(21)Birazdan evde büyük bir kıyamet kopacaktı

2.6K 256 219
                                    

Merhaba güzellerim. nasılsınız? Yine bölüm günü ve yine ben iyi okumalar bebeklerim umarım bölümü beğenirsiniz.

Taehyung'un anlatımıyla

Sonunda bulmuştum. Sonunda herşeyin nedenini bulmuştum. Acı çektiğini sanıyordu ona dokunulunca veya en ufak bir temas edilince acı çektiğini düşünüyordu. çünkü hayatı boyunca hiç acı çekmemişti. Sadece çektiğini sanmıştı sadece acı çektiğini düşünmüştü.

Ve acı çekmenin nasıl bir şey olduğunu bilmediği için aklınca en ufak şey de acı çekeceğini sanıyordu. Bunu öyle bir aşılamışlardı ki zihnine...

Tanrım cidden nasıl fark etmezlerdi. Ailesi ve ya her kimle hangi bokla yaşıyorsa, böyle bir şeyi fark edip nasıl ona söylemezlerdi. Ya da bilerek mi yapmışlardı? En başından beri bu hastalığı jungkook'a söylememelerinin altında bir şey yatıyor olmalıydı ama ne?

Küçük çocuğum hala camda ki kuşu arıyordu sonra bana dönerek sinirli bir şekilde "hani camda kuş vardı yok işte" diye söylenmişti. Gülüp dudaklarımı dudaklarına bastırmıştım.

Ve o sıra içinde hareket etmeye başlamıştım. Evet belki yavaş davranmam gerekirdi ama siktir etsene! yavaş davranamazdım hele altımda böyle bir güzellik varken!

Hem o acı bile çekmiyordu öyle değil mi? istediğim kadar ileri gidebilirdim. Jungkook sonunda içinde hissettiği sertliğimle gözleri büyümüştü. "ah Taehyung ne zaman soktun" demişti isyan eder bir şekilde...

Bu kıkırdamamı sağlamıştı. Az önce dikkati başka yerde olduğu için içine girdiğimi fark etmemişti öylesine değdiriyorum falan sanmıştı. Ona cipa hastalığının olduğunu şu an söylemeyecektim. Güzel inlemesini duymak istiyordum çünkü.

Zaten söylesemde büyük ihtimalle şu an inanmazdı. Aletimi deliğinin ucuna kadar geri getirip bir anda içine sokmuştum.

Yaptığım şeyle deliler gibi bağırıp inlerken sikeyim aşırı hoşuma gidiyordu. İçinde sert bir şekilde hareket etmek, içinde ki duvarları yıkmak, en derinine girmek tanrım...

Bir yandan da kafamı boynuna gömüp bembeyaz teni morartmaya başlamıştım. Bir elimi kalçasına koyup sıkıp yoğururken diğer elimde göğüs ucundaki tomucuğu sıkıştırıyordu.

Dudaklarım arasındaki süt gibi beyaz teni ağzıma alıp ısırmıştım.
" Ah Taehyung hmm y-yavaş" diye inlemesini duymuştum. Ah yavrum ne güzel işlemişler sana öyle, görende gerçekten canın yanıyor sanar.

Kafamı boynundan çıkartıp bir sonra ki hedefim olan göğüs ucuna kapanmıştım. Sert bir şekilde emiyordum küçük oğlumun göğüs ucunu...

Hayatımda hiç bir şeyden böyle zevk aldığımı düşünmüyordum. Lanet olsun! Ama bir dakika aklıma gelen şeyle sırıtmam büyürken küçük oğluma bakmıştım.

İnlemekten çığlık atmaktan yüzü kıpkırmızı olmuştu. Gülümseyip dudaklarını öpmüştüm.
Sonra da geri çekilip,

"Bebeğim" deyip üstünden kalkıp içinden çıkmıştım ama o dudağını büzmüştü. Çünkü hala boşalmamıştı bile.. belli ki tatmin olmamıştı.

Sikeyim zaten ben de olmamıştım ki ve kolay kolay olacağım da söylenemezdi. yüzüne eğilmiştim. Dudaklarımızın arasında bir santim kala durmuştum.

Rahatsız görünüyordu. Çünkü işimi yarıda bırakmıştım. Jungkook'a baktığımda bir şey fark etmiştim. Eli deliğine gidiyordu. Hızla elini tutup buna engel olmuştum.

'ah cidden bunu bana söylemek yerine kendisinin yapmasına karar vermek daha mı kolaydı!'

" Yarıda bıraktığım işi tamamlama mı ister misin jungkook?" demiştim son derece kışkırtıcı bir ses tonuyla...

I will save you //TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin