4.Bölüm

1.4K 87 25
                                    

Kim Ta Sun bir süre hiçbir şey demeden karşısındaki genç kadının yüzünü inceledi. Biraz sonra söyleyecekleri yüzünden kırılmasından çekinmişti 'Açık konuşacağım Yuhwa, akıllı bir kadınsın beni anlayacağına eminim. Bu paranın karşılığında oğlumla evlenmeni istiyorum.'

Yuhwa duyduklarıyla neye uğradığını şaşırmıştı. Zaten ilk anlarda ufak bir algılama sorunu yaşadı. Kim Ta Sun'un sözlerini tekrar tekrar aklından geçiriyor ama bu saçmalığa bir anlam veremiyordu Bay Kim'e dönüp 'Ben yanlış anladım galiba?'

'Hayır tam da anladığın gibi. Vereceğim bu paranın karşılığında senden oğlum Jeong'la evlenmeni istiyorum.' Kim Ta Sun'un bu net sözleri Yuhwa'da soğuk bir duş etkisi oluşturmuştu. Birkaç saniye duraksadıktan sonra sakince ayağa kalktı 'Neyse efendim sizi de rahatsız ettim özür dilerim.' deyip çıktı. Kendi odasına doğru yürürken Bay Kim'in ona yaptığı teklifi düşünüyordu. Açıkçası bunun nasıl olduğunu aklı almıyordu. Bay Kim'in aklında bu evlilik fikrinin olması bile saçmaydı doğru düzgün konuşmadığı biriyle para yüzünden evlenecek değildi bu düpedüz esarete giden bir seçenekti. "Kesinlikle başka bir yolu olmalı" diye düşündü, kabul edecek hali yoktu. Her ne kadar zor durumda da olsa özgürlüğünü para için teslim edecek değildi. Öyle ya da böyle bir yol bulmak zorundaydı ama nasıl? Bunu düşünürken akşamı etmişti bile. Eve geldiğinde tüm yorgunluğuna rağmen ne yemek yemek ne de başka bir şey vardı aklında ta ki gece koltuğun üstünde uyuya kalana kadar.

Yuhwa sabah telefonunun sesiyle uyandı ama koltuğun altına düşen telefonunu bulması zor olmuştu. Açıp kulağına götürdüğünde ise hala uykuluydu 'Efendim?'

'Günaydın Yuhwa uyandırdım mı kızım?'

Yuhwa karşısında annesinin sesini duyunca sızdığı koltuktan doğruldu 'Hayır, dinliyorum.'

'Ben teşekkür etmek için aradım. Bu parayı bu kadar kısa zamanda bulabileceğini tahmin etmemiştim.' Bayan Shin'in sesi neşeli çıkıyordu ama Yuhwa hiçbir şey anlamamıştı 'Ne parası anne neyi bulmuşum ben?' genç kadın biranda oturduğu yerden ayağa kalkp elini saçlarından geçirmişti

Yuhwa'nın bu sorusunu annesi gülerek karşıladı 'Tamam kızım tamam, anlaşıldı sen uyanamamışsın. Ben sonra ararım.' deyip telefonu kapattı.

Yuhwa sabah sabah daha afyonu patlamadan olanlara bir anlam verememişti "Hangi parayı, ne ara vermişim ben?" diye düşündü. Bir eliyle de saçlarını karıştırırken uyku sersemliğini atlatıp kendine geldiğinde ise hala annesine gönderilen paranın nereden, kimin tarafından gönderildiğini çözememişti ama ne olursa olsun o paranın sahibini bulup borcunu ödemesi gerekiyordu. Asla karşılığını ödeyemeyeceği bir iyiliği kabul edemezdi. Babasına söz vermişti.

Yuhwa bunları düşünürken birden babasının yüzü belirdi gözlerinin önünde; gülümseyen, kızının saçını okşayan... O öldükten sonra çok zorluklar yaşamışlardı. Küçükken annesi tek başına 3 çocuğa bakmak zorunda kalmıştı. En sonunda da Kore'de yapamayıp Japonya'ya, abisinin yanına dönmüştü. Yuhwa çok zorluklarla büyümüştü, diğer kardeşlerinden daha fazla etkilenmişti ama hiçbir zaman babasının sözünden çıkmamış, kimseye borçlu kalmamıştı. Bundan sonrada kalmayacaktı.

Verdiği kararla hızla ayağa kalkıp üstünü giydi kesinlikle bu parayı Siwon göndermiş olmalı diye düşünüyordu. Aklında başka ihtimal de yoktu zaten. Ama Siwon'un yanına gidip sorduğunda hiç beklemediği bir cevapla karşılaşmıştı. Şirkete doğru giderken "Peki ama Siwon değilse kim?" diye düşündü sonra "Siwon'dan başka... Ah kahretsin!" dedi elindeki bitter çikolataya bakıp.

Bir taksiye atlayıp şirkete giderken yolda "ne olur tahmin ettiğim kişi olmasın, Bay Kim bu parayı vermiş olmasın." diye dua ediyordu ama Kim Ta Sun'un ofisinin önüne geldiğinde tedirginliği daha da artmıştı. Korkuyla elini kaldırıp kapıyı iki kez tıklattı içerden gelen 'Girin.' sesiyle derin bir nefes alıp içeri girdi.

Buz İçindeki Aşk [Tamamlandı]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin