Dün gece onu izlerken yakalanamamın ardından ne yapacağımı bilemez bir şekilde odadan çıkmış ve direkt salondaki yatağıma geçip uyumuştum.
Saat kaçtı ve ne zaman uyandığımı bilmiyordum fakat mutfaktan gelen seslere uyandığım kesindi.
Ayağa kalkıp mutfakta neler olduğuna bakmak için ilerlediğimde Wonbin ve Sungchan mutfakta yemek yapıyordu.
Daha doğrusu gülerek ve eğlenerek yemek yapıyorlardı.
Neden olduğunu bilmediğim bir şekilde içime doğan sinirle olduğum yerde yatışmayı bekledim. Aynı zamanda onları izliyordum.
İkisi de beni fark etmeyecek kadar işlerine odaklanmışlardı.
Hatta Sungchan Wonbin'e yanaşıyor, oldukça yakın hatta kolu koluna değecek kadar çok yaklaşıyordu.
Tanrım! Eunseok sakin ol.
Hızlı adımlarla yürüyerek ikisi de bana bakıp bir şeyler söyleyecekken Wonbin'in yanına gittim ve elinden tuttuğum gibi onu arkama çektim böylece onu Sungchan'dan uzaklaştırabilmiştim.
Ardından elindeki bıçağı da alıp tezgahın üstüne bıraktım.
"Sen git otur, şimdi bir yerini kesmene izin veremem."
Sesim bir hayli sert çıkmış olucak ki Sungchan da Wonbin'de bana şaşkınca bakmıştı fakat o an yaptığıma pişman olmuştum çünkü Wonbin çok üzgün duruyordu.
Sungchan elindeki bıçağı tezgaha bırakarak bana döndü. "Bence abartıyorsun Eunseok, ona öğretiyordum. Zaten birazdan Anton ile Lena gelicek hazır Wonbin'e arkadaş olurdu."
"Neden? Gerek var mı sence? En kısa sürede bu evden gidicek."
Neden böyle konuştuğumu neden Wonbin'i kıskandığımı anlamıyordum. Onu sadece Sungchan'dan uzak tutmak istiyordum. Ayrıca gitmesini çokta istediğim söylenemezdi. Fakat sinirlince ağzıma ne gelirse söylerdim ben.
İkimiz de yemek hazırlarken o ise bizi sessice izliyordu üzgün olduğu belliydi kendi kendime küfür ettim.
Biz masayı hazırladıktan sonra kapı çalmıştı Wonbin bize bakıp ayağa kalkmıştı ve kapıyı açmıştı.
Biz de Sungchan ile peşinden gittiğimizde tam da tahmin ettiğim gibi Anton ve kız arkadaşı gelmişti.
Lena karşısında Wonbin'i görünce kısa bir şok geçirmişti fakat Anton'un ona anlattığı açıktı sadece onun açmasını beklemiyor olucaktı.
Kısa süreli selamlaşma ve tanışmanın ardından hepimiz masaya oturmuştuk.
Fakat Wonbin oturmamış hâlâ ayakta durup bize bakıyordu.
"Hadi gelsene Wonbin." Lena gülümseyerek Wonbin'i masaya çağırdığında hemen yanına oturmuştu.
Arkama yaslanırmış gibi yaparak çaktırmadan onu izlemeye başladım, çekingen haraketleri ile yanına oturmuştu Lena'nın sonunda oturunca Lena, onunla sohbet etmeye başlamıştı.
Wonbin'de gülümseyerek ona karşılık vermişti. İkisi tanışalı kısa zaman olmuştu ama sanki yıllardır tanışıyorlarmış gibi sohbet ediyorlardı.
"Wonbin hiç buralarda arkadaşın yok mu?"
"Var aslında adı Miya ama ona ulaşamıyorum keşke o da burada olsaydı."
Wonbin üzgünce Lena'yı yanıtladığında Lena da üzülmüş olucak ki Wonbin'in sırtını okşadı.
Bizim kısa süreli kahvaltı faslından sonra Anton Lena'yı işe bırakmak için evden ayrılmışlardı.
Wonbin ise nedense üzgün duruyordu salonda oturmuş sadece yere bakıyordu ne olduğunu sormak için yanına oturdum.
"Neyin var?"
Wonbin kafasını kaldırıp bana döndü derin bir iç çekip bana cevap verdi. "Sadece arkadaşımı özlüyorum."
Ben de üzülmüştüm onu üzgün görünce bana ne olduğunu bilmiyordum hem ona kötü davranıp hem de üzülmesine üzülüyordum belki de arkadaşını aramak iyi olucaktı. Onu bulduğum yerin yakınında olabilirdi.
Ona kısaca arkadaşını isterse arayacağımızı söylediğimde mutlu olmuş olucak ki kollarını boynuma sararak bana sarılmıştı ben de ellerimi onun beline koyup sarılmasına karşılık verdim.
Belki arkadaşını bulursak artık onun yanında kalabilirdi ve kesinlikle burada Sungchan'ın yanında olmasındansa onun yanında daha güvende olurdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
mermaid, eunbin
Fanfiction"Yemin ederim sana her şeyi düzgünce öğreticeğim. Korkunca öpülmüyor biliyor musun? O, sadece seni öpebilmek için uydurmuş olduğum bir yalandı..."