Merhaba bölümü çok geç attım farkındayım ama öyle bir bölüm yaptım ki kesin belamı sikeceksiniz neyse kızmayın çok bana neyse bebeklerim valla daha erken atacaktım ama çok sorunlar oldu yoksa erken atıyorum biliyorsunuz hem sınır baya geç dolmuştu. bu arada şimdi ki sınır yine 800 olsun ama amacınız sınırı doldurmaktan çok fikirlerinizi belirtip olan olaylara yorum yaparsanız çok sevinir hadi kaçtım ben meleklerim..
Taehyung'un anlatımıyla.
İnanamıyorum hayır hayır ben gerçekten korkunç bir rüyada olmalıydım.
Bu neydi ya?
Duyduğum son kelimeler nefesimi daraltmıştı. Sanki başımdan aşağıya kaynar su dökülmüş gibi etki yaratmıştı.Az önce duyduğum şeyi duymaktansa o şerefsizin elinde ki lavlarla paramparça olmayı tercih ederdim.
Hala kendime gelmiş değildim. O kadar sinirliydim ki! Sinir bildiğin tüm vücudumu ele geçirmişti.
Kendimi ilk defa bu kadar çaresiz hissediyordum. Elimde ki yaraları önemsemeden elimi sıkıca yumruk yapmıştım.Gözlerimi Jungkook'tan ayırmazken o ağlıyordu ve gözlerini benden kaçırmaya çalışıyordu. Derin bir nefes alıp sıktığım dişlerim arasında "ne saçmalıyorsun sen! Ha delirdim mi?! Sen... sen ne dediğinin farkında mısın?! Beni delirtmek mi istiyorsun! Ya.. ya neden yapıyorsun bunu bana? Neden her şeyi daha fazla zorlaştırıyorsun? " demiştim sonlara doğru sesim kısılırken, gözlerimi bir saniye bile ondan ayırmazken o inatla bana bakmıyordu.
Gözlerini yerden bir saniye bile ayırmıyordu. Ağlamaktan yüzü gözleri kıpkırmızı olmuştu. Saçları yüzünü kapattığından pek göremiyorum aslında güzel yüzünü...
Başını yerden kaldırmadan yavaş adımlarla karşıma geçmişti. Küçük elleriyle gözlerinden düşen yaşı silmişti.
Sonra da başını kaldırıp bana bakmıştı. Depoda sanki ölüm sessizliği vardı. Ağlamaktan şişmiş gözleriyle gözlerimin içine bakmıştı.
Titriyen dudaklarını birbirine bastırıp bir iki adım daha atıp bu sefer tam karşıma geçmişti. Gözümü kırpmadan onu izliyordum. En ufak hareketini bile kaçırmak istemiyordum.
"Biliyor musun Taehyung? İmkansızdı b-ben... ben zaten bunu biliyordum ama bile bile neden yanından gitmedim biliyor musun? Seni ilk gördüğüm zaman Jules sandım. Çok korktum senden ama sonra bana o kadar güzel davrandın ki Jules olmadığına emin oldum. sonra onun bir deneyi olduğunu düşündüm. İlk defa bir deney bu kadar güzeldi ve ben bundan kaçmak istemedim. Yaşadığım şeylerin sadece basit bir oyun olduğunu gerçek olmadığını düşündüm. Oysa yaşadığım bu şeylerin... seninle birlikte yaşadığım her şeyin, bunca yıllık hayatımdan daha gerçek olduğunu nereden bilebilirdim ki! Meğer ben sadece senin yanında yaşıyormuşum. Taehyung ben sadece senin yanında insan olduğumu hissettim. Biliyor musun? değerli bir varlık olduğumu ben sadece senin yanında anladım. Bana sen dışında kimse fikrimi sormadı... Saçlarımı okşamadı, annem babam bile..." demişti.
Göz yaşları yanaklarından süzülürken bir adım daha atıp tam dibime girmişti. Gözlerim yavaşça dudaklarına kaymıştı ama o bunu fark edip izin vermeyerek eğilip tekrardan odak noktamın gözleri olmasını sağlamıştı.
" Çok isterdim Taehyung. Şu an bu acıları çekmemeni... Belki bu teklifi baştan yapmalıydım jules'e... ama o kadar cesur değilim. Bir ihtimal buradan kurtuluruz sandım ama şimdi bakıyorum da bu gerçekten imkansız... Her şey bitmişte sadece benim haberim yokmuş... Gitmen için çok yalvardım sana, köpek gibi yalvardım hatta. durması için jules'e de yalvardım. Ben elimden gelen her şeyi fazlasıyla yaptım Taehyung. Hayat bana karşı o kadar acımasız ki! ama biliyor musun? Senin gibi olmayı çok isterdim. Ona istediğim her şeyi söyleyebilmeyi, içimden gelen her şeyi avazım çıktığı kadar bağırarak söyleyebilmeyi, boyun eğmemeyi ama ben kabullenmeyi seçtim ve sen de seçeceksin!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I will save you //Taekook
Ficção GeralJungkook 5 yaşından beri korkunç insanların deney oyuncağı olmuştu. O 19 yaşına kadar cehennemi yaşamıştı ama 19 yaşından sonra hayatına giren bir doktor, onun bitmiş psikolojisini düzeltmeye ve onu yeniden hayata bağlamaya çalışacaktı ama bu süreç...