Dudaklarım çizgi halinde, dik bakışlarımı ona yöneltiyorum. Gözlerini deviriyor.
"Asma öyle yüzünü."
Elimdeki yastığı sertçe koltuğa fırlatıyorum. Savaş ve Ali yanımızda olmasa da, sinirle fısıldıyorum:
"Ya ben sevgilimle uyuyamayacaksam neden burada kalıyorum ya!!"
Kirpiklerini kırpıştırıyor.
"O odaya Ali ile seni baş başa sokacağıma inanıyorsan, kafayı yemişsin demektir. Ne münasebet ya! Bak ben de Savaş ile uyumuyorum. Burada kardeş kardeşe uyuyacağız işte."
Abartılı bir şekilde iç çekiyorum, Ali'nin dolabından aldığımız yastık ve yorganları sertçe kenara itip, koltuğa oturuyorum.
"Sana bir şey diyeyim mi.. Sen böyle soğuk nevale olmaya devam et, yakında bir kız gelir kıvırta kıvırta seninkinin yanına, elinden alıverir Bohem'i.. Babaanne misin sen ya, bu ne tavırlar!"
"Seliiin.."
Lafı, Savaş ve Ali'nin bahçeden içeri girmesi ile kesiliyor.
"Burda uyumak istediğinize emin misiniz? Odalarda siz kalın diye ısrar ettim ama.." diyor Savaş.
Dudaklarımı büküyorum ve Ali'ye bakıyorum. Omuz silkiyor.
'Selin benim odamda kalsın' demeye utanıyor. Bu utangaç tavırlarının bir tek bana işlemeyişine hayret ediyorum. Beyefendimiz, benimle konuşmaya gelince kediden kaplana dönüşüyor adeta.
Nazlı bitmek bilmeyen iç çekmelerinden birini daha yapıyor.
"Keşke biz eve gitseydik ya, baksana pijamalarım bile yok."
"Offf"layarak ayağa kalkıyorum ve Ali'nin odasına giriyorum. Daha önce, hastaneden çıktığı zaman yanına geldiğimde bıraktığım pijamaları arıyorum.
Ali çok geçmeden yanıma geliyor.
"Ne arıyorsun?"
"Ya benim burada bıraktığım pijamalarım vardı.."
Dolabının sağ kapağını açıyor ve zümrüt yeşili rengindeki pijamalarımı bana uzatıyor.
"Bunu Nazlı'ya vereyim.. Ben seninkilerden bir şey giyerim."
Hayal kırıklığı ile bana bakıyor.
"Sen şimdi benimle uyumayacak mısın?""Nazlı'ya baksana.. Gelir aramızda yatar valla.."
Dudağının kenarı kıvrılıyor hafifçe.
"Merak etme," diye fısıldıyorum. "O uykuya dalınca, kaçar gelirim."
Bana yaklaşıyor. Kolunu belime sarıyor.
"Çok özletme."
Parmak ucumda yükseliyorum. Dudağım, dudağına değmek üzereyken Nazlı'nın sesini duyuyoruz:
"Seliiin!"
Geriye doğru bir adım atıyorum. Ali derin bir nefes alıyor.
Tekrar dolabına dönüyorum. Favorim haline gelen lacivert tshirtünü ve bana bol gelecek olsa da şortlarından birini elime alıyorum.
"Tamam, geleceğim yanına."
Dudağına kısacık bir öpücük bıraktıktan sonra, yanından ayrılıp salona dönüyorum."Ne yapıyorsun sen orda?"
Elimdeki pijamayı sertçe ona fırlatıyorum.
"Al bunu giy."
Kafasına çarpmadan hemen önce sersemce yakalıyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ah Bu Ben
FanfictionOkyanus gözlü çocuk ve onun yaralarını sarmaya hazır güzeller güzeli bir kız. Herkes yaralarını iyileştirmek ister, birçoğu bunu başaramaz. Ama onlar birbirine sahipler. Kalbi kırık küçük bir erkek çocuğu ile acı çeken küçük kızın hikayesi.