20

48 4 37
                                    

İçeri girdiğimizde herkes salondaydı Lena Wonbin ve Miya ile sohbet ediyor ve hasret gideriyorlardı. Sungchan ve Sion mutsuzca oturuyor ve birbirlerinden en uzak köşedelerdi.

Wonbin'le göz göze gelince ayağa kalktı ve yanıma gelerek. "Biz sevgiliyiz istediğimiz zaman sarılabilir miyiz?" diye sordu kolundan tuttup onu kendime yapıştırırken, "hiç bırakmayabilirsin de." dedim gülümseyerek o da kıkırdayıp kollarını belime sardı.

Anton Lena'nın elinden tutup, "biz çok yorgunuz akşama güzel bir yemek yiyelim şimdi dinlenmeliyiz." diyip kendi odalarına gittiklerinde ben de Wonbin'in elinden tutup kendi odamıza götürdüm.

"Gelsene..." diyen Wonbin'in sesiyle ona doğru baktım. Ve soyunuyordu.

Üzerindeki tişörtü çıkarıp yatağın üstüne attı ve altındaki pantalonunu da çıkarmaya başlayınca çoktan yanmaya başlamıştım.

Ona bakmamaya çalışırıken hızla yanından geçip kapalı olan camı açıp hava almaya çalıştım.

Başımı hafifçe döndürerek "Sen yatağa gir ve üzerini ört yağmurdan dolayı hava soğuk üşüyebilirsin." diye söyledim ve yaklaşık bir dakika sonra başımı içeriye sokup korkarak yatağa baktım.

Yatağa uzanmış ve neyseki üzerini örtmüştü. Görmeyince daha da dayanabilir oluyordum.

Ben de hemen ışıkları kapatıp üzerimi çıkartıp yanına uzandığımda elini karnımın üzerine koyup kafasını göğsüme koyduğunda gülümsedim ve ellerimi saçlarında gezdirdim.

Saçlarına ufak birer öpücük kondurduktan sonra "İyi geceler sevgilim." diyince ben de gülümseyerek aynı şeyi fısıldadım. "İyi geceler sevgilim."

*******************************************
Wonbin

Ondan önce uyanmıştım. Öyle güzel uyuyordu ki... Onu hep böyle uyurken görebilecek miydim acaba? Ya da ona dokunabilecek miydim?

Yüzüstü yatmış, bir eli yastığın altındaydı. Kolu kocamandı dokunma isteğime engel olamıyordum. Elimi yavaşça kaldırıp dokundum korkarak. Kıpırdanınca hemen geri çektim kendimi ve gözlerimi kapadım. Bana kızmasından korkuyordum. Ama belki artık sevgili olduğumuz için kızma diye düşünüyordum.

Gözlerimi yavaşça açtım. Gözlerini açmış bana bakıyordu. Onu uyandırdığım için kendimi suçlamıştım. Zorlukla "Günaydın" dedim. Yine bir şey söylemeden bana bakmaya devam etti. Bakışlarımı kaçırıp yavaşça ayağa kalktım.

O da ayağa kalkıp arkamdan bana sarılırken, nefesini saçlarımın arasından ensemde hissedince, tüm vücudum ürperdi.

"Öpmek istiyorum..." diye fısıldadı.

Ben de ona doğru dönmüştüm. Nefesi dudaklarıma çarparken, "Ben de..." diye fısıldadım.

Eliyle yanağımı okşarken, hâlâ karar veremiyordu. Sonunda gözlerini kapadı ve dudakları ile dudaklarımı buluşturdu yumuşak öpüşüyle adete gökyüzündeymişim gibi hissediyordum. Sanki her yer dönüyor ve vücudum uyuşuyordu.

Eunseok

Direnmeyi başaramamıştım...

Dudaklarında her şeyi unutuyor, adete ayrı bir dünyada olduğumuzu hissediyordum. Bastırmama rağmen gittikçe güçlenen arzularım, tüm direncimle onu daha da derin öpüyordum. Kendimi yavaş yavaş ona bırakıyor ve fazlasını istiyordum.

Delice...

Belinden kavrayıp onu kucağıma aldım. Durmak istesem de duramıyordum, bacakları her iki yanımda açık bir haldeyken bana sarılmasıyla bir elim beline bir elim ensesine kaydı. Öpüşüm daha sert bir hâl aldığında, dudaklarından çıkan küçük bir inlemeyle kendimi kaybedicektim.

Nefes nefese dudaklarımı zorlukla dudaklarından çektim. Bir saniye beklemeden tekrar öptüm ve yine durmaya çalıştım. Yüzünü ellerimin arasına alıp, yavaşça dudaklarımı dudaklarından ayırdım.

Nasıl bu kadar zorlanabiliyordum? Nasıl duramıyor ve onu deli gibi isteyebiliyordum.

Yüzümü yanağında gezdirdikten sonra ona bakıp gülümsemeye çalışırken. "Kalkmalıyız..." dedim nefes nefese yüzüme baktı. Başını iki yana salladıktan sonra "Şey..." diye mırıldandı sesi titremişti.

"Bacaklarım... Sanırım tutmuyor. Ve şey... Başım da dönüyor..." dedi gülümseyerek.

Gülümsedim. Dudaklarına küçük bir öpücük kondurduktan sonra onu kucağımdan indirdim. Birazcık sendeledi sonrasında bana gülümsedi. "İyiyim." diye söylendi.

Evet... O iyiydi ama ben hiç iyi değildim...

mermaid, eunbinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin