Siwon'un arabası evden uzaklaşırken Yuhwa da ne olduğunu sormayı istiyordu ancak bunun doğru bir şey olup olmayacağına emin olamıyordu. Aracını bir Fransız kafesini önüne çeken Siwon Yuhwa'ya dönüp 'Fransız ekmeği seviyordun değil mi?' diye sordu kafeye doğru girerken. Kahvaltı için nezih bir mekandı. Orta kısımdaki maslardan birine oturduktan sonra siparişlerin verilmesinin ardından Yuhwa artık sessiz kalmaya dayanamayıp 'Ne olduğunu anlatmayacak mısın?' diye sordu. Cidden merak ediyordu.
Genç polis derin bir nefes bıraktıktan sonra 'Gece boyu operasyon vardı' diye cevap verdi, o kadar yorgundu ki gerisini anlatmaya üşeniyordu. Ancak Yuhwa 'Eee?' diye diretince devam etti 'Sabaha karşı olan çatışmada arkadaşım vuruldu, gözlerimin önünde can çekişti Yuhwa. Çok kötüydü.'
Yuhwa bir süre sustu dinlediklerini akıl süzgeçinden geçirdikten sonra Siwon'un bu halsizliğinin sadece arkadaşının yaralanmasına bağlı olmadığını farketmişti. Psikolojisi sadece bu olayla böylesine etkilenemezdi.Gözlerini kısarak 'Acaba...' diye uzattı kelimesini ardından 'Bu yaralanma sana Hye'den uzak durman için bir neden daha vermiş olabilir mi?'
Siwon Yuhwa'nın son söyledikleriyle kahve kupasını dudaklarından çekip karşısındaki zeki kadının gözlerine baktı. Yıllardır onu tanıyor olmasına rağmen hala nasıl böylesine aklını okuyordu anlam veremiyordu. 'Yine beni yakaladın Cadı.'
'Neden böyle düşünüyorsun Siwon? Gerçekten polis olduğun için onu gelecekte yalnız bırakacağını mı düşünüyorsun? Bana bir şey olursa, Hye tek kalır diye mi korkuyorsun?'
Yuhwa'nın ardarda sorduğu sorular Siwon'u afallatmıştı 'Ben..' diye sayıklandı ilk baştta 'Ben sadece korkuyorum. Birgün ona bu acıyı yaşatmaktan korkuyorum'
Yuhwa Siwon'un elini tutup 'Hye'nin yaşayacağı en büyük acı imkanınız varken birlikte olamamanızdır. Bunun dışında hiçbir şey bir kadını böylesine yaralamaz'
Siwon bir süre duraksadıktan sonra 'Emin olamıyorum Yuhwa, düşünmeye ihtiyacım var.'
Yuhwa sonrasında hiçbir şey sormadı, sadece 'Senin yerine ben düşündüm' diyerek içinden söylendi. Aklına güzel bir fikir gelmişti. Son olarak gelen kahveleri de içtikten sonra Siwon'un elinden tutup kaldırdı
'Hey! nereye gidiyoruz?'
'Soru sorma Siwon sadece arabanın anahtarlarını ver.' Yuhwa'nın uzattığı eline bakan Siwon oflaya puflaya anahtarları verdi. Polis teşkilatının çoğunun kullandığı Hyundai Accent Blue Seul trafiğine karışırken Siwon hala gidecekleri yeri bilmiyordu ancak Yuhwa'nın karşılarına çıkan yol ayrımında sağa sapması onda da jetonun düşmesine neden olmuştu 'Tahmin ettiğim yere gitmiyoruz değil mi?'
'Evet, tam da tahmin ettiğin gibi Seul Üniversitesi Hastanesi'ne gidiyoruz'
'Ya hayır saçmalama'
'Saçmalayan tek kişi sensin hem o kıza hem de kendine işkence ediyorsun. Ona ihtiyacın olduğu gün gibi ortada' Yuhwa'nın bu sözleri Siwon'un gardını düşürmüştü. Siyah Hyundai hastanenin önünde durduktan sonra ilk Yuhwa indi ve Siwon'u da peşinden sürükleyip hastanedeki danışmanın önüne kadar götürdü.
'İyi günler. Ben Bayan Hye ile görüşmek istiyorum, kendisi burada hemşire' dedi sabırsızlıkla
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Buz İçindeki Aşk [Tamamlandı]
General Fiction•Her şeyin doğrusunu bilen güçlü bir kadın. Asla düşünmeden, hesap yapmadan hareket etmez. • Her şeye sahip olan ama ne yapacağı hiç belli olmayan serseri mayın bir adam. Bir sonraki adımının ne olacağını ise kimse hesaplayamaz. •Ve kaderle satranç...