16

55 0 0
                                    

Ertesi sabah, gözlerimi açtığımda ilk düşündüğüm şey yine onunla karşılaşma ihtimaliydi. İçimdeki o tanıdık karışık duygular tekrar canlanmıştı: bir yandan onu görmek için duyduğum yoğun arzu, diğer yandan dün yaşananların ağırlığı altında ezilen tedirginlik. Düşüncelerim dünden beri huzursuzdu. Onun sert sözleri ve vücuduma uyguladığı baskı, gecenin derinliğinde zihnimde defalarca tekrarlanmıştı. Her ne kadar onun otoritesi beni içten içe sarssa da, bugün onunla yüzleşmenin nasıl olacağını kestiremiyordum.

Hazırlanırken kendime sürekli sorular soruyordum: Bugün beni nasıl karşılayacak? Yine o soğuk, kontrolcü tavrıyla mı beni karşılayacak, yoksa daha yumuşak bir tarafını görebilecek miyim? İçimde sürekli devinen bu belirsizlik, onun yanında nasıl hissetmem gerektiğine dair tüm dengemi bozuyordu.

Bölüme vardığımda, istemsizce gözlerim onun kapısına takıldı. Her zamanki gibi, onu arıyordum. Orada olup olmadığını bilmek bile bir nebze rahatlatıyordu. Bir süre kapısına bakarak durdum, içimden onu görmek isteğiyle dolup taşarken, bir yandan da onunla karşılaşmanın ağırlığını taşıyordum.

Sonra ofisinin kapısı aniden açıldı. İçim irkildi. Her zamanki adımlarıyla, ağır ama kararlı bir şekilde koridorda ilerlemeye başladı. Bölüm başkanının odasına doğru gidiyordu. Gözlerimi ondan kaçırmak istesem de, ona bakmaktan kendimi alamıyordum. Onun varlığı her zaman olduğu gibi beni bir mıknatıs gibi çekiyordu. Daha uzaktan, omuzlarının gerilimi, yürüyüşündeki kendinden emin tavrı yine aynı sertliği yansıtıyordu.

Ama bugün bakışları farklıydı. Dünkü öfke, yerini daha soğukkanlı ve hesaplı bir bakışa bırakmıştı. Onunla göz göze gelmedik, ama varlığı beni tamamen etkisi altına almıştı. Bugün daha sessizdi, dünkü baskıcı öfkesini bir kenara koymuş gibiydi; fakat bu sefer kontrolü elinden bırakmak istemeyen bir denetim hali vardı üzerinde. Sanki bir adım daha atsa, yeniden o otoriter tavrını gösterecekti. Yine de sinirli olmadığı açıktı, bu da içimde bir rahatlama dalgası yaratıyordu.

Onun bu soğukkanlılığı, beni daha da endişelendiriyordu aslında. Bir yandan, bu tavrının ardında ne olduğunu çözmeye çalışıyor, diğer yandan ise bana nasıl yaklaşacağını merak ediyordum. Dünkü karşılaşmamızın ağırlığı hala üzerimdeydi. Aramızda yaşanan o anlar, sadece fiziksel bir çekim değil, aynı zamanda bir güç mücadelesiydi. Ve bugün, bu mücadelenin devam edeceğini hissediyordum.

Onun adımları bölüm başkanının odasına doğru uzaklaştıkça, içimde bir şeyler yeniden hareketleniyordu. Dün yaşananların izleri silinmemişti, ama bugün farklı bir yüzleşmeye hazırlıklı olmam gerektiğini biliyordum. Onun beni ne zaman ve nasıl çağıracağını bilmiyordum; ama her an bu denetimin devam edeceğini, onun bakışlarıyla ve tavırlarıyla beni kontrol etmeye çalışacağını hissediyordum.

Bölümdeki herkes günlük işlerine devam ediyordu, ama ben, adeta kendi dünyamda onun adımlarının yankılarını takip ediyordum. Her an onunla karşılaşacakmış gibi tetikteydim, ama aynı zamanda bu gerginliğin bana yaşattığı derin arzu hissiyle baş etmeye çalışıyordum.

Bugünün nasıl ilerleyeceği, aramızdaki bu gizli oyunun bir parçası gibiydi.

---

Derslerin ardından laboratuvarda çalışmaya başlamıştım. Tezgahın başında deneylerimi tamamlarken, arka tarafta Rana da kendi işiyle meşguldü. Laboratuvarın hafif uğultusu, konuşmalar ve aletlerin sesi, o anın sıradanlığını hissettiriyordu. Fakat içimde bir yerlerde, onun gelmesini bekleyen bir gerginlik de vardı. Sanki ne zaman karşılaşacağımızı bilmeden, her an hazırda bekliyordum. İçimdeki bu gerginlik, başımdan geçen son olayların izlerini taşıyordu. Onun baskın tavırları, üzerimde bıraktığı etkiler ve her an bu denetimin devam edeceği hissi, düşüncelerimi sürekli onun üzerine çekiyordu.

Yasaklı ÇizgilerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin