Hikayenin devam etmesi için, oy ve yorumlarınız önemli unutmayın :) İyi okumalar.
Ben kollarımı onun boynuna dolamış, o da bir eli tezgahın üzerinde diğer eli belimi tutmuş şekilde duruyoruz. Nefeslerimizi kontrol altına almamız uzun sürüyor. Bu süre içinde bakışlarımı kaldırıp, ona bakmıyorum bile. Hızla çarpan kalplerimizin sesini duyabiliyorum. Sonunda cesaret edip bakışlarımı kaldırıyorum. Ali'nin gözleri kapalı duruyor.
"Biz.. ne yapıyoruz?" diyorum nefes nefese, fısıltıyla.Birinin gelip bizi görme ihtimalini aklımıza getirmek bile istemiyoruz. Mavi gözleri, nihayet benimle buluşuyor.
"Çok daha önceden yapmamız gereken şeyi.."
Yutkunuyorum. Biraz zorlanarak da olsa, mutfak tezgahından inip, üzerimi düzeltiyorum.
"Bizim anne ve babamız evlendi, Ali."
Ali, hoşnutsuz bir şekilde kafasını çeviriyor. Sakallarını düzeltiyor, az önce okşadığım sakallarını..
Yanaklarımın utançtan kıpkırmızı olduğunu tahmin edebiliyorum. Ayrıca az önce yaşadıklarım da dengemi bozuyor.
"Selin.."
Adım, onun dudaklarının arasından çıkınca daha çok değerleniyor.
"Bana içimden geleni yapmamı söylemiştin.. Ben, seni istiyorum."
Kalbim birkaç kez gürültü ile atıyor ve duruyor. Birazdan düşüp bayılırım sanıyorum.
Hızlı davranıp yanıma geliyor. Bir şeyler daha söylemek üzereyken, parmaklarımla dudaklarını kapatıyorum."Ali.. lütfen."
Derin derin bakıyor bana.
"Benden bu çekime karşı koymamı bekleme, bunu başaramam" diyorum.
Yavaşça elimi tutuyor, parmak uçlarıma ufak bir öpücük kondurduktan sonra elimi indiriyor.
"Öyleyse, karşı koyma."Diyecek hiçbir şey bulamıyorum. Ona bakmayı sürdürüyorum. Ali eğilip, elmacık kemiğime öpücük konduruyor.
"Rüyanda beni gör."
Yüzünde ilahi bir gülüş beliriyor.
Titreyen dizlerime rağmen mutfaktan ayrılıyorum. Yavaşça odama kadar çıkıyorum. Kendimi yatağa atıyorum, ellerim karıncalanıyor. İstemsizce gülümsediğimi fark ediyorum.
Gözlerimi kapatıyorum ve parmaklarımı dudaklarıma götürüyorum. Ali'nin dudaklarının verdiği o serin ve yumuşak tadı hala hissediyor olmama inanamıyorum. Dudağımı dişliyorum ve gözlerimi açıyorum.
Aynanın karşısına geçip, kendimi inceliyorum. Elmacık kemiklerim şeftali tonundan kırmızıya dönmüş.. Dudaklarım daha canlı duruyor.Aklıma sürekli Emre, annem ve Haluk abi geliyor.. Yaptığımız yanlıştı. Çok yanlıştı.
Yarın Aliyle konuşup, her şeyi düzeltmem gerekiyor. Böylelikle hatalar başlamadan son bulmuş olur.Bunun moralimi bozmasına izin vermemeliyim.. Ama durum böyle.
Kendimi yeniden yatağa atıyorum. Boğulmak istercesine yastığa kafamı gömüyorum. Gözümden akan yaşlara engel olmuyorum.
*
Suya girdiğinde gözleri daha çok can yakıcı oluyor."Selin!" diyerek yeniden bana sesleniyor.
"Geldim."
Küçük kızımızı kollarında tutuyor ve havuzumuzda oynatıyor. Kol kaslarından akan sular, küçük bebeğimize kadar uzanıyor.
Babası gibi masmavi gözlere sahip bir kızımız var. Ali, havuzumuzda onunla oynuyor. Ben de elimdeki havluyu onlara götürüyorum.
Dalgalı saçlara sahip, minik kızımızı babasından alıp havluya sarıyorum. Küçücük bir ördeğe benziyor adeta.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ah Bu Ben
FanfictionOkyanus gözlü çocuk ve onun yaralarını sarmaya hazır güzeller güzeli bir kız. Herkes yaralarını iyileştirmek ister, birçoğu bunu başaramaz. Ama onlar birbirine sahipler. Kalbi kırık küçük bir erkek çocuğu ile acı çeken küçük kızın hikayesi.