Oyun Henüz Yeni Başlıyor-19

27 6 0
                                    

Atlas, masanın üzerine serili konuşma taslağına bir kez daha göz gezdirirken derin bir nefes aldı. Metnin her kelimesi üzerinde saatlerce uğraşmıştı, ama hâlâ eksik bir şeyler var gibi hissediyordu. Ellerini saçlarına götürüp içten bir homurtu çıkardı. "Bu kelime oyunu fazla iddialı mı olmuş, ne diyorsun?" diye sordu, Sezin’e dönerek.

Sezin, aynanın karşısında ince bir dokunuşla ruju dudağına sürerken gülümsedi. "Atlas, fazla mükemmel olmaya çalışıyorsun. İnsanlar, samimiyetini sevecek. Fazla düşünme."

"Samimiyet mi?" Atlas, elindeki notları masaya bırakıp ona doğru yürüdü. "Bu kadar kalabalığın önünde konuşacağım ilk sefer. Samimi olmayı becerebileceğimden emin değilim."

Sezin, yerinden kalkıp Atlas’ın karşısına geçti. Elini omzuna koyup ona cesaret verici bir bakış attı. "Bak, sen yazdığın her kelimeyle insanları etkileyen birisin. Orada da bunu yapacaksın. Sadece... kendin ol."

Atlas, Sezin’in gözlerindeki kararlılığı görünce bir an için rahatladı. Ama bu rahatlama uzun sürmedi. "Peki ya sen? Bu kadar dikkat çekici bir aktris olarak, nasıl bu kadar sakin kalabiliyorsun?"

Sezin, kahkaha atarak başını iki yana salladı. "Sakin kalmak mı? Sana içimdeki fırtınaları bir anlatabilsem... Ama bunu başarmanın yolu, o fırtınayı yönetmek. Sen de yapabilirsin."

Aralarındaki kısa sessizlik, ikisinin de lansmanın ciddiyetini yeniden hissetmesine neden oldu. Atlas, masasındaki notları toparlayıp ceketinin cebine koyarken bir kez daha Sezin’e baktı. "Sen olmasaydın, bu süreci bu kadar kolay atlatamazdım."

Sezin, hafifçe gülümseyerek omzunu silkti. "Lafı bile olmaz. Ama şimdi acele et, yoksa gecikeceğiz gerçekten."

Kadın, vücuduna kusursuz bir şekilde oturan, siyah renkte, bacak ve sırt dekoltesine sahip şık bir elbise giymişti. Elbise, zarif ve cesur bir tasarıma sahip olup diz üstüne kadar inen ince bir yırtmaçla hareket katıyordu. Sırt kısmı, omuzlarından başlayarak derin bir şekilde iniyor ve sırtının zarafetini gözler önüne seriyordu.

Elinde küçük, parlak detaylara sahip siyah bir çanta vardı. Çanta, zarif bir zincir askıya sahip olup elbisenin şıklığını tamamlıyordu. Ayaklarında ise ince bantlı, yüksek topuklu siyah stilettolar yer alıyordu. Bu ayakkabılar, hem zarafeti hem de asaletini yansıtan bir detaydı.

Saçları ise özenle yapılmış, arkaya doğru toplu ve modern bir topuz halindeydi. Hafif dağınık ama bir o kadar da sofistike görünen bu saç modeli, yüz hatlarını ön plana çıkarıyor ve genel görünümünü mükemmel bir şekilde tamamlıyordu.

Atlas ise siyah, klasik bir takım elbise giyiyordu.

İkisi de dışarı çıktıklarında yağmur başlamak üzereydi. Kara bulutlar, sabahın aksine tüm gökyüzünü sarmıştı.

"Seninle katılacağım ilk lansman." Dedi Sezin, büyük arabasına adım ararken.

"Ben konuşmasam olmaz mı?" Dedi Atlas. Bu sırada o da arabaya binmişti lakin onlar konuşurken ikisinin de fark etmediği bir kişi vardı arabada: Cemre.

"Bakınız şimdi Atlas Bey," dedi Cemre yapay ve komik bir tavırla. Atlas ve Sezin'in üzerinde göz gezdirdi: "Birinci olarak, ilk olarak yani buraya bindiğinizde beni görmemenize çok kırıldım, alındım gücendim. Ve ikinci olarak ikiniz de en az birkaç kelime konuşacaksınız. Hayır kelimesini kabul etmiyorum."

OYUNCUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin