Ali'nin Selin'i

11.6K 795 243
                                    

Elimi t-shirtümün içerisinden karnıma koyuyorum. Odadaki boy aynasından kendi yansımama bakarken, bakışlarıma kilitleniyorum. Normalinden daha da sert olan karnıma dokunurken içimi endişe kaplıyor.
"Saçmalama Selin," diye fısıldıyorum kendime bakarak.
Alt dudağımı hafifçe kemirirken elimi biraz daha karnıma bastırıyorum.
"İmkansız bu."
Dış kapının açılan kilidini işitiyorum ama yerimden kıpırdamıyorum.
"Selin?"
Ali'nin sesi evde yankılanıyor ve aniden kendime geliyorum. Saçlarımı düzeltiyorum, tshirtümü indiriyorum. Odanın kapısını açıp kafasını içeriye uzatıyor.
"Burada mıydın?" diyor. Yüzünde beliren tatlı gülümsemesi ona eşlik ediyor.
Sersemce başımı sallıyorum.
"Evet, evet öyle duruyordum.."
Duruşumdan hemen bende garip bir şeyler olduğunu anlıyor. İçimden Ali'nin bunu sorgulamaması için dua ediyorum.
"Bıraktın mı Sevgi ve Ali'yi?"
Gülümsemesi genişliyor. Konuyu dağıtmayı başarıyorum.
"Evet evet. Kendi ailesinin evine bıraktık hatta sonra da Sevgi'yi evine bıraktım."
"İyi yapmışsın.."
Önce beni süzüyor, daha sonra dolabın yanına gidip kapağını açıyor.
Sanki yansımam bana akıl verecekmiş gibi çaktırmadan aynaya bakıyorum.
"Senin bir şeyin mi var?" diyor, üzerindeki gömleğin düğmelerini çözmeye başlıyor.
"Yoo? Yani- neyim olabilir ki?"
Çıkardığı gömleğini eliyle buruşturarak katlıyor.
"Bilmem, sanki bana bir şeyin varmış gibi geldi."
Yatağın ucuna oturuyorum.
"Bizimkilerle aram bozuk ya, ona canım sıkılıyor biraz."
Yavaşça başını sallıyor ve gelip yanıma oturuyor.
"Benim yüzünden ailenle de kötü oldun."
"Senin yüzünden değildi Ali," diye itiraz ediyorum hemen. "Tamamiyle annemin bana olan davranışlarının sonucu bu. O adamı, kendi kızından üstün tutmayı seçti."
Aldığı derin nefesi süzülüyor dudaklarından..
"Aranızda tam olarak nasıl bir tartışma geçti bilmiyorum. Ama annenin sizi her şeyden daha çok sevdiğine eminim. Hem.. Babamın da ne kadar şeytan olabileceğini biliyorsun. Annen, henüz onun gerçek yüzünü bilmiyor. Sadece ona biraz zaman ver. Ve kendini daha fazla üzme.."
Dudaklarım yukarı doğru kıvrılıyor, elini tutuyorum.
"Üzülmüyorum ki.. Hatta, burada seninle birlikte olduğum için mutluyum ben."
Tebessüm edişini hayranlıkla izliyorum.
"Şimdi benim hissettiklerimi daha iyi anlıyorsun o zaman.." dediği zaman, ironik bir şekilde söylemek istediğini anlamadığım için kaşlarımı çatıyorum. Bu halim hoşuna gidiyor. Sonra açıklamaya başlıyor.
"Nerede olursak olalım.. Akrep ve yelkovan hangi rakamın üzerinde durursa dursun.."
Dikkatle bana bakıyor.
"Senin sesini duyduğum, nefesini yakınımda hissettiğim ve o güzel gözlerine baktığım her saniye, dünyanın en mutlu adamıyım ben."
Gözlerim mutluluktan, ona olan derin sevgimden dolayı doluyor.
İşaret parmağını uzatıp boynuma dokunuyor ve parmağı yavaşça aşağıya iniyor.
"Boynundan göğsüne denk düşen bulvar.. Bana kim olduğumu hatırlatıyor. Ben.. Sadece Ali Mertoğlu değilim ki.."
Gözlerimi kırpıştırıyorum.
"Senin kalbine dokunmamış, ruhunun en derinliklerini kendine yuva yapmamış Ali.. Koca bir hiçten ibaret."
Eliyle yanağımı okşuyor, kafamı hafifçe yana yatırıp yanaklarımı onun avcuna bastırıyorum.

# Ellie Goulding – I Know You Care #

"İyi ki Ali Mertoğlu var," diyorum fısıldayarak. Yaşadığım duygu yoğunluğuna daha fazla dayanamayan gözyaşlarım dudaklarıma iniyor.
"İyi ki de onun bir Selin'i var" diye yanıtlıyor beni.
Gözlerimi sertçe kapatıyorum ve gözyaşlarım hızla dökülmeye başlıyor. Ellerimi boynunda kenetliyorum ve gözyaşıyla ıslanmış dudaklarımı onun dudaklarına bastırıyorum.
Sıcak dili ıslak dudaklarıma temas ettiği zaman onun da bu tuzlu ama mükemmel his ile dolduğunu biliyorum.
Sanki uzun zamandır ağlamayı bekliyormuşum gibi gözyaşlarım durmuyor. Kollarının arasında, güçsüz kalıyor benliğim. Aşırı duygusallığım yaşadıklarımdan mı, içimi kemiren endişelerimden mi yoksa onun sözlerinden mi bilmiyorum.
Bildiğim tek şey ona ne kadar muhtaç olduğum.
Yavaşça geri çekildiğim zaman baş parmakları ile yüzümdeki gözyaşlarını siliyor. Benim bu halimi izlerken, onun gözleri de cam gibi parlıyor.
"Tamam, hadi ağlama artık.."
Dudaklarımı birbirine bastırıyorum. Kafamı yana çevirip aynaya bakıyorum.
"Şu halime bak," diyorum ağlamak ve gülmek arasında bir tonda.
Gülümsüyor.
"Senin şöyle güzel bir duşa ihtiyacın var.."
Yanağımdaki gamzeleri belirginleştiriyorum.

Ah Bu BenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin