Fikret Kızılok - Gönül.Bu bölümü tüm Alev'lere armağan ediyorum.
:::::::::
Nihayetinde yaz aylarına yaklaşıldı. Bir ilk bahar sabahı. Mahalle telaş içinde. Bu gece Necip ve Nur'un kına gecesi vardı. Mahalle sakinleri ellerinden geldikçe , yardım etmeye çalışıyordu. Hepsinde ayrı bir telaş , mutluluk ve huzur vardı.
Ama içlerinden biri , içten içe bu duruma üzülmeden edemiyor'du. Alev. Seviniyordu onlar adına. Hemde çok. İster istemez aklına kendisi geliyordu. Aynı Nur gibi heyecanlanmış ve hazırlık yapıyordu. Kına gecesinden sonra , duvarda asılı gelinliğini izlemekten uyku uyuyamamıştı. Ertesi sabah , Ömer'in gittiği haberini alana kadar , içi içine sığmıyor mutluluktan gözüne uyku girmemişti. Mutluluktan uyuyamadığı gecenin sabahında , hayatının dersini alacağını bilmeden.
O günden sonra , aşka ve hayata küsmüştü Alev. O şen şakrak , güler yüzlü kız gitmiş ve yerine gülmeyen , yataktan çıkmayan, yemek dahi yemeyen bir kız gelmişti. Bir ay içinde , 60 kilodan 45 kiloya düşmüştü. Öyle bir hale gelmişti ki, artık kendisi bile kendini tanıyamaz oldu. Sorulan sorulara cevap veremez oldu. Gözlerinde ki ışıltı , yerini boş bakışlara bıraktı. Hayat enerjisini kaybetti. Ruhu sonsuz bir ızdıraba mahkum bırakıldı.
Abisinin kendine gelmesi için , attığı tokat sonrası abisine sarılıp saatlerce ağladı. Aylarca tek damla göz yaşı dökmeyen ve nefes alan bir ölü gibi gezen Alev , abisinden ilk defa yediği tokat ile ona sarılarak ağladı.
Daha sonra da göz yaşlarının yorgunluğu ile , abisinin kolları arasında uyuya kaldı. O gece bir karar verdi Alev. Arkasına bakmayacak ve kendi ayakları üzerinde duracaktı. Üniversite'ye gitmeye karar verdi. Azmi ile istediği bölüme girmeyi başardı. İçinde ki duygusal boşluğun yarattığı o karanlık , hırslı bir Kadın Avukat'ın doğuşuna sebep oldu. Ama gene de , gönlünde ki boşluk hiç dolmadı. Dolamadı. Kabul etmek istemese de , Ömer'in aşkını hep kalbinde taşıdı. Onu sevmekten asla vazgeçmedi.