'Bizim İçin..'

12.6K 666 74
                                    

Ardı ardına gelen aksilikler ve bazı nedenlerden ötürü bu bölüm için çok beklediniz. Öncelikle sabırla her gün yeni bölümü soran, bekleyen okuyucularımdan özür diliyorum ve teşekkür ediyorum. O zaman sizleri daha çok bekletmeden, yeni bölüme geçmek istiyorum.

İyi okumalar.

Ellerim uyuşuyor, bileklerimden parmak uçlarıma kadar kanın pompalanışını hissediyorum. Boynumda geçmeye yüz tutmuş acı ile birlikte gözlerimi açıyorum. Oldukça şık dekorize edilmiş bir salonda buluyorum kendimi. Kollarımdan ve ayak bileklerimden bağlı olduğum sandalyeyi biraz oynatıyorum. Şokun etkisi geçince, korku ve endişe kaplıyor her bir yanımı.

"İmdaaat!" diyorum olayın şoku ile. "KİMSE YOK MU?"

Ne bir ses, ne de bir hareket oluyor.. Gözlerimi hızla etrafta gezdiriyorum. Buradan kaçabilmenin bir yolunu arıyorum ama aklıma hiçbir şey gelmiyor.

Kendimden geçmeden önce ne yaptığımı hatırlamaya çalışıyorum. Sahilde, oturuyordum... Sonra yanıma biri geldi. Benim yaşlarımda bir kız..

Ne demişti? Adını söylemişti sanki...

"Me-Melisa?" diyorum kafam karışmış bir şekilde. Cevap gelmiyor. "MELİSA!"

Tanımadığım ismi haykırıyorum birkaç defa. Yine kimse gelmiyor. Gözlerimde akmayı bekleyen damlalar dökülüyor yanaklarıma doğru.. Korkuyorum.


ALİ

Karanlık evin bahçesine yeni çöktüğünde, arabamı park ediyorum. Babamın arabasını gördüğümde, gelmiş olduklarını anlıyorum ve adımlarımı daha isteksiz atmaya başlıyorum.

Ben ön kapıya vardığımda, Nazlı dışarı çıkıyor.

"Aa Ali, Selin seninle birlikte değil miydi?"

Yavaşça başımı olumsuz anlamda sallıyorum.

"Yoo, ben.. sonra yanından ayrıldım. Daha gelmedi mi?"

"Hayıır.."

Selin'in Emre yokken nereye gidebileceğini düşünüyorum.

"Amaaan, yine bir yerlere takılmıştır, döner o.."

"Belki de.."

Nazlı koşar adım yanımdan ayrılıp Savaş'a giden merdivenlerden inerken duraksıyorum. Belki de yeniden Emre'nin yanına dönmüştür, kimbilir..

Eve girip, hızla odama çıkıyorum. Telefonumu ve arabamın anahtarını bir köşeye bıraktıktan sonra duşa giriyorum.

*

Evimizin genç çalışanı İlayda, akşam yemeği için babamın beni çağırdığını söylemek için geliyor. Her ne kadar istemesem de, akşam yemeğine katılacağımı söylüyorum. İçimde bir yerlerde, hala Selin'i görmek isteyen Ali söyletiyor bunları bana aslında..

Fakat yanlarına gittiğimde, Selin'in sandalyesinin boş olduğunu farkediyorum. Endişelenmeye başlıyorum.

Güneş Hanım, telefonu kulağına dayamış, kaşlarını çatmış bir vaziyette duruyor.
"Neler oluyor?" diyorum Nazlı'ya bakarak.

"Selin hala gelmedi ve telefonu kapalı."

Güneş Hanım telefonu sertçe masaya bırakıyor.

"Ah be Selin, nerdesin sen!" Parmaklarını alnına götürüyor. Babam onu sakinleştirmek için omuzlarını kavrıyor.

"Genç kız.. bir yerlere takılıp, saati unutmuştur."

Ah Bu BenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin