Sarsıntı dinmişti.Hazal Deniz'le adeta bütünleşmişti. İlk defa ona bu kadar yakındı ya da daha doğrusu ilk defa bir erkeğe bu kadar yakındı. Sanki elini hiç bırakmamış gibi, sanki aralarında hiç kötü bir şey olmamış gibi öyle bir şey hissediyordu ki bu tarif edilemezdi. Korkuyordu Hazal ama artık sarsıntıdan değil Deniz'den, sesinden, nefesinden, yüzünden, büyüsünden kısacası aşık olmaktan. İntikam duyguları yerini neye bırakmıştı? Hazal "bunu yapmamalıyım, o olmaz, diye düşünürken Deniz de normal değildi. Neden her zamanki gibi değildi? Hazal'ı teselli ediyordu "Güzelim" diye. Deniz Taşkıran kendinden başkasını düşünmezdi ki. "Güzelim" Hazal ne zaman onun güzeli olmuştu?Anlayamıyordu Hazal, ilk tanıdığı Deniz ve bu Deniz çok farklıydı.
"İyi misin?" dedi Deniz.
"İyiyim. dedi Hazal.
"Hadi çıkalım buradan." Sarılmıştılar. Deniz başına fena darbe almıştı,Hazal'ın da durumu çok iç açıcı değildi. Çok güzel bir sorunları vardı ama kapı kapanmıştı. Deniz Sarp'ı aradı hemen gelmesi için. Sarp okula kimsenin sokulmadığını riskin devam ettiğini söyledi. "Öyle mi peki madem!" dedi Deniz sinirle telefonu kapatarak. Tüm gücüyle kapıya vurdu. Hazal şaşkındı omzunun acıyıp acımadığını merak etmişti ama sormadı. Zaten ortada kapı falan da kalmamıştı.
"Hadi çıkalım buradan, başım iyi değil, biraz yardım fena olmaz." dedi Deniz ve sözlerine devam etti "Bu arada aramızın çok iyi olduğunu sakın bekleme.".
"Merak etme." dedi Hazal, "Sadece durum gereği."
Deniz Hazal için gerçekten etkileyiciydi. Parfüm kokusu bile insanı fethediyordu. Hazal da Deniz için etkileyiciydi,hayalini süsleyen kız gibiydi, ona karşı gelebilen, güzel... Merdivenlerden aşağı sarmaş dolaş indiler. Bi ara Deniz düşecek gibi oldu Hazal'ı da düşürecekti. "Dikkat et daha seninle çok uğraşacağım." dedi Hazal.
Yağmur yağıyordu dışarda. Deprem sonrası hiç de iyi değildi bu. Dışarı o halde çıkınca okul şok olmuştu ikisine de dikkatle bakıyorlardı. Sarp yanlarına geldi. "Siz birlikte miydiniz?" dedi. Hazal "Evet." diyecekken Deniz "Hayır." dedi, "Beni başımı vurmuş görünce yardım etti. Kızlar sağ olsun. Tipim olmasa gerçi eminim yardım etmezdi bana" deyip Hazal'a göz kırptı."Öyle mi Deniz Bey?" dedi Hazal. "Öyle; ama şu da bir gerçek kardeş dediklerim en zor anımda bile yanıma gelmiyor. Kime güveneceğine dikkat etmek lazım." dedi. Sarp 'Deniz bak, ben yani..' diye geveledi.
"Yaşıyoruz dimi sorun yok." dedi Deniz. Haklıydı, dedi içinden Hazal. Ona kardeşi bile yardım etmemişti, böyle bir anda.
Okul zaten iptal olmuştu, herkes şoktaydı. Telefon hatları da kitlenmişti. Hazal depremi bile unutmuştu. Şoktaydı ama niye olduğunu artık kendj bile bilmiyordu. Mira yanına geldi "İyi misin?" dedi iyiyim bile diyemedi. Yorgundu, üzgündü, iyi falan değildi, aşık olmaya başlamıştı, yapmamalıydı, Deniz tehlikeliydi. Belki onun romantik yüzünü gören tek oydu ama bilmiyordu. Eve gitmek istedi .Yürümek istedi sadece nefes almak. Yolda yürümeye başladı. Hala ne yaşadığını bilmiyordu. Gözleri, kokusu, sesi fazla kusursuzdu. Hazal'ı en çok korkutan da buydu. Okulun arka tarafına kadar gitmişti. Deniz karşısına çıktı. "Sen ne zaman geldin buraya" dedi Hazal."Orasını boş ver, sadece bugün yanımda olduğun için, yardım ettiğin için sağ ol. Sarp bile yanıma gelmedi öyle bir anda. Ama bu senden alacağım intikamı değiştirmez dimi güzellik?" dedi gülerek. "Her şey kaldığı yerden devam" dedi Hazal "bugün olmamış gibi."
Yalan söylüyordu, bugünü olmamış kabul etmek imkansızdı onun için unutamazdı. Kazınmıştı her bir karesi aklına. Küçükken ailesi evde yokken de yaşamıştı depremi öyle korkmuştu ki ailesi onu bırakıp gitmişti. Evde tek başınaydı, kaçmayı denemişti, kapıları açamamıştı. Belki de o yüzden bu kadar korkmuştu ama o şimdi yanında Deniz olmuştu her bir anında yanında. "Ben de sana teşekkür ederim, cidden sen olmazsan o anı atlatmak cidden zor olurdu." dedi Hazal da. Aslında Deniz de yalan söylüyordu etkilenmişti Hazal'dan. Uzun yıllar sonra ilk kez birini bu kadar yakınında hissetmişti, kardeşim dediği adam bile gelmezken yanına onunla omuz omuza atlatmıştı bu anı.Dayanamadı ve devam etti sözlerine Deniz "Sana benden bir tavsiye, bunu da bugüne kıyak say. Çevrende güveneceğin insanları iyi seç, kime güveneceğini bilmeli insan." dedi. Neyi kastettiğini anlamamıştı Hazal ,belki de Sarp yüzünden üzgün hissediyordu Deniz, diye düşündü. Oysa Deniz'in ona karşı tabularının yıkılmaya başladığının ilk adımıydı bu. Hazal da zaten duvarlarla örülü bir kızdı. Seçiciydi yani eski Hazal öyleydi ama şimdi popülerlik için biraz friend kassa fena olmazdı bu onlara güvendiği anlamına da gelmezdi. "Barış istiyorsan tavsiyeni düşüneceğim." dedi Hazal "he bu arada sesin gerçekten iyimiş romantik prens." dedi.
Ters bakış attı Deniz "Romantik prens lafını okulda duymak istemiyorum" dedi. Eski Deniz olsa Hazal'ı orda bir kaşık suda boğardı bu laf üstüne. Bu ya bir oyundu ya da artık bazı şeylere izin veriyordu.
Bazen felaketler mucizelere izin veriyordu.Masallarda birer mucize değil miydi zaten.Sonra ayrıldılar ordan ayrı yollara.Eve yürüdü Hazal sessizce. Herkes hala dışardaydı. Oysa sadece kafasını dinlemek istiyordu çok yorulmuştum çünkü. Yetkililer de artçıların kesildiğini söylemisti zaten. Oysa depremlerden çok korkardı Hazal ama şimdi ona her deprem Deniz'i hatırlatacaktı. "Belki de bu yüzden mutluluk içinde ölürüm" dedi.Ne diyordu, bilmiyordu. Kafası iyice dağılmıştı işte, müzik dinleyip uykuya dalmaya karar verdi, taktı kulaklıklarını. Aklıma tek giren sahne Deniz'in gitar çalışı, muhteşem sesi ve sarmaş dolaş oluşları oldu.
Denizsiz hayat susuz bir yaz gibiydi sanki Hazal için. En çok ihtiyaç duyduğun şeyden uzak kalmak gibi... Ama yapmamalıydı, kendi canını yakardı. "Bunlar Deniz'in bir oyunu da olabilir hem o demişti bu bugüne özgü bir gündü ne kadar aklımdan silemesem de..." dedi duvarlarını tutmaya çalıştıkça yıkılıyordu Hazal'ın buzduvarlığı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Serseri
Teen FictionBir gün bir şehre bir yabancı gelir ve kader çarkı yeniden çevrilir. Hayattan aldığın her ödül senden bir bedel alırken kaderini değiştirebilir misin? Geçmişin gelecekle bağındasın, isteklerin uğruna ödeyeceğin bedellere hazır mısın? (Not: Bu kitapt...