Sezin'den:
Boğuluyordum!
Dipsiz bir denizin veya su dolu bir havuzun içinde değildim. Kendi yatağımdaydım ve yattığım yerde biri veya bir şey benim bu dünyadan gitmemi istiyor, bu amacını gerçekleştirmek için tüm heyecanı ve şiddetiyle boğazımı sıkıyordu. Sıkı sıkı kapattığım gözlerimi açtım.
Çok fazla karanlıktı!
Ciğerlerim, onlara yetmeyen oksijen istediğini belli eder gibi tüm vücuduma sinyaller gönderiyordu. Korkuyla elimi boğazıma götürdüm. Şaşkınlığım, nefessizliğim arasında yeterli seviyede duruyordu. Ve boynumu sıkan hiç kimse yoktu.
Birinin parmakları nefes almamı engellemek için boğazımı sıkıyordu ama başka biri değildi bu. Bendim.
İnsan kendi kendini boğabilir mi ki?Ellerimle boğmuyordum. İçten gelen kendi düşüncelerimle boğuyordum kendimi. Fiziksel değil, ruhsal olarak düşüncelerimin içinde kaybolduğum için boğulduğumu çok sonradan fark ettim.
Gözlerimi tekrar sımsıkı yumduğum için hiçbir şey görmüyordum. Ve gözlerimi açtım. Artık odamda değil, lacivert-siyah arası gökyüzünün altında tek başınaydım. Hiçbir kimse yanımda yoktu. Her yer bomboştu. Yalnızca ben,gökyüzü, ay ve yıldızlar baş başaydık. Nefessizlik vücudumda yeniden baş gösterdi.
Ve Bir Yıldız Kaydı. Ben...Öldüm.
Nefret: Birileri bu dünyada varlığımı istemiyordu.
Yalnızlık: Gidecek bir yerim yoktu...
Titreyerek sarsıntıyla uyandığımda Atlas'ın başımda olduğunu gördüm.
Kolumdan çekip beni kaldırdı ve yatağa oturttu.Elindeki suyu bana içirdiğinde üzerime dökülen birkaç damlayla ürpersem de devam ettim suyu içmeye. Atlas bardağı çektiğinde ona bakıp hiçbir şey demeden sarıldım.
Atlas'tan:
Elimdeki suyu ona içirip bitirdiğinde bana hiçbir şey demeden sarıldığında hıçkırdığını duydum.
Onu kendimden ayırıp uzun, kızıl saçlarının uçlarına düşen siyah tokasını alıp yapabildiğim kadarıyla saçını topuz topladım.
"S...Sezin..." Dedim. Normalde konuşurken kekelemeyen ben, bu kızın yanında kekeliyordum. Ağlayınca renkleri daha da ortaya çıkan yeşil gözlerine beni öylesine hapsetmişti ki, onun kurduğu göz temasını bozmak çok zor olmuştu.
"Ben...Sana sarıldım öyle birden, özür dilerim." Dedi nefesini düzenlemeye çalışarak.
Elini tutup gözlerinden akan yaşları sırasıyla sildim.
"Ağlama bak ben buradayım."
"Ölüyordum az kalsın."
"Ben yanındayken sana hiçbir şey olmayacak. Söz."
Başını göğsüme dayadığında kendi saf kokusu burnuma doldu. Çiçek gibi kokuyordu... Saçlarını sevdiğimde bir kedi edasıyla başını göğsüme sürttü.
"Çok korkuyorum Atlas." Dedi ve derin bir nefes verdi: "Bırakma beni."
"Şşş bırakmayacağım, yemek yemek ister misin?"
"Çok açım. Umarım pizza yapmışsındır?" Diyerek ayağa kalktı ve benim yönlendirmemle mutfağa gittik.
"Şöyle aslında, bizdeki kapalı pideyi biliyor musun?"
"Tabi ki."
"İşte bu da İtalya'nın ünlü kapalı pizzası." Deyip güldüm.
"Vay be, İtalyan yazardan, İtalyan yemeği..." Dedi.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
OYUNCU
Chick-Litİyi bir oyuncusunuz, iyi bir sevgiliye sahipsiniz ve iyi bir aileniz var... Peki bu güzel şeyler bir ihanetle yerle bir olsa? ✨Yıldızlar mükemmel şekilde sıralanmışlardı, sonra dünya karardı.✨ -Kafa dağıtmak için yazılan bir kurgudur- Başlangıç: 2...