Berdel'mi BxB

26

Yüzün görsem tutulur dilim lâl olur.

"Tam olarak olay böyle canım işte. Senin o gün yaver amcanın yanından gittikten sonra öğrendiklerim bu. Meğerse benim annem babamın sevdiğiymiş ben bir kumanın çocuğuyum. Annem sevmiyormuş babamı bu yüzden kendini öldürmüş sorumlusu ben olmuşum vesselam. Bu çift cinsiyet olayıda meze olmuş."

Asaf bitirdiği bardağının içine biraz daha rakı doldurup su kattı. Fazlaca yudum alıp yüzünü buruştururken kafasını eğdi. "Vay amına koyayım ya bu felek bir bizimi bulmuş." Diyerek güldü sonra devam etti. "Ama anlamadığım bu barbaros nereden biliyor ve niçin seni istiyor."

İç çekti Halit "Ahh onu bir bilsem yemin ediyorum mal oldum."

Asaf bardağını dikip gülerken Halit omzuna vurdu. "Düzgün iç oğlum şunu burası Ankaraya benzemez. Antin kuntin giyinmişsin zaten küpe kolye falan yemin ediyorum ne kadar sikik herif varsa bizim masaya dikmiş."

Kaşlarını kaldırıp göz devirdi Asaf. Gülümsedi " kalk hesabı ödeyelim de gidelim sabah erken uyanacağım."

Sabahın erken saatlerinde kalkan Asaf baş ağrısı ile yüzünü buruşturup sigara yakıp hazırlanmaya başladı. Konağa çökmüş kasvet zamanla düzelmeye başlarke mutfağa geçip ağzına iki üç bir şeyler atıp arabasına yöneldi.

Kaşlarını ağrıdan çatarak arabayı yolun üstünde durdurdu. Eline aldığı su şişesi ile demir kapının süngüsünü çekti taşlı kurumuş otlar üzerinde yürürken gözleri tanıdık yazıyı arıyordu.

Bulduğu mezar taşı ile gülümsedi. Üstüne suyu serpip kumaş pantolonun izin verdiği kadar yere çömelip üstünde ki kuru otları eli ile yolmaya başladı.

"Ya öyle Hacer Hanım meğer neler çekmişsin de bedelini kaç günahsıza ödetmişsin."

Gülümseyerek çamur olmuş toprağı eşeleyip nergis çiçeğini ekip düzeltti.
"Oy oy o Numan denen herifte kardeşi de az göt değillermiş. Torunuda ona çekmiş. Bana bir zaman o eski dökük eve ait olduğum için elimden almadığını söylemişti beş kuruşluk adam da değilmişim öyle de demişti. Boyun eğmiş eşeğe semer vuran çok olur tabi. Birini de sen vurdun ya... Boşanma kağıtlarını imzalayıp gittim peşimde koştu boşanalım diye. Şimdi o boşanmaya gelmiyor. Ne kadar prenses bir damadın var be Hacer Hanım."

Küçük bir gülme ile doğrulup kalan su ile elini yıkayıp mezara baktı. "Abimin yanına gidiyorum fişini çekmeye."
Ardına bakmadan mezarlıktan ayrılıp aracına bindi.

Asaf aracını hastane otoparkına park ettikten sonra araçtan inip çamur olmuş paçasını çırpıp sövmeye başladı. Şu sıralar çok sövüyor sigara içiyordu pekte umurunda değildi.

Hastaneye girip doktorla görüştü. Artık beyin ölümü yaşayan abisinin yaşam fişini çekmeleri gerekiyordu.

"Biz sizin ısrarınınız üzerine bu kadar uzattık ancak artık zamanı geldi."

Doktorun sözleri ona pek bir şey ifade etmiyordu. Onun peşinden giderek ilerledi. Cam pencereden son olanları izlerken gerekli işlemlerin kapatılması ile içinin burkulmasını hissetti. Gerekli imzaları atmasıyla hastanenin iğrenç kokulu koridorlarından dışarı attı kendisini kasılan karnını daralan nefesi eklenince aldığı nefes kendisini boğarken öksürdü. Şimdi eve dönmekti asıl mesele asla evi olmayan eve.

Nasıl yaparsın diye bağırıyordu annesi. Oğlunun yakasını tutup yumruklarını göğsüne vurup haykırıyordu. İçini parçalarcasına bağırıyor oğluna vurup tokatlıyordu. "Canım acıyor." Bir tokat daha. "Canım acıyor ana." Göğsüne inen yumruklar ile yutkunup yüzünü çevirdi. "Ana canımı yakıyorsun." Yetmez diye bir feryat kopardı annesi.

Asaf dayanamayarak annesinin kollarını kavrayıp bağırdı. "Yeter! Yeter valla yeter. Bıktım lan. Canımdan can gitti benim enkazlarla gönderdiniz beni. Toparlanamadan döndüm hep. Canımdan can gitti ana işlemleri sonlandırmak için imza atarken bin kez ölüp dirildim. Beyin ölümü yaşamış biri zaten kırk sekiz saat sonra fişi çekilir biz aylarca bitkisel hayatta tuttuk abimi. Yeter gerçekten yeter artık."

Evden çıkıp boş araziye yürümeye başladı. Başı çatlıyordu elleri arasına aldı saçlarını çekiştirip tuttu. İnledi acıyla. Hep böyle acı çekip üzülecek miydi ağlayacak mıydı? Ne için gelmişti buraya annesi doktoru reddettiği için olaya el atmaya gelmişti. Siktir olup gidecekti ama yüreği neden ateşle tutuşmuş gibi yanıyordu.

Yasef kaçar.