(17)Yavrum sen motordan ne anlarsın?

2.6K 276 286
                                    

Evet yine ben geldim. Bölümü aslında akşam atsam daha iyi olurdu ama neyse şu an hazırlamışken atayım dedim.
fic de kafanızı karıştıran çok şey var biliyorum bulmaca gibi ve merak ediyorsunuz.
Mesela jungkookun her şeyi nasıl bildiğini... yani bunu çok merak ediyorsunuz? peki bu dışında fic de başka merak ettiğiniz bir şeyler var mı bebeklerim. Umarım bölümü beğenirsiniz yorum yapmayı unutmayın güzellerim.

Taehyungun anlatımıyla

Anlamıyordum neden bu kadar şiddetli ağlamıştı ki benim miniğim. Alt tarafı kusmuştu.
Yoksa korkmuş muydu...
Kucağımda ki minik çocuğu daha da kucağıma çekip saçlarını öpmüştüm. Aşırı güzeldi benim meleğim ama o bana sarılmayı bırakıp yüzüme bakmıştı. Hafif gülümsemiştim ona... Acaba şimdi onu öpsem ne olurdu.

Belki bana karşılık verirdi. Tanrım bence bir şey demezdi ya, demesin Amına koyayım demesin işte, bir anda onun dudaklarına eğildiğimde o hızla bunu fark edip kucağımdan kalkmıştı.

Of be öpememiştim. Başka zamana artık. Ayağa kalkıp dolabımdan en küçük beden beyaz bir switle beyaz bir eşortman almıştım.

Bunlar da ona büyük olacaktı büyük ihtimalle...
Ama yapacak başka bir şey yoktu. En küçük beden bunlardı. Kendime de bu üstlerin aynısının daha büyük bedeninin siyahını almıştım.

Yavaşça oğluma elimdeki elbiseleri uzattım. "al bakalım yavrum giy bunları dışarı çıkacağız sağolsun babam tüm dengemi bozdu da!"demiştim sinirle homurdanarak, ama Jungkook dudağını büzüp "hayır giymek istemiyorum" demişti kısık sesle konuşup başını eğerken. Gülümseyerek yanına oturup, "o zaman ben giydireyim" demiştim ama o başını olumsuz anlamda sallamıştı.

Lanet olsun yine izin vermemişti.
Ama bir anda aklıma gelen şeyle gözlerim büyümüştü.
"Buldum siktir buldum! Jungkook şey yapalım mı? Bak ben üstümdeki tişörtü çıkartayım. Sonra sen ben ne yapıyorsam aynısını yap. Yani sen de benden sonra kendi üstündeki şeyi çıkart olur mu? Sonra da sana verdiğim üstleri giy olur mu bebeğim?"demişti heyecanla konuşup, merakla vereceği cevabı beklerken.

Başını olumlu anlamda sallamıştı. Kendi kendime sırıtıp üstümdeki tişörtü bir çırpıda çıkartmıştım.

Küçük oğlumun gözleri benim üst vücudumdayken sırıtmam büyümüştü.
"hadi sıra sen de çıkart sen de benim gibi" demiştim boğuk bir sesle. Beni biraz izleyip o da kendi üstünü ben nasıl çıkarttıysam aynı öyle çıkartmıştı.

Buna kıkırdamıştım. Yavaşça pantolonumu çıkartmıştım. Sonra ona baktığımda kocaman gözlerle beni izlediğini görmüştüm.

O da aynı benim gibi eşortmanını çıkartmıştı. Bembeyaz vücudu ağzımı sulandırıyordu bildiğin.

O kadar güzeldi ki! Hala merakla bana bakıyordu. Kocaman gözleri daha da büyümüş minik dudakları hafif aralıktı. Vücuduna baktığımda beli gerçekten bir erkeğe göre fazla inceydi. Onu incelemeyi bırakıp, aldığım siyah switi giymiştim bu sefer, o da benim ona verdiğim switi giymişti.

Eşortmanımı da giydikten sonra oğlumu izlemiştim. O da giymişti.

Sırıtıp "hadi gel peşimden" deyip kapıya doğru yürümüştüm ama o benim peşimden geliyor mu diye arkama baktığımda gördüğüm şeyle belki de günün en büyük kahkahasını atmıştım.

Tanrım aşırı tatlıydı. Ayağa kalktığından eşortmanın bel tarafı onun ince beline olmadığından eşortman yere düşmüştü. Ben hala kahkaha atarken o "şey bu düştü sanırım" demişti. Sonra da başını eğip, minik dudaklarını büzmüştü.

I will save you //TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin