Arkadaşı onu aradığında Mustafa kötü birşey olduğunu anlamıştı. Toprak yanardağ gibiydi, önüne gelen herşeyi yok etme isteğiyle doluydu:
- O herifi öldüreceğim! Teknesiyle birlikte yakıp kül edeceğim!Sinir harbiyle ne bulduysa denize fırlatıyordu. Kaanın teknesinde sabahladığını öğrenmiş, Marinaya onunla hesaplaşmak için gelmişti. Ama Kaanın teknesi yerinde yoktu, iki saat kadar önce hareket etmişti. Mustafa denizden sinirini çıkaran arkadaşını tuttu ve sakinleşmesini bekledi. Toprak duracak gibi değildi:
- Ceylan bunu nasıl yapar? Bana bunun hesabını verecek!Mustafa Toprağıı bıraktı ve bağırdı:
- Yeter artık Toprak!Başının iki yanından tutup çekti:
- Ceylan senin hayatında yok artık! Anla bunu!Genç adamın gözleri büyüdü ve onu tutan arkadaşını sarstı:
- Ceylan bana bunu yapmamalıydı! O benimdi! Yanlızca benim!Adımlarını geriye atarken düştü ve şimşekten sonra yağan yağmur gibi gözyaşları oluk oluk aktı. Mustafa arkadaşının yanına çöktü:
- Sen Ceylana gerçekten aşıksın. Sevmiyorum demekle olmuyormuş değil mi?Toprak ayağa kalktı ve deli danalar gibi koşmaya başladı. Mustafa ona yetişmekte zorlanıyordu:
- Toprak nereye?
- Miayı başlarına yıkacağım!Mustafa hızlandı ve Toprağı yakalayıp önünde durdu:
- Sen kendinde değilsin! Öfken sana geçen sefer neye mâl oldu hatırla.
- Kaybedecek birşeyim yok artık.
- Nasıl yok? Annen var. Kadıncağız seni karakol köşelerinden mi toplasın? Aklını başına al!
- Birşey yapmam lazım Musti! Bana engel olma! Yoksa çıldıracağım!
- Tamam birşey yapalım. Gel benimle.Kolundan tuttuğu gibi onu bir garaja getirdi. Toprak anlamadı:
- Buraya neden geldik?
- Şimdi görürsün.Mustafa belli ki buradakilerini tanıyordu. İşaret çakınca orada çalışan birkaç çocuk hemen yanına koştu. Onları garajın üstündeki kısma aldılar. İçine gömülesi koltuklara yerleştiler. Az sonra masa içki ve mezelerle donatıldı. Toprak etrafına baktı:
- Ek işleri bıraktın sanıyordum?
- Bıraktım zaten. Ara sıra kıyak yaparlar bana böyle.
- Ya senin onlara yaptığın kıyaklar?
- Oraları karıştırma. Harbi çocuklar hepsi.
- Senin gibi.Mustafa kadehleri doldurdu ve Toprağın bardağını eline verdi:
- Haydi dökül, akşama kadar vaktimiz var.
- Güpe gündüz içmek?
- Uslu çoçuk olmaya mı karar verdin?Toprak elindeği bardağı bırakıp şişeyi kafasına dikti. Şişeyi su gibi içti, neredeyse yarısına kadar bitirdi. Çok hızlı gittiğini gören Mustafa elinden şişeyi çekti:
- Anlat bakalım.Burcu evde üç buçuk atıyordu. Kendine mi yoksa Toprağa mı daha fazla kızgındı bilemiyordu. Ceylanı ilaçlarla uyuttuktan sonra elinde telefon evin içinde fır döndü. Miayı arayıp Ceylanın işe gelemeyeceğini bildirdi. Bugün oda geri dönmeyecekti işe. Geçen gün eczaneye gideceğini söylediğinde okuldan bir arkadaşı ondan gebelik testi almasını rica ettiğinde bunun başına bela açacağını bilmiyordu. Akıl hocalığı yaptığı kızın ricasını kıramadı. İyilikten maraz doğar derler, doğruydu.
Burcu kendi kendine söylendi:
- Hadi aldın, çantanda bıraksana!Aldığı pedlerle birlikte fark etmeden gebelik testinide banyoya koymuştu. Toprağın böyle birşeyden Ceylanın hamile olduğunu çıkarması olur şey değildi. Kaandan nasıl kıskandıysa... Ceylan onu ne ilgilendiriyordu artık? Arkadaşını üzmeye kimsenin hakkı yoktu. Hele o zibidi Toprağın hiç! Ona bir çift lafı olacaktı ama ne yazık ki telefonunu almıyordu. Mustafayı aradı. Onun yanında olduğunu öğrendiğinde o daha birşey diyemeden lafları ağzına tıkadı:
- Hemen nerede olduğunuzu söylemezsen Ceylana söyler seni Miadan attırırım!
- Bana ne kızıyorsun? Ben ne yaptım ki? Hem Ceylan beni kovmaz.
- O kadar emin olma! Ben söylersem...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ceylan- Hayallerinin peşinden giden kız
RomanceCeylan hayalini kurduğu geleceğe doğru yol alırken, hayatın onun için çok daha başka planları vardır. Hiçbir şey istediğimiz gibi gitmez her zaman. Bazen iyiki de olmadı deriz ya da tam tersi kadere suç atarız. Unuttuğumuz birşey var ki: Mevla g...