Sonunda geldimm!Upuzun bir bölüm getirdim size!
Yeni bölüm soranlar olmuştu, yorumlarınızı okuyorum merak etmeyin. Açıklamaları ve duyuruları duvarımdan yaptığım için yanıtlarımı kaçırmamak için takip edebilirsiniz canlarım. Güncellemeleri profilimden yapıyorum çünkü 🥰
Keyifli okumalar dilerim 😍
☘️☘️☘️
23. BÖLÜM
LİVİVİA
“Amcam imparatorluğun yönetimini bana bırakıp gittiğinde bile bu kadar yorulmamıştım be!”
Teyzemle ikili deri koltuğa aynı anda kendimizi bırakıp sırt sırta verdiğimizde rahatlamayla inledim. Bir: Zonan’ın koltukları muhteşemdi. Her odasındaki. Her. Bir. Tanesi. İki: Yatakları da muhteşemdi. Sabah olduğunda yataktan o kadar kalkmak istememiştim ki teyzem beni ayağımdan tutarak sürüklemek zorunda kalmıştı. Ve üç: teyzemin sırtı da muhteşemdi. Kadın resmen dağ gibiydi ve ona yaslandığınızda asla devrilmeyecek gibi hissediyordunuz. Zonan’ın koltukları gibi güven veriyordu.
“Ay içimden bir ses ‘Bu daha başlangıç,’ diyor,” dediğinde teyzeme bakmadan homurdandım.
“Lütfen o içindeki sesi sustur. Bugünlük bana yetti.”
Jasmin “Buna inanamıyorum,” diyerek karşımızdaki koltuğa oturduğunda küfretmemek için dudağımı ısırmak zorunda kaldım. Bu kadın buraya ne zaman gelmişti? Neden gelmişti? Onun olduğu yerde hep bir şeyler oluyordu. Bizden biraz uzak dursa fena olmazdı.
Teyzem Jasmin’e yandan kinayeli bir bakış atarak “Sen azizesin,” dedi. “İnansan iyi olur, koca kadın.”
Son söylediğine istemsizce güldüm. Genelde ‘koca adam’ denirdi. Ama işte bilirsiniz o… ah, neyse. Bunun için bile yorgunum.
Jasmin teyzemin söylediğine aldırmadan “Güçlerimi bir an önce toplamalıyım,” dedi. “Bir an önce!”
Teyzem homurdanarak “İnanır mısın, ben de aynı kanıdayım,” diye yanıtladı.
Sabah kahvaltımızı yapmış durum değerlendirmesi için Zonan’ın ekibiyle toplanmıştık. Jasmin dün gece Nix’i de Zonan’ı da uyutmuştu. Kahvaltının ardından onları birkaç gün daha uyutmaya devam edeceğini söylemişti ve ilginç olan; kimsenin buna sesini çıkarmamış olmasıydı. Ben dâhil. Evet, onlar olmadan her ne ile savaşıyorsak yenmemiz mümkün değildi. Ama yüzlerine şöyle bir bakış atmak bile ne kadar yorgun olduklarını anlamaya yetiyordu. Uzun bir yolculuğun ardından buraya gelmiş, her yeni evli çift gibi saraylarında belki başka bir yerde her şeyden uzak bir balayı geçirmeleri gerekiyordu. Ama buna bile fırsatları olmamıştı. Üstelik Morphe sarayı bastığından ve Veronika’dan şüphelenmeye başladıklarından beri ikisi de o kadar diken üstündeydi ki kuş uçsa uyanıyor, sabaha kadar da zar zor uyuyorlardı. Nix dün bana bunları anlattığında onunla gelemediğim için amcamı bıçaklamak istemiştim.
Jasmin’in onları uyutma kararı hepimizin – en çok da onların – işine geliyordu. Onlar dinlenirken biz de çözülmesi gerekenleri sürekli tepemizde iki çift dik bakan göz ve homurdanmalar olmadan halledebilirdik. Evet, evet. Nix ve Zonan’dan bahsediyorum.
Jasmin ilk iş Aliça adındaki şu Frigga’dan geldiğini iddia eden ve kucağında sürekli ağlayan bir bebek olan kadınla tanışmak istemişti. Onun yanında pek vakit geçirmemiştik. Jasmin bebeğin hastalığıyla ilgilendikten sonra Txerrea’nın şifacılarına birkaç talimat vermişti. Ardından esas olana doğru yola çıkmıştık. Zindanlara. Veronika’ya. Jasmin ve Veronika’nın konuşması görülmeye değerdi. Veronika ilginç bir şekilde hâlâ Veronika olduğunu iddia ediyordu. Jasmin’in gücü henüz onun üzerindeki güçlü büyüyü kaldıracak kadar güçlü değildi. Neticesinde saatler süren uğraşların sonucunda elimiz boş bir şekilde zindandan çıkmış kendimizi buraya atmıştık. Yorgunluktan ölüyordum.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
TILSIMIN SESİ
FantasyIŞIĞIN ALEVİ SERİSİ 2. KİTAP (+18) "Serinin devamına görkemli bir düğüne, Şehvetli bir aşka Txerrea Krallığı'na Ve yeni ırklara yolcuk edeceksiniz. Nixavis ve Zonan beklenen düğünün ardından vakit kaybetmeden krallıklarına doğru meşakkatli bir yolc...