Jeong'un bu sorusu Yuhwa'da kısa süreli bir şaşkınlığına neden olsa da yinede çok düşünmeden cevap verdi. 'Hayır, hiç pişman olmadım' Sesi net ve bakışları kararlıydı.
'Yani...Bugün olanlardan sonra bile mi?'
Gözlerini kırpmadan karşısında akan nehre bakan Yuhwa, 'Bugün ne oldu ki?'
Jeong başını ovdu bir süre düşüncelerini toplamaya çalışıyordu 'Bak Yuhwa, ben özür dilerim. Eun Ah sana öyle davrandı çünkü...'
Dudağının kenarındaki tebessümle Jeong'a bakan Yuhwa 'Merak etme, onun eski sevgilin olduğunu anlamam uzun sürmedi. Kadınlar ve hırsları her zaman kendilerini ele verir.'
'Sen de kadınsın Yuhwa ama bir hata yapmadın?'
Yüzünde beliren acı bir gülümseme ile 'Yanılıyorsun, ben de hata yaptım hem de Eun Ah'ınkinden çok daha büyük bir hata'
Kocasının soran gözlerini görünce derin bir nefes alıp devam etti. 'Eun Ah öyle söyleyince inanmaları için, seni çok sevdiğimi ve sen olmadan yapamayacağımı anlattım fakat çok önemli bir şeyi gözden kaçırdım'
'Neymiş o?'
'Bir, belki iki yıl sonra bu evlilik bitecek. İşte o zaman, sarf ettiğimiz tüm sözlerin bir sahne şovu olduğu ortaya çıkacak. Ben belki çok zarar görmem, sonuçta basit bir çalışanım çok zorlanırsam şirketten veya Seul'den ayrılırım ama benim bugün yaptığım düşüncesizlik senin itibarına gölge düşürebilir' Yuhwa bu sözleri söylerken içinden taşan ağlama hissini başarılı bir şekilde bastırmıştı. Kendini toparlayıp 'Özür dilerim, o an sadece içimden bir ses öyle söylemem gerektiğini fısıldadı ve bende üstünde fazla düşünmeden karar verdim. Sonuç olarak kısa vadede kar getirse de bunu uzun vadeye yaydığımızda hiç de öyle olmadığını göreceğiz'
Yuhwa'nın bu borsa tahmini yapar gibi olan tavrı Jeong'u güldürmüştü. 'Bilmiyorum Yuhwa, belki de özür dilemene hiç gerek yoktur. Bak, ben senin gibi uzun vadeli düşünmem ve anı yaşarım ama içimden bir ses durumun sandığımız kadar kötü olmadığını söylüyor. Belki de...' dedi ve tam "hiç boşanmayız" diyecekken durdu Yuhwa nasıl bu kadar hayatında yer etmişti ki, şimdi ondan ayrılmayı göze alamıyordu? Başını iki yana sallayıp düşüncelerini dağıtmaya çalıştı.
Bir süre kulakları sağır edebilecek bir sessizlik oluştu. Yuhwa ise gözlerini kapatmış bir şekilde koltuğuna yaslanan kocasını seyretmeye başladı, ilk dikkatini güzel saçları çekmişti. Bir kadını kıskandıracak kadar göz alıcı ve bakımlıydı, alnına dökülen birkaç tutam ise Yuhwa'nın aklını almaya yetiyordu. Jeong'un yakışıklı suratı da zaten başlı başına bir işkenceydi Yuhwa için, çünkü sürekli Jeong'u seyretmek ve onun güçlü varlığıyla huzur bulmak istiyordu. Dudaklarına gelince, işte o en can alıcı noktaydı.
Öte yandan karısının dakikalardır kendisini izlediğinden habersiz, saçlarınını iki yana sallayan Jeong, aklına gelen şeyle birden gülmeye başladı 'Ama kabul et çok iyiydin, Eun Ah neye uğradığını şaşırdı. Sahi, neden bu kadar üstüne gittin? Eun Ah'a yaptığın cadılığın farklı bir nedeni olmalı yanılıyor muyum?'
Tek kaşını kaldırıp Jeong'a bakan Yuhwa 'Bana neden cadı deyip duruyorsun?'
'Sence bunun cevabı zaten ortada değil mi? Hem onu bunu bırak da soruma cevap ver sen'
Yüzünde sinsi bir ifade beliren Yuhwa 'Eun Ah'a böyle davrandım çünkü bana meydan okunmasından hoşlanmam. Eğer bir yerde daha güçlü bir kadın olacaksa o ben olmalıyım!'
Kocaman olmuş gözlerle Yuhwa'ya bakan Jeong karısının nasıl bir cadı olduğunu bir kez daha anlamıştı 'Ah tanrım...' diye sayıklandı başını iki yana sallayıp.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Buz İçindeki Aşk [Tamamlandı]
General Fiction•Her şeyin doğrusunu bilen güçlü bir kadın. Asla düşünmeden, hesap yapmadan hareket etmez. • Her şeye sahip olan ama ne yapacağı hiç belli olmayan serseri mayın bir adam. Bir sonraki adımının ne olacağını ise kimse hesaplayamaz. •Ve kaderle satranç...