Kendinizi hiç bir boşlukta hissettiniz mi? Sanki, bir zamandan sonra atmayı bırakmış bir kalbe sahip olduğunuzu düşündünüz mü? Peki siz hiç yok olmuş gibi hissettiniz mi?
Gözlerim karanlıktan başka birşey görmüyordu. Gözlerimi açmaya çalıştım ama başaramadım. Şuan gördüğüm tek şey karanlıktı. Garip birşey ki sesleri duyabiliyordum. Bu düşüncelerden arınıp, seslere kulak verdim.
"Ne zamana kadar sürer?" bu ses tanıdık bir sesti. O hala burdamıydı. Ama bayılmadan gördüğüm son gözler onun gözleri olmuştu. Berk'in sesi korkmuş gibi geliyordu. Korkmuş değil de endişelenmiş gibi.
"Merak etmeyin Berk Bey, çok fazla panik yapıyorsunuz. Geçiçi körlük 1 hafta sürer. Yada daha uzun buna biz karar veremeyiz."
Tanımadığım bir ses bana geçici körlük yaşayabiliceğimi söylemişti. Bilimsel konuşmalarına bakılırsa bu adam kesin doktordu. Annem neredeydi? Beni bu halde bırakıp gitmemiştir umarım. Birkaç ayak sesi duydum. Sonra bizim evin kapı sesi geldi ve ayak sesleri bana doğru yaklaştı.
"Benim yüzümdenn..." ağlamaklı bir ses duyunca annemin sesi olduğunu farkettim. Onun ağlamasına hiç bir zaman dayanamayan biriydim. Sesi hala buruk ve üzgün çıkıyordu. Bir süre sessizlik oldu. Birinin varlığını daha hissediyordum. Ama hiç konuşmuyordu. Sanki gözlerini üzerimden ayırmayan biriydi.
"Kader Hanım, isterseniz siz dinlenin ben Alya'nın başında beklerim." Berk anneme seslendi ve ayak sesleri yaklaştı. Annem hiç birşey söylemeden odasına doğru ilerlediği için ayak sesleri azaldı. Birinin koltuğa oturduğunu çok hafif bir sesten işittim.
Bir süre sessizlik oldu. Hala birinin derin bakışları üzerimdeydi. Berk burda beni izlemekle meşguldu. Gözlerimi açmaya çalışıyordum ama gördüğüm tek şey bomboş bir karanlık oluyordu.
"Uyandığını biliyorum."
Nasıl hissetmişti? Bende numara yapmaktan sıkılmıştım. Berk tam karşıda ki koltukta benden uzakta oturuyor gibiydi. Hafifçe ayağa kalktığımda biri koluma yapıştı. Sandığımdan daha yakınımda oturuyormuş.
"Neler oldu?" yattığım yerden doğruldum ve sırtımı arkamda ki yumuşak yastığa dayadım. Elimi, alnımı ovalamak için başıma götürdüğümde alnımda birşey hissettim. Biraz daha dokunduktan sonra yara bandı olduğunu anladım.
"Hiç birşey hatırlamıyor musun?"
Hatırlıyordum. Babamdan gelen notu, annemin yerlere dökülen göz yaşlarını hatırlıyordum. Notta yazan dışında gerisini hatırlamıyordum.
"Notu okuduğum kısmı hatırlıyorum. Gerisi bomboş, başımda ki yara bandı ne? Ayrıca neden gözlerimi açamıyorum ben."
Berk sesli bir şekilde nefes alıp verdi. Gözlerimde ki geçici körlük meselesini biliyordum. Ama yinede emin olmak için sormak istedim.
"Doktor buradayken uyanıktın. Geçici körlük meselesini olduğunu duydun. Ve şuan gözlerin açık. Sadece belli bir süreye kadar görmiyiceksin."
"Neden? Alt tarafı bayıldım bu kadar abartıcak ne var?"
"Bayıldın mı? Alya, kafanı masaya vurdun. Kanamaya başlayınca, annen çok korktu ve doktor çağırdık. Doktor, beyninde ki görme bölümünün zedelendiğini söyledi. Geçici körlük yaşıyıcaksın."
Sesli bir şekilde nefes alıp verdim. Herşey bana tersti bugün. Berk'in yüzünü görmektense karanlıkta kalırdım daha iyi.
"Fizik defterim yukarda, kitaplığımın 3. rafında. Herşey için sağol."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk mı ?
Teen Fiction"Ya ne yapıyorsun? Dikkat etsene." Ben bunu diyince çocuk afallasa da laf unutmadı. "Asıl sen ne yapıyorsun?" "Böyle fotoğraf çekilmez. Ben mi öğreteyim sana?" "5 metre yayılan ben değilim kızım." ---------------------------- Ataberk ve Alya'nın...