"Selin ne yapıyorsun?"
Sevgi'nin uyarıcı ses tonuyla birlikte kendime geliyorum.
"Hı? Bir şey yapmıyorum ki.."
Önündeki karton bardaktaki çayı hızlı hızlı karıştırıyor.
"Oturduğumuzdan beri etrafa bakınıyorsun. Birinden korkuyormuşsun gibi.."
Omuz silkerek arkama yaslanıyorum.
"Kimden korkacağım Sevgi, yapma. Bakınıyorum öyle işte."
Sevgi, bana inanmadığını belli eden bir bakış atıyor. Ona çaktırmadan bir kez daha kantini süzüyorum. Neden bunu yaptığımı da bilmiyorum. O çocuk bana hiçbir şey yazamaz sonuçta, değil mi?
Biri yanımdaki sandalyeyi çektiğinde korkarak yerimden sıçrıyorum. Nazlı kaşlarını çatarak bana bakıyor.
"Sakin ol Selin, benim."
"Sakinim zaten?"
Sevgi ile birbirlerine bakıyorlar.
"Nesi var bunun?"
"Bilmem ki... Sabahtan beri böyle bir garip."
"Abartmayın, bir anda gelince korktum sadece, o kadar!"
Ben cümlemi bitiremeden, Tan kantine giriş yapıyor. Yanında, kolunu doladığı kıza bakıyorum. Daha önce bir yerlerden tanıdığımı düşündüğüm kız, Tan'ın kulağına eğilip bir şeyler söylüyor ve gülüşüyorlar.
Kumral saçları beline kadar uzanan ve oldukça güzel olan kıza bir süre dik dik bakıyorum.
"Ben bu kızı nereden hatırlıyorum?"
Sorumu sormamla beraber Nazlı ve Sevgi baktığım tarafa doğru dönüyorlar.
"E bizim bölümden," diyor Sevgi. "İkinci sınıf."
"Daha önce bir yerde gördüğümü biliyordum."
Nazlı ağzına bir kraker atıyor.
"Ne olmuş ki o kıza?"
"Bayağı havalı bir tipe benziyor.."
"Kızın havasını mı kıskandın Selin? Merak etme sen de çok geçmeden en popüler olursun."
"Of Nazlı ne alakası var!"
Soğumuş kahvemden bir yudum alıp yüzümü buruşturuyorum. Arkadaşları ve adını bilmediğim, muhtemelen sevgilisi olan kızın yanına oturan Tan birden bana bakıyor. Göz göze gelince, onu izlediğimi düşüneceği için kendime kızıyorum. Tan tek kaşını kaldırıyor ve yeniden arkadaşlarına dönerken sırıtıyor.
Derin bir iç çekiyorum ve ayağa kalkıyorum.
"Aa nereye?"
"Lavaboya gideceğim ya, sonra da derse gireriz zaten."
İkisi de istifini bozmadan oturmaya devam ediyor, kantinden çıkıp kızlar tuvaletine giriyorum.
Telefonumun kilidini açıp kontrol ediyorum. Ali'den herhangi bir mesaj ya da arama gelmediğini görünce yüzüm asılıyor. Beni, dersleri ile aldatma ihtimalinin kızlarla aldatma ihtimalinden daha fazla olduğunu düşünüyorum, sonra kendi düşünceme gülüyorum.
Elimi yüzümü yıkayıp, saçlarımı düzeltiyorum. Boy aynasından kıyafetlerimi de kontrol ettikten sonra kızlar tuvaletinden çıkıyorum.
Hemen karşımdaki duvara yaslanıp, kollarını göğsünde birleştirmiş bir şekilde duran Tan'ı görünce şaşırıyorum. Peşimdeki gölge gibi davranıp beni tereddüt etmesi sinirlerimi bozuyor.
"Kızlar tuvaletine mi girecektin? İçerisi boş, rahat edersin."
Bozuluyor.
"Buraya tartışmaya gelmedim."
Şaşkınlığım daha çok artıyor.
"Neden geldin o halde?"
Duruşunu dikleştiriyor ve ellerini ceplerine sokuyor.
"Fazla zor bir kızsın, beni şaşırtıyorsun."
Ciddi tavrımı bozmadan onu dinlemeye devam ediyorum.
"Görüyorsun ya, bu okulda çok olaya bulaştım. Birçok ihtarımda var haliyle.. Bu senenin daha huzur verici olmasını umuyordum. O yüzden, sadece bir istisna olarak düşün bunu, seninle uğraşmamaya karar verdim."
"He buna sen karar veriyorsun yani?"
"Tamam, tamam.. Bir şey demedim. Kötü bir başlangıç yaptık, doğru. Ama dediğim gibi bu sene daha olaysız geçsin istiyorum. Bu yüzden.."
Elini uzatıyor.
"Barışalım."
Dik dik ona bakmayı sürdürüyorum.
"Bu kadar kindar mısın gerçekten?" diye soruyor.
Derin bir nefes alıyorum ve elimin ucu ile elini sıkıyorum.
"Bana bulaşma yeter."
Gülümsüyor. Sonra yanından ayrılıp koridorda ilerlemeye devam ediyorum.
Koridorun hemen sonundaki pencerenin önünde, Emre'yi görüyorum. Ciddi hatta öfkeli bir ifadeyle bana bakıyor. Ne yapacağımı bilmiyorum. Tam yanından geçip gideceğim sırada kolumu tutuyor.
Refleks olarak kolumu geri çekiyorum.
"Tan ile ne işin olur senin?"
Afallıyorum. Bana, Ali olayı yüzünden sinirli sanıyordum.
"Hiçbir işim yok onunla benim.."
"Sizi konuşurken gördüm Selin, adamın elini sıktın!"
Daralıyorum.
"Biraz atışmıştık, uzlaşmaya karar verdik olan bu Emre!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ah Bu Ben
FanfictionOkyanus gözlü çocuk ve onun yaralarını sarmaya hazır güzeller güzeli bir kız. Herkes yaralarını iyileştirmek ister, birçoğu bunu başaramaz. Ama onlar birbirine sahipler. Kalbi kırık küçük bir erkek çocuğu ile acı çeken küçük kızın hikayesi.