1. Bölüm

4.4K 147 58
                                    

Yuhwa sabah pencereden usulca süzülüp yüzünü okşayan güneşin ılık ışığıyla uyandı. Saate baktı, patronu yurtdışında olduğu için bugün şirkete gitmeyecekti ama yine de zamanı kontrol altında tutmak en iyisiydi... Yataktan kalkıp banyoya giderken bugün içinde yapacaklarını planlıyordu. Yüzünü yıkadıktan sonra mutfağa geçip kahvaltı için biraz çörek yapıp fırına koydu, pişmesini beklerken odasına geçip dolabını açtı. Bugün rahat bir şeyler giymek en iyisiydi. Siyah düz saçlarını uğraşmak istemediği için sıkıca bağladı. Salona geçip laptopunu kucağına aldığında son haberlere bakacakken fırından gelen uyarı sesiyle bunu sonraya bırakıp çörekleri çıkardı. Tek başına yemek yemeyi hiç sevemediği için çörekleri bir tabağa doldurup komşusunun kapısını çaldı ama kapı beklediğinin aksine duvar gibiydi. Bunun üstüne avcunu alnına dayayıp "Tabi ya nasıl unuttum bu fırsat kaçmaz." diye düşünüp tekrar evine yöneldi. Askılıktan aldığı siyah deri montunu giydikten sonra başına taktığı siyah şapkasıyla elinde çörekleri olduğu halde dışarı çıktı. O sırada keyifle gülümsüyordu.

Otobüsten Seul'un yüksek binalarla çevrili işlek lüks caddesine gelince işe gidiş saatinin olması dolayısıyla sıkış tıkış olan araçtan zorlukla indi, ayağını kaldırıma bastığı andan itibaren yanından büyük bir hızla geçen kırmızı BMW'nin arkasından bakıp sessiz bir küfür savurdu ancak emperyalist sistemle daha fazla cebelleşmeden asıl işine odaklandı. Etrafına bakınıp biricik komşusunun nerede olabileceği hakkında fikir yürütüyordu ki ilerideki kavşakta olan trafiği fark edip o yöne doğru ilerledi. Bir süre bir köşede yakışıklı trafik polisinin bu 8 bilinmeyenli denklemi çözme çabasını izledi.

Trafik polisi ise birbirlerine bağıran sinirli şoförleri elinde kullanmaktan hiç çekinmeyeceği copla uyarıp bu zor denklemi çözüme kavuşturmuştu. Kavşakta trafik eski haline dönerken o da copunu öpüp polis otosunun yolunu tuttu. O sırada aracın kaportasının üstüne konan çörek dolu poşetle birlikte kafasını kaldıran polis memuru Choi Siwon, Yuhwa'yı görünce önce şaşırsa da yüzüne yaydığı bıkkınlığın etkisiyle zayıflayan ama yine de içtenliğinden bir şey kaybetmeyen gülümsemesiyle 'Günaydın fıstık' dedi ve sonra şaşkın bakışlarıyla ekledi 'Hangi rüzgâr attı seni buraya?'

Yuhwa, Siwon'un aksine yüzündeki kocaman gülümsemeyle hatta sırıtmayla birlikte elini adamın omzuna koymuştu 'Duydum ki asayiş şubenin başarılı komiseri Choi Siwon aldığı ceza ile bu gününü trafik şubede geçirecekmiş.' dedi eliyle Siwon'un yakasını düzeltirken 'Üniforma da yakışmış hani.' Diyerek göz kırptı

'Al işte bürodakiler bitti şimdi de senin diline düştük iyi mi, bana bak Yuhwa unutmam bunu!'

Yuhwa ona sırtını dönen Siwon'un tekrar önüne geçip 'Hadi ama, sadece şakaydı.' dedi en sevimli gülümsemesini takındıktan sonra yanında getirdiği çöreklerden birini kapıp Siwon'a uzattı, Siwon ağzını kapayıp yemek istemedikçe Yuhwa bir yandan gülerken bir yandan da 'Hadi ne olur sana getirdim bak.' diyerek üstüne gidiyordu.

...Amerika'ya yaptığı iş seyahatinden iki gün önce dönen Kim Jeong Hoon, bu sabah da uzatmalı sevgilisinin çenesinden kurtulabilmek için kahvaltı teklif etmişti. Kızı evinden alıp şehrin merkezinde lüks kafelerinden birinin önüne gelince yol durumuna bakmayıp Kırmızı BMWsini park etti ama tam arabadan inerken arkasından seslenen trafik polisinin sesiyle duraksadı.

'Beyefendi buraya park edemezsiniz, lütfen aracınızı çekin.'

Jeong zaten hiç de güzel başlamayan bugün bir de sabah sabah karşılaştığı bu polise iyice gıcık olmuştu 'Hayır, madem yasak önce siz ekip otosunu çekin! O zamana kadar arabam burada duracak.'

Memur sinirlenmişti, bu kendini beğenmiş züppeye iyi bir ders vermesi an meselesi bile değildi ama yine de kendini tutup dişlerini sıkarak uyardı 'Ben görev başındayım o yüzden aracım burada duracak ama siz hemen kaldıracaksınız çünkü yasak!' dedi son kelimelerin üstüne basa basa.

Buz İçindeki Aşk [Tamamlandı]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin