24. Bölüm

1.2K 65 25
                                    

Jeong telefonu kapattıktan sonra Yuhwa'nın da dinlenmeye ihtiyacı olduğunu bildiği için hemen arabaya geldi. O sırada kendisine endişeyle bakan karısının çenesini tutup baş parmağıyla hafifçe okşadı 'Merak etme, işle ilgili bir şeyler konuştuk işte'

'Peki' diyerek inanmış gibi yapan Yuhwa Jeong'u rahatsız etmenin anlamı olmadığını biliyordu.

Yol boyu ikisi de pek konuşmadı, çok yorulmuşlardı. Arabadan indikten sonra karısının kapısını açmak istese de Yuhwa bırakmadı, beyaz atlı prens ile evlenmiş olması prenses unvanı taşımasına yetmezdi. Garajdan eve giden taşlı yolda yürürken ayakkabısının topuğu tok bir ses çıkarıyordu, elini montunun cebine koydu. 'Sanırım artık kavga edecek bir nedenimiz kalmadı' dedi kocasına bakmadan

Derin bir nefes alan Jeong 'Tıpkı gücümüzün de kalmadığı gibi' dedi ve içine aldığı havayı bir çırpıda boşalttı 'Aslında...' diyerek Yuhwa'ya bakan Jeong 'Son bir neden daha var benim sinirlenmem için.'

Durumu fark eden Yuhwa kocasının koluna girip 'Tamam' dedi. 'Şu eteği bir daha giymeyeceğim'

'I ı, yanlış' diyerek başını iki yana sallayan Jeong Yuhwa'nın ellerinden tutup gözlerine baktı sinsi bir gülümseme ile 'Bir daha bedenini belli eden kıyafetler giymeyeceksin' dedi, bir süre durdu. Karısından birkaç feminist laf edip itiraz etmesini bekledi ama olmadı. Omuz silken Yuhwa 'Tamam' dedi böyle ufak bir konuda Jeong'a karşı çıkacak veya onun otoritesini delmeye çalışacak değildi.

Şaşkınlıktan gözleri kocaman olan Jeong 'Ne yani, itiraz etmeyecek misin?' diye sordu

Başını eğen Yuhwa saçını kulağının arkasına alıp 'Neden itiraz edeyim ki?'

'Ne bileyim, özgürlüğünü kısıtladığımı falan düşünmüyor musun?'

Gülümseyen Yuhwa 'Saçmalama, kıyafetlerime dikkat etmem gerekiyorsa ne olmuş? Neden karşı çıkayım? Üstelik o kastettiğin kıyafetleri giymesine rağmen köle olan o kadar çok kadın varken mi?'

Duyduklarıyla havaya uçan Jeong karısının yüzünü ellerini arasına alıp alnına hafif tatlı bir öpücük kondurdu 'Akıllı kraliçem benim.'
Geri çekilen Yuhwa 'Söylediklerini yapınca cadılıktan kraliçeliğe terfi ediyorum anlaşılan'

'Hayır sen hala bir cadısın' diyerek ellerini cebine koyan Jeong, gülmemek için zor tutuyordu kendini

'Ama artık bir karar ver!'

Jeong elini çenesinin altına koyup düşünüyormuş gibi yaptı 'Buldum' dedi parmağını şıklatarak 'Sen cadılar kraliçesisin'

'Aman ne güzel!'

Gülümsemekle yetinen Jeong hiçbir şey söylemedi, Yuhwa onun kraliçesiydi. Peki ama o kral mıydı? İşte bu tartışılırdı.

Odalarına çıktılar direk koridorda farklı yönlere gidince bir süre birbirlerine bakmışlardı, ikisinin de içinden aynı şey geçiyordu. Beraber uyumak istiyorlardı ama bu pek de mümkün değil gibi duruyordu. Jeong biran kolundan tutup kendine çekmeyi düşünse de vazgeçti, Yuhwa'yı kaybetmeyi göze alamazdı ancak odasına girdiğinde gördüğü şeyle ufak bir algılama sorunu yaşadı elini ceketinin altından beline koyup 'Yuhwa!' diye bağırdı, bu olsa olsa onun işiydi.

Üstünü değiştirdikten sonra merakla içeri giren Yuhwa yaşadığı o karmaşada Jeong'a aldığı hediyeyi tamamen unutmuştu. Şaşkınlıkla kocasına bakıp 'Ne oldu?' diye sordu. Jeong gözleriyle yatağının üstündeki koca şeyi gösterince o tarafa bakan Yuhwa gülerek 'He...O mu? Ayı' dedi ı'sını uzatarak

Kaşlarını çatıp kendisine kocaman bir sırıtmayla bakan kahverengi tüylü ayıyı işaret edip 'Onu görüyorum da, şu şişko şeyin ne işi var yatağımda?'

Buz İçindeki Aşk [Tamamlandı]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin