Saat 19:32
Sıramdaki kitapları dersin bitmiş olmasının getirdiği mutlulukla çantama koyuyordum. Herkes cuma günü son dersten çıkışın zaferiyle sınıftan boşalıyordu. Son ders de bitmiş, iki hafta önünden bile geçmeyeceğim Etüt'ümün merdivenlerini ağır ağır iniyordum. Montumun cebinden telefonumu çıkarıp babama kısa bir mesaj yolladım.
" Baba Etüt'üm bitti yakınsan beni alır mısın? "
Fakat aklıma babamın genelde mesajlarıma dönmediği gelince aramaya karar verip mesajı silmeye yeltendim. Fakat tam sileceğim sırada mesajım görüldü olup, isminin altında 'yazıyor' yazısı görünmüştü. Birkaç saniye sonra sohbetime yeni bir mesaj düştü.
" Birini yolladım eve gel. "
Mesaja boş boş bakıyordum. Bu kadar duygusuz olmak zorunda mıydı ki! Her seferinde bana yalnızca işten ibaret olduğunu kanıtlamasına artık şaşırmıyordum. Okulun çıkış kapısına geldiğimde güvenlik kulübesinin biraz ilerisindeki hafif cızırtılı sokak lambasının altında kaldırıma oturup beklemeye başladım. Beklerken çok sevdiğim boş zaman oyunu olan Murder Cleaner'a girip biraz kafa dağıtmaya çalıştım. Beş on dakika sonra sokak lambasının ışığına bir ışık daha eklenince kafamı kaldırıp yanımda parkeden arabaya baktım. Bu babamın şahsi arabasıydı. Ben iş arabasını gönderir sanıyordum. Telefonumu cebime atıp ayağa kalktım. Pantolonumu arkadan ellerimle temizleyip ön kapıyı açtım ve çantamla beraber ön koltuğa yerleştim. Yanımdaki adama bakarak yüzünün tanıdık olmayan simasını süzdüm. Genç gibi duruyordu. Yüzü de kapişonlusundan ve saçlarından pek görünmüyordu. Ve babam genelde genç insanlarda arkadaş olmazdı.
" Sen babamın arkadaşlarından biri misin? "
Bu sorumun üzerine başını çevirmeye bile zahmet etmeden yola odaklanmaya devam etti. Bu çocuğu şimdiden sevmemiştim. Gözlerimi devirip kapalı pencereme yaslanıp dışarıyı izledim...
Eve yetiştiğimizde büyük demir kapı yavaş yavaş aralandı. Kapıdan girip evin önüne park ettiğimizde arabadan inmeden önce kısa bir süreliğine yandan suratsız adama baktım ve arabadan indim. Bir koluma çantamı takıp kapıya ilerledim. Arkama baktığımda araba gitmişti. Kapıyı kendi kilidim ile açıp içeri girdim. Salonun ışıkları kapalıydı. Muhtemelen babam cam kenarındaki tekli koltukta viskisini yudumluyordu. Sıkkın bir ruh haliyle salona yöneldim. Işıkları açtığım esnada karşımdaki götüntü ile olduğum yere çakılmıştım. Vücudum istemsizce soğumuştu. Nefes alışverişlerim çok kısık çıkıyordu.
" B-bab-BABA! "
Gözümden yaşlar gelmeye başlamıştı. Babam tam karşımdaki koltukta oturur vaziyette her yeri kanla kaplı bir şekilde duruyordu. Özellikle de beyaz gömleği...
Şokun etkisinden çıkamamışken telefonuma düşen bildirimle irkilmiştim. Titrek ellerimle masajı açtım.
Bilinmeyen Numara:
" Tik, tak! Saatine bak. Saklanamazsan benden KAÇ! "
Daha sonra telefonuma art arda bildirimler düşmeye başlamıştı.
Bilinmeyen Numara:
"15"
"14"
"13"
"12"
...
Panikle etrafına bakınıp ne yapacağımı düşündüm. Aklıma hiçbir şey gelmiyordu. Koşarak upuzun perdelerden birinin arkasına geçtim ve telefonumu sessize aldım. Elimle ağzımı tutup nefes alışverişlerimi düzene sokmaya çalıştım. Ağzımı kapattığım ellerim gözyaşlarımdan ıslanıyordu. Şimdi ne yapacaktım? Sonum babam gibi mi olacaktı? Süre bittiğinde ölecek miydim?
Son saniyeler telefonuma düşüyordu.
Bilinmeyen Numara:
"3"
"2"
"1"
"Sağım, solum sobe. Saklanmayan,"
Panikle mesajın gelmesini beklerken bir anda perdenin arkasından biri "EBE" diye bağırarak üstüme atladı. Perdenin içerisinde bağırarak kurtulmaya çalışıyordum. Fakat tamamen kilitlenmiştim. En sonunda katil olduğunu düşündüğüm kişi perdeyi kopup olduğu gibi beni sırtladı. Perde yüzünden hiçbir şey göremiyordum. Biraz ilerlediğinde bir kapının açılma sesini duyduğum gibi buz gibi havanın perdenin altında korkudan buz kesilmiş tenime çarpması bir oldu.
Ve tekrardan saymaya başladı;
"3"
"2"
"1"
Sırtındaki beni tuttuğu gibi fırlatması bir oldu. Yere düşmeden önce gözlerimi yumup çok acımaması için dua ettim.
Ve düştüğümde,
Tenim buz gibi suyla şok dalgası yaşadı. Beni havuza atmıştı ve ben, yüzmeyi bilmiyordum. Suyun etkisiyle üzerimdeki perde sonunda çıkmıştı. Gözlerimi açtığımda ise havuzun başında deccal gibi duran Scream kostümlü, elinde kanlı bir bıçakla bana bakan babamın ve yakında benim katilim olacak kişiye baktım.
...
Bölüm 2 çok yakında sizlerle...
