22↬ [FİNAL]

83 11 24
                                    

Mtf final bölümüne hoş geldiniz 👋🏻👋🏻💃🏻💃🏻

İyi okumalar 🧚🏻‍♀️💜

...

Taehyung

Bence herkesin hayatında 'aramıza şehirler hatta yıllar girse bile onu ne zaman düşünsem içim içime sığmıyor' dediği bi insan vardır. Bu illa ailenden birisi olmak zorunda değil, bu kimi daha çok seviyorsun sorusunun cevabı da değil, bu 'kimin yanındayken bir kuş gibi özgür hissediyorsun?' sorusunun cevabıdır.

Acısıyla, tatlısıyla sevmektir. Yıllar geçse de hissettirdiği şeylerin asla değişmediği insandır.

Bu insanlar ile aramızda görünmez bir bağ vardır, bu bağ onunla geçirdiğin anıları hatırlayınca yüzündeki tebessümle gözlerinin dolmasına, boğazının düğüm düğüm olmasına sebep olur.

Belki de en çok bu insanlar tarafından kırılırsın ama aynı zamanda en çok bu insanlar sana bir şeyler öğretir, aşkı öğretir.

Bazıları aşkın varlığına inanmaz veya inanmak istemez, aşkı hiç yaşamayan insana aşkı nasıl anlatabilirsin ki? Bu duygunun var olduğunu ona nasıl kanıtlayabilirsin? Bence yaşamak gerek, öğrenmek gerek. İnanmayanları aşkın varlığına ikna edemem ama sadece bir soruyla düşündürebilirim. Var mı hayatınızda şöyle birisi; mutsuzken onu görünce yüzünüzün güldüğü, ona sarılınca tüm acılarınızın dindiği, ayda yılda bir kez görüşseniz bile her defasında kalbinizi sımsıcak yapan, sizi şarj eden birisi var mı hayatınızda?

İşte bana tüm bunları hissettiren kişi Jin olmuştu, onun verdiği acı da mutluluk da beni ben yapan şeylerdi. Sonra aramıza yıllar ve ülkeler girdi...ve ben kalbimin en derin yerine gömdüm onu.

Tamamen unutmak istedim, kalbimden silip atmak istedim ama nafile... bana onu hatırlatan bileğimdeki dövmeyi bile silemezken onu kalbimden nasıl silecektim?

Sadece kendimi ve etrafımdakileri kandırdım ama artık daha fazla yalan söylemek istemiyordum.

Beş yıl önce ikimiz de aşkı bilmeyen, çocuk gibi davranan acemi oğlanlardık ve şimdi birer yetişkiniz ama fark ettim de...yaşımız değişse de o haylazlığımız hiç değişmemişti.

Yine ve yine onu delicesine arzuluyordum. Bu vakitte kapısını çalacak kadar kafayı mı yemiştim bilmiyorum ama artık sabrım kalmamıştı. Ruhum ve bedenim beş yıl onsuz kalmışken kendime daha fazla acı çektiremezdim. Ondan kaçıp durmanın bir manası yoktu artık.

Jin kapıyı açtığında şaşırdı "Taehyung?" dedi, neden geldiğimi anlamaya çalışır gibi.

Bir dakika bile bekleyemedim ve yaklaşıp ince belini kavradığım gibi özlediğim o kiraz dudaklarını öpmeye başladım.

Eskiden Jin'in yanında biraz sıska kalırdım, ona gücüm pek yetmezdi ama şimdi...tek kolumla ince belini sarabiliyordum ve bu durum çok hoşuma gitmişti.

Jin şaşkınlıktan saçlarını kurulamayı bile unutmuş elindeki havluyu yere düşürüvermişti ama öpüşüme karşılık vermeyi ihmal etmedi. Neden, nasıl diye sorgulamak yerine ikimiz de akışına bıraktık, ayağımla arkamdaki dış kapıyı sertçe kapattım. Şimdi üzerimdeki montu çıkarmam gerekiyordu bunu da benim yerime Jin çok güzel bir şekilde yapmıştı.

Hiç durmadık veya konuşmadık, ta ki birlikte yatak odasına geçene kadar. Jin yatağındaki bir yığın kıyafeti hızlıca kucağına alıp yere fırlattığında kendimi tutamayıp güldüm "Yine tüm ciddiyetimi bozdun" dediğimde o da güldü. Biz neden hiç değişmiyorduk?

More Than Friends • TaeJinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin