"Anlatıcak pek birşey yok aslında," daha fazla üstüne gitmemek için konuyu kapattım.
"Ama senin anlatıcakların çok sanırım." gülümsedim ve tam konuya giricekken kapı açıldı. Cansu abla içeriye girdiğinde aynanın karşısına geçti. Çok zarif görünüyordu. Üstünde günlük elbise vardı ama çok yakışmıştı.
"N'abersiniz bücürler?"
Çınar'a baktığımda gözlerini devirdi ve yerde ki halıyı incelemeye başladı.
"İyi." bu soğuk cevap verdiğim anlardandı. Cansu abla bana öyle bir bakış attı ki kendimi uzaylı sandım.
"18 yaşındasın, biraz olgun ol."
Bana arkasını döndüğünde gözlerimi kısıp Çınar'a baktım.
Boşver anlamında başını salladı. Anlamıyorum bu kız yetişkinliğin neresini seviyor. Sevilicek bir yanı var sanki, o sırada odanın kapısı tekrar açıldı."Çocuklar ben dışarı çıkıyorum. Cansu ablanızda gidicek siz evdesiniz kendinize dikkat edin tamam mı?"
"Merak etme, Kader Teyze iyi eğlenceler." Çınar bunu söyledikten sonra hafif bir gülümseme yolladı. Ama ben işin ciddi kısmındaydım.
"Nereye?" annem kapıyı tam çekicekken durdu. Bana baktığında gözlerinde yalancı bulutlar dolaşıyordu. O kadar çok bulut vardı ki gözlerinin kahve rengi siyaha bürünmüştü.
"Bir işim var tatlım, erken dönerim." eğer Çınar ve Cansu burada olmasaydı. Sabaha kadar soru sorabilirdim. Ama onlar varken anneme bunu yapmak acımasızlık olurdu. Annem odadan çıkınca Cansu Abla bana döndü ve gözlerini kısarak bana baktı.
"Rujun var mı?" kafamı hayır anlamında sallarken aklıma Peri'nin bizde unuttuğu hafif pembe renkli ruju geldi.
"Sanırım şurda bir tane pembe ruj olucaktı." çekmeceleri karıştırırken Çınar'ın bakışlarını sırtımda hissedebiliyordum.
"İşte bu nasıl?" ezik bir bakış attıktan sonra olur anlamında kafasını salladı. Odadan çıkarken bize hiçbirşey söylemedi. Öylece çıktı gitti.
"Pembe ruj?" Çınar bana öyle bir baktı ki korktuğumu hissettim.
"Benim değil aptal, bir arkadaşımın."
"Anlatıcak mısın?" olaylardan bahsettiğini anladım ve kendi kendime gülmeye başladım.
Olayları anlatıkça arada kahkaha atıp beni dinliyor bazende sorular soruyordu. Annesiyle ilgili konuşmaları anlatınca kahkahası kayboldu.
"Belki de ailevi bir meseledir. Kendine gelir 2-3 güne."
"Umarım..." dediğimde Çınar kitaplığımda ki kitaplara göz atıyordu. Benim kitaplığımı çok seviyordu sürekli benden ödünç kitap isterdi. "Aslında annemle de aram bozuk biraz."
Çınar bana döndüğünde soru işaretleriyle dolu bakışlarından kaçıp balkona doğru ilerledim.
Dışarısı gerçekten soğuktu. Havaların ısınması zor olucaktı."Annenle mi? Neden ki?" o da peşimden balkona gelmişti.
"Annem eve geç geliyor yada telefonla oyalanıyor sürekli hemde. Bana yalan söylüyor. Hatta bu gece işi falan yok gene bana yalan söyledi."
"İnan bana Kader Teyze öyle biri değil. Eğer hayatında biri olsaydı..."
"Düşüncesi bile berbat!" çocuğun lafını kesmiştim. Sinirlenince ağlayan tiplerden olduğumu söylemiştim. Gözlerim dolmaya başladığında Çınar'ın yanında küçük düşmek istemiyordum. Elimin tersiyle göz yaşlarımı geri teptim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk mı ?
Teen Fiction"Ya ne yapıyorsun? Dikkat etsene." Ben bunu diyince çocuk afallasa da laf unutmadı. "Asıl sen ne yapıyorsun?" "Böyle fotoğraf çekilmez. Ben mi öğreteyim sana?" "5 metre yayılan ben değilim kızım." ---------------------------- Ataberk ve Alya'nın...