(31)Acı gerçekten dayanılmazdı

1.1K 144 293
                                    

Merhaba güzellerim. Bu arada wattpat'ta bir sorun yok. Ben yanlışlıkla yüklemiştim de bölümü, o yüzden geri kaldırdım.
o yüzden açılmıyor bu arada yorum da yapar mısınız lütfen? eğer 200 yorum olursa diğer bölümü hemen atarım. Amacım şart koşmak değil tabi ki yani birazcık zaman kazanmak diyelim. Sayı falan da atmayın olur mu istemezseniz yapmayın tabi ki. seviyorum sizi iyi okumalar bebeklerim.
Aklınızı karıştıran şeyleri de yorumlarda sorabilirsiniz.

Yazarın anlatımıyla

sonra da kendiyle sürüklemeye başlamıştı "doğru onların bir suçu yok jeon!! burada tek bir suçlu, tek bir aptal var o da sensin!!" deyip lavabonun kapısını açıp çocuğu içeri fırlarmıştı. Sonra da kendi girip kapıyı sert bir şekilde kapatmıştı.

Jungkook lavabo da uzaklaşabildiği kadar uzaklaşmıştı julesten... Aslında böyle bir depoda lavabo olmazdı ama Jules özel yaptırmıştı çünkü Jungkook'un Taehyung'layken tüm travmaları lavaboda olmuştu ve bunu Jules gayet iyi biliyordu.

Jules bir iki adımda jungkook'un dibinde biterken hızla küçük çocuğun saçını kavramıştı.

" demek o herifle seviştin ha!" Jungkook ağlayarak "hayır" demişti ama julesin tam sikinin üstüne basıp topuğuyla ezmesiyle büyük bir çığlık atmıştı.

"Yalan söylemenden nefret ettiğimi biliyorsun Jungkook!!" demişti bağırarak
" bu yalanında bir cezası olacak öyle değil mi?" deyip yandan bir bıçak almıştı.

Aldığı bıçakla çocuğun yüzüne eğilip boynundan başlayıp göğsüne kadar büyük bir çizik atmıştı.
Her taraf kan olurken lavaboyu jungkook'un acı çığlıkları kaplıyordu.

Küçük çocuk deliler gibi ağlarken "yalvarırım yeter canım yanıyor l-lütfen nolur yalvarırım canım yanıyor!!"

Jules hızla" kes sesini!! Demek canın yanıyormuş ha" demişti dalga geçer bir ses tonuyla..
Gülerek çocuğun saçlarından tutup sürükleyerek kanla dolu bir küvetin yanına getirmişti.

" Yansın canın fazlasıyla yansın Jungkook!" deyip çocuğun kafasını o küvetin içine sokmuştu. Kan Jungkook'un boğazının hepsini yakarken, boğuluyordu çocuk ciddi anlamda boğuluyordu.

Jules 2 dakikanın sonunda çocuğun saçından tutup çekerek çıkartmıştı küvetten. jungkook deliler gibi ağlayıp hem de nefes almaya çalışırken, Aynı zamanda da çok fazla midesi bulanıyordu. Bir kaç kez öğürmüştü ama kusmamıştı. Çünkü kusarsa başına gelecekleri gayet iyi biliyordu.

"Konuşsana niye ağlıyorsun ki bebeğim hmm. O aptalın evinde bana laf sokmak kolaydı öyle değil mi? Ne dedim ben sana ha! Ben sana o küçük sivri şeytan dilin bana karşı çıkarsa kopartırım demedim mi?" demişti çocuğun saçlarını daha sert kavrayıp çekerken...

Jungkook acıyla çığlık atıp "senin oyunundu değil mi? Taehyung'u arayan yüzü yanmış kadın musiaydı ama onun yüzünü gerçekten yaktınız mı? o yüzüne çok düşkündü" demişti acıyla konuşurken...

Jules kahkaha atıp
" evet" demişti jungkook'un yüzüne daha da eğilip devam etmişti.
"yaktık cayır cayır yaktım onu Jungkook. birazdan sana yapacağım gibi onu öyle yaktım. hadi benim küçük şeytanım. Sen söyle hangi maddeyle yaktım sence ben onu" demişti.

Ama bu sözlerle Jungkook'un yüzünde tehlikeli bir sırıtış oluşmuştu. "Tabi ki de kaynar sıcak suyla... musia canına çok düşkündür. Yüzünü yakılmasını kabul edecek kadar benden nefret ettiğini bilmiyordum. Yakıcı maddeler içinde en az can yakan şeyin kaynar su olduğunu düşündüğü için onu seçti ama şöyle bir durum var ki ateşi seçmesi onun için daha mantıklıydı. çünkü o yanarken ateşte dumanıyla onu zehirlediği için birkaç dakikanın içinde bayılacaktı. Neyse kaynar suyu büyük bir kazanda 5 saat kadar kaynattın ve su o kadar fazlaydı ki 5 saat kaynamasına rağmen yarıya kadar bile gelmemişti.

I will save you //TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin