(37)Her şey basit bir rüya gibi

1.2K 141 160
                                    

Bölümü şimdi atacağım çok istediğiniz için sınır koymayacağım bu sefer. artık günlünüzden ne geçiyorsa ona yorum yapabilirsiniz? umarım bölüm güzel olmuştur iyi okumalar...

Yazarın anlatımıyla...

Taehyung donmuş bir şekilde her tarafına dizilmiş olan aynalara bakıyordu ama onun nefes alamamasını sağlayan her tarafta dizilmiş olan aynalar değildi.

O aynalarda olan görüntülerdi. Fazla büyük olmayan bir odanın içindeydi ve her tarafı aynalarla kaplıydı.

Hatta tavan bile aynalarla kaplıydı.
Bu aynalar Taehyung'un hastanede ve evinde gördüğü aynalarla birebir aynıydı.

Taehyung dehşetten yutkunamazken, arkasındaki kapı bir anda çat diye kapanmıştı ve orayı da bir ayna kaplamıştı.

Taehyung hafif aralamış pembe dudaklarıyla dehşetle bakıyordu etrafa...

Hala gördüklerini tam kavramış değildi.
İç sesi gördüğü bu şeylerin sadece bir hayal olduğunu söylüyordu ama bir anda büyük bir çığlık sesi gelmişti ve sonra da büyük bir kahkaha sesi...

bu sevgilisinin sesiydi. Aynada onunla julesin seviştiğinin görüntüleri vardı. Sanki bir kamera gibi izletiyorlardı bunu Taehyung'a...

Taehyung yavaş adımlarla odanın tam ortasına gelmişti. Etrafında ki sesler o kadar fazlaydı ki! Yavaşça odanın ortasında dönmeye başlamıştı. her taraf aynalarla kaplıydı ve her tarafta aynı görüntü vardı.

Taehyung elini göğsüne koymuştu. gözlerinde ki yaşlar durmazken elini yumruk yapıp göğsüne vurmuştu.

hayır hayır bu gördükleri gerçek olamazdı. nefes alamıyordu.. göğsünde öyle bir yumruk vardı ki!

Taehyung'un yavaşça elleri saçlarına çıkmıştı. Sıkıca saçlarını kavrarken hala olayların gerçekliğini kavramış sayılmazdı.

Elini saçlarındaki tutamlardan ayırmazken etrafa tekrar bakmıştı ama jules'in jungkook'un üstüne çıkıp içine girmesiyle sevgilisinin acı çığlığı, onun okyanusun en kör kısmında, dibe batmış bir inci tanesini andıran parlak gözlerinin bir anda karanlığın en koyu tonunu almasını sağlamıştı.

Gözlerinde ışık bi su gibi saniyede sönerken, yaşamdan akan bu ışık gidip geriye gökyüzünden gelen bir meteorun uzaktan görünen o felaketin habercisi olan o kapkara gözlere bırakmıştı.

Ellerini koparmak istercesine sıkarken ateşi andıran gözleri odanın köşesinde ki demirden olan sopayı bulmuştu.

Nefes sesleri aynalarla kaplı olan odanın her bir santiminden duyulurken, tedirginlik uyandıran türden olan bakışları aynalarda olan görüntülere tutunmuştu.

O görüntülerden gözlerini saniyesiz ayırmazken sopaya adımlamaya bşlamıştı.

Acıdan, hayat kırıklığından titreyen dudakları tekrardan nefretle bütünleşmişti. Aynı gözlerinin içinde ki aşkın saniyesinde nefrete dönüştüğü gibi...

Çünkü kim Taehyung tam o an ölmüştü ve geriye yıkıcı bir intikam almak isteyen bedeni kalmıştı.

Odanın içinde ki her bir adımı, odayı yıkıp geçerken Taehyung sıkmaktan beyazlaşmış, buz gibi olan avuş içiyle sopayı eline almıştı ve odada ki en büyük olan aynanın karşısına tok ve sert adımlarla geçmişti.

Gördüğü her görüntü bedenini Kasım kasım kaskatı kesiyordu. Saçları beceriksizce alnına düşmüştü.

Oda da sadece gelecek olan felaketin acı çığlıkları vardı ama bu çığlıkları Taehyung dışında kimse duymuyordu.

I will save you //TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin