I will save you //Taekook

(20)Sonunda onun hastalığını bulmuştum

Nasılsınız aşklarım. Evet en merak ettiğiniz şeylerden birini şu an öğreneceksiniz umarım bölümü beğenirsiniz lütfen bol bol yorum yapın güzellerim iyi okumalar

Yazarın anlatımıyla

Taehyung artık duyduklarını ciddi anlamda kaldıramıyordu. Gerçekten çıldıracağını hissediyordu. Nasıl ya cidden bu bir oyun olmalıydı? Bir rüya olmalıydı!

Ciddi anlamda artık bu saçma şeyleri kafası almıyordu. Sürekli olan şeylere Fransız kalıyordu ve bu durum onu ciddi anlamda çok sinirlendiriyordu.

Sinirle masadan kalkıp masaya sert bir tekme atmıştı. "Ne saçmalıyorsunuz lan siz!" Diye gürleyip, sinirle jules'e dönüp masada ona doğru eğilmişti.

Boynundaki damarlardan bile ne kadar sinirli olduğu fazlasıyla anlaşılıyordu. Sıktığı dişleri arasında"Nereden tanıyorsun? Sen Jungkooku nereden tanıyorsun?!" diye bağırmıştı.

Ama Jules sırıtıp ayağa kalkıp o da aynı Taehyung gibi ellerini masaya koyup öne doğru eğilmişti. Yüzlerinin Arasında sadece 5 santim mesafe vardı. İkisi de birbirine nefretle bakıyordu.

" Neden bunu biricik sevgiline sormuyorsun Taehyungcum?" bu laf Taehyung'u delirtirken, hızla jungkook'un kolunu tuttuğu gibi onunla evin içine girmek için harekete geçmişti ama babası Bay Jiwoon'un sesini duymuştu.

"Nereye gidiyorsun Taehyung?!" ama Taehyung onu duymamazlıktan gelip hızla Jungkook'la odasına gitmişti.

Adımları o kadar sert ve hızlıydı ki! jungkook ona yetişmekte ciddi anlamda zorluk çekiyordu. Taehyung odanın kapısını açtığı gibi önce kendi sonra Jungkook'u içeri soktuğu gibi kapıyı sert bir şekilde kapatıp jungkook'u da aynı sertlikle kapıyla arasına almıştı.

Jungkook saniyede olan şeylerle paniklerken, Taehyung sinirle soluyup"nereden tanıyorsun ha! o herifi nereden tanıyorsun sen!" Demişti.

Jungkook'un gözleri dolmuştu. Taehyung'a bakmıyordu. Çünkü bildiğin Taehyung gözlerinden ateş saçıyordu.

O kadar sert ve keskin bakıyordu ki! Jungkook onu ilk defa bu kadar sinirli görüyordu.

Jungkook'un hala cevap vermemesi Taehyung'u daha da sinirlendirirken dayanamayıp "yeter ya yeter!! Artık bana bir açıklama yapmak zorundasın? jungkook anlıyor musun!? Artık bana bir açıklama yapmak zorundasın! Ne bu ya yeter artık anlıyor musun hiç bir bok bilmiyorum. Seninle ilgili hiç bir bok bilmiyorum! Bana hiç bir şey anlatmıyorsun? Lanet olsun anlatacaksın duydun mu? sorduğum her şeyi anlatacaksın!" ama jungkook yine ona cevap vermemişti.

Taehyung sinirle elini kaldırmıştı ama sonra sıkıp ard arda arkadaki kapıya sert yumruklar atmıştı. Kapıya o kadar sert vuruyordu ki Jungkook başını kolları arasına koyup gözlerini kapatmıştı.

Taehyung son bir kere daha yumruk attıktan sonra oradan ayrılıp yatağa sert bir tekme atmıştı. Sonra da tekrar çocuğun yanına gelip "Sürekli böyle yapıyorsun Jungkook. Bana hiç bir şey anlatmıyorsun? Sorduğum hiç bir soruya cevap vermiyorsun!"

Ama Jungkook dolmuş gözleriyle ona bakıp "beni dövecek misin?" diye sormuştu.

Taehyung bir anda duyduğu şeyle sinir kıvılcımları yer etmiş gözleri şaşkın bakışlara bırakmıştı. şok olmuş bir şekilde Jungkook'a bakarken, dudaklarından kısık bir sesle "ne" nidası çıkmıştı.

Jungkook'un gözlerinden bir yaş düşerken "sen dövme lütfen" deyip Taehyung'a sarılmıştı.

Taehyung hala donmuş bir şekilde kıpırdayamazken, ne yani jungkook cidden böyle bir şeye ihtimal mi vermişti.