarına başlamıştı.

Erhan'ın sözleri kulağımda yankılanırken, içimde derin bir boşluk hissettim. Onun söyledikleriyle yüzleşmeye çalışsam da, zihinlerimiz bambaşka dünyalarda dolaşıyordu. Sanki her kelimesi bana ulaşmaya çalışıyor ama bir türlü ruhuma dokunamıyordu. Gözlerim ona odaklansa da, düşüncelerim uzaklarda, çok daha farklı bir adamdaydı. O, bana ne kadar yaklaşıyor, sevgisini ve endişesini gösteriyorsa, ben de bir o kadar uzaklaşıyordum. Kafamın içinde yankılanan tek şey, dün gece gördüğüm rüya ve o adamın yüzüydü. Onun varlığı her şeyi gölgede bırakıyordu.

Erhan neredeyse yarım saattir aynı cümleleri tekrarlıyordu: "Bu kadar da olmaz ki, bari ben olsaydım yanında, koskoca evli kadınsın. Yakışıyor mu sana? Bu şekilde nasıl devam edeceğiz? Ben seni seviyorum ama sen böyle davranarak her şeyi zorlaştırıyorsun." Gözleri bana öfkeyle değil, hayal kırıklığıyla bakıyordu. Söylediklerinde haklıydı, bu durum onu kırıyordu, ama içimdeki fırtınayı nasıl anlatabilirdim? Asıl meseleyi bile sormamıştı. Neden bu kadar içmiştim? Neden kendimi kaybetmiştim? Onu nasıl anlardım ki, o beni hiçbir zaman tam anlamıyla anlamamıştı.

İçimde büyüyen bu düşünceler beni her geçen saniye daha da karanlığa sürüklüyordu. O ise... O bambaşkaydı. O benim içimdeki her çalkantıyı, her kıvılcımı, her duyguyu anında kavrardı. Gözlerimden okurdu beni, kelimelere gerek kalmadan... Bir bakışım bile ona yeterdi. Bizim aramızda dil yoktu, sessizlik konuşurdu. Her anı paylaşır, her dokunuşla yeni bir sayfa açardık. Onun kollarında, bütün dünya sessizleşirdi. Ama şimdi, bu sessizlik yerini gürültülü bir boşluğa bırakmıştı. Geriye sadece eksik kalan anılar ve bitmemiş bir hikaye vardı.

Gözlerimi tekrar Erhan'a çevirdim. Bana kızgın değildi, ama üzgündü. Sabah beni o halde bulduğunda gözlerinde gördüğüm korkuyu hatırladım. Yüzü solgundu, bana ne olduğunu anlamaya çalışmıştı ama hiçbir şey sormamıştı. O anda bile benden uzak olduğunun farkındaydım. Gerçek duygularımı bilmiyordu. Gonca'nın kapısına dayandığında karşısında titreyen, içkinin etkisinde bir kadın bulmuştu; benim neden o kadar içtiğimi asla sorgulamamıştı. Belki de sorgulamak istememişti, çünkü gerçeği bilmek istemiyordu. Halbuki bilseydi, her şeyin temeli bu olurdu. Ama ben gerçeği saklıyordum, çünkü onunla yüzleşmekten korkuyordum.

Kendi içimde kopan bu fırtınanın sorumlusu bendim, biliyordum. Erhan'ın hiçbir suçu yoktu. Beni seviyordu, bana değer veriyordu. Ama o da bir şeyleri yanlış anlamıştı. Onun yanında olmama rağmen, aslında hiç yanında değildim. Duygularım başka birine, başka bir dünyaya sürüklenmişti. Onu kırıyordum, bunu fark ediyordum, ama kendime engel olamıyordum. Sanki iki farklı hayat yaşıyordum: bir yanda Erhan, sorumluluklarım ve evliliğim, diğer yanda ise içimde yankılanan o derin arzular, karşı koyamadığım o istek.

Her şey öyle karışıktı ki... O beni istemiyordu, ama ben onu her gün biraz daha fazla arzuluyordum. Erhan ise beni her şeyden çok istiyordu, ama ona karşılık veremiyordum. Evliliğim bir zamanlar mantıklı bir karardı belki, ama şimdi... Her şey karmaşık bir hal almıştı. Eğer o sabah bu şehirden gitmeseydim, belki de şimdi farklı bir hayat yaşıyor olurdum. O gün o yataktan hiç çıkmasaydım, her şey bambaşka olurdu. Onun kollarında kalsaydım, belki bu kadar pişmanlık duymayacaktım.

Derin bir iç çekerek, yeniden Erhan'a döndüm. Gözlerinde endişe ve hüzün vardı. Sabah beni o halde gördüğünde bana acımış mıydı, yoksa sadece korkmuş muydu? Bu sorunun cevabını bilmiyordum, ama ne olursa olsun, bana duyduğu sevgiyi görebiliyordum. Onun hiçbir şeyden haberi yoktu. Aslında bu hikayedeki tek suçlu bendim. Erhan'a karşı adil değildim, o bana olan sevgisini her gün gösterirken ben ona ihanet ediyordum. Ona karşı hissetmem gereken şeyleri hissetmiyor, hep bir boşluk bırakıyordum. Suçlu olan bendim ve bu durumu değiştirmek zorundaydım.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Oct 06 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Yasaklı ÇizgilerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin