İlginç ve utanç verici deneyimimizden sonra Dean dakikalarca ısrar ederek beni ikna etmişti, derse girmeyip yakınlardaki bir cafeye gittik.
Yol boyunca sessizlik sürmüştü ama rahatsız edici olanlardan değildi, güzel bir sessizlikti.
Garson geldiğinde Dean yeşillerini telefonundan bana çevirdi.
"Sen ne istiyorsan ondan," dedim kısaca, yüzünde büyük bir gülümseme oluştu nedense.
İki kola siparişi verip garsonun uzaklaşmasını bekledi, gözlerini üzerimde hissediyordum ama etrafı incelemeye devam ettim.
"Eğer benden nasıl kaçabileceğin hakkında düşünüyorsan, boşa kendini yorma. Çünkü hiç bir yolu yok."
Bacağını benimkine sürttüğünde ayaklarımı geriye doğru atıp homurdandım "Etrafta insanlar var, uslu ol. Zaten kaçmayı düşünmüyorum , en azından şimdilik."
Oturduğu yerden kalkıp yanıma oturdu tüm o 'yerinde kal' uyarılarıma rağmen.
Kolunu omzuma dolayıp iyice bana sokulduğunda rahatsızca yerimde kımıldanıp durdum.
"O kadar sevimlisin ki."
Duymamla başımı ona doğru çevirip gözlerine bakmam bir olmuştu, neden bilmiyorum. Uzanıp küçük bir öpücük bıraktı dudağıma -ki bu kalbim göğsümden çıkacakmış gibi hissetmeme sebep olmuştu.
"Dean," dedim tehditkar çıkarmaya çalıştığım sesimle. Bugünkü olanlardan sonra ona daha çok çekildiğimi hissediyordum, artık daha zayıftım ona karşı ve açıkçası bu beni korkutuyordu , daha önce kimse bu kadar değerli olmamıştı benim için.
Kolalarımız geldiğinde öne doğru eğilerek pipeti ait olduğu yere koydum, soğuk bir içecek kesinlikle şu an ihtiyacım olan şeydi .
Dean'in elini belimde -neredeyse kalçamın üzerinde- hissedince koltukta iyice yana kaydım.
"Ellerini benden uzak tut Winchester, topluma açık bir yerdeyiz."
"Mümkün değil,"
Pekala, sesinin bu kadar istekli çıkması hiçte normal değil.
Ağzımın içinde bir 'herneyse' geveleyip kolamı içmeye devam ettim. Bugün fazlasıyla uzun olacak gibiydi.
Fazla temas dolu kola içişimiz sonrası okula geri gidiyorduk, zil çalmak üzereydi ve Mary'yi almam gerekiyordu. Dean elimi bırakarak beni şaşırttı, ona dönüp sorunun ne olduğunu anlamaya çalıştım.
"Ne diyeceğim?" dedi korkuyla. "Onunla flört ettim ama şimdi kuzeniyle sevgiliyim."
"Hey," elimi havaya kaldırıp dikkatini kendi üzerime çektim. "Sevgili olduğumuz falan yok."
"Tabiki var, saçmalama."
"Hayır," dedim inat ederek. "Sevgili falan değiliz."
"Evet öyleyiz ve konu kapandı Cassie. Mary ile yapacağım konuşma öncesi beni sinirlendirmek istemezsin değil mi?"
Gözlerimi devirip yürümeye devam ettim, konuyu uzatmaya gerek yoktu ve onunda dediği gibi Mary konusu vardı birde.
Park kısmına geldiğimizde arabamın yanına gidip beklemeye başladık, içimde az biraz endişe vardı . Dean salağı aramızdaki geçenlerden bahsedecek diye korkuyordum.
Mary'yi gördüğümde öne çıkarak fısıldadım "Seninle konuşmak istiyor ama son söz sana ait."
Mary "Sorun yok," dedi gülümseyerek ve beş altı adım gerimizde duran Dean'in yanına yürüdü benimle.
"Konuş Winchester," dedim sesimi sert çıkarmaya çalışarak ama yüzündeki aptal ifade yüzünden pek beceremiyordum.
Şaşkınlığı bariz şekilde ortaya çıkarken "Bunu aştığımızı sanıyordum," dedi. Öyle konuşmamalıydı, öyle bakmamalıydı yanımızda Mary varken.
Ben konuşamadan kuzenim girdi lafa,
"Siz ikiniz beraber falan mısınız?"
Gözleri ikimiz arasında mekik dokuyordu ve ben yerin dibine girebilecek kadar utanmış hissediyordum.
"Tabiki hayır," diye cevapladım hızlıca. "Okul çıkışı yanıma gelip özür diledi, bende seninle konuşması gerektiğini söyledim."
Normalde okuldan arabaya kadar kuzenimle yürürdük ve gelirken ikimizi yakın -Dean yüzünden biraz fazla yakın - gördüğünden dolayı şüphelenmiş olmalıydı. Bir şekilde toparlamam gerektiğini düşünerek saçmalamıştım. Daha doğrusu yalan söylemiştim ve bu normalde asla yapmayacağım bir şeydi.
Tekrar ve tekrar aynı şeyi düşünürken buldum kendimi ; Dean beni kötü etkiliyordu, farklı birine dönüştürüyordu sanki.
![](https://img.wattpad.com/cover/43090504-288-k819309.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
cool kids dont love //destiel ✔️
FanfictionDean Mary isimli bir kız için iddiaya girer, fakat kuzeni Castiel'den tamamen habersizdir. high-school au