Konuşmaların daha doğrusu tehditvari sözlerin ardı arkası kesilmiyordu. Hazal kendini kapana sıkışmış bir fare gibi hissediyordu. Karşısında dikilen Boran Sertkaya'yı bir atasözünde geçen "Fare dağa öflemiş, dağın haberi olmamış"taki dağa benzetmişti. Önünde 3 ihtimal belirlemişti. Dördüncüsü olan adamı ikna etme çabasından vazgeçti ;çünkü Boran fazla takık ve bir o kadar kinliydi. Bu durumda ilk ihtimali Deniz'in onu kurtarmasını beklemek olacaktı ki bu ihtimal için de Deniz'in onun yerini bulması sonra adamları atlatması gerekliydi. Biraz uzak kalan bir şıktı şuan için. İkinci ihtimali ise onu bir şekilde Sarp'ın duyması ve bulup kurtarmasaydı ki bunun için de Sarp'ın Hazal'ı gerçekten sevmesi hatta abisinden daha çok sevmesi ve Hazal'ın kaçırıldığından haberi olması gerekliydi. Bu halde Hazal bu şıktan da uzaklaşıyordu. 3. ihtimali ise kendi kendine kaçmayı denemekti ve şuan galiba bundan başka çaresi yoktu. Çevreyi denetledi. Boran'ın 4 silahlı adamı vardı. Yani 5 kişilerdi. Içeriyi atlatmaktan sonrasını düşünmezse çabuk avlanırdı. Çünkü dağ evindeydi ve dışarısı ormanlıktı. Planını Hazal Aysima olarak YGSye hazırlanmak kadar dikkatli kurmalıydı değilse bu kaçış sonu olabilirdi. Başında dikilen ukala adam onunla alay eder gibi "Hadi arayalım bakalım seninkini özlemişsindir.Deniz köpürmüş mü anlayalım."dedi.
Deniz köpürmez taşar hem de taşarsa sert kayalara çarpar Boran Sertkaya.
Hazal'ın yanıtıyla adamda gülümsemenin yerini sorgular bir bakış aldı. Elinde duran telefondan Deniz'i arayıp hoparlöre aldı.
Oww Deniz Taşkıran Bey.Napıyonuz yav?Haliniz hatrınız nasıl?Keyfiniz yerinde midir kardoo?...
Şuan Deniz'in bu adamı parçalamamak için kendini zor tuttuğundan emindi Hazal. Ama Boran bu halde bile işi espriye vurma derdindeydi.
Lan şerefsiz.Kim olduğunu öğrendim Boran Sertkaya.Gücün kıza mı yetiyor lan!O kızın başına bir şey gelirse senin 7 sülaleni... derken arkadan "Hop!" diye bir ses geldi. Bu Sarp'ın sesiydi Hazal anlamıştı. Demek ki abisiyle aynı fikirde değil diye düşündü Hazal ve Sarp'ın da onu kurtarmak istediğini anladı. Sonra Deniz devam etti.
Pardon Sarp.Her neyse seni doğduğuna pişman ederim Boran. Ayağını denk al. Derdin neyse benimle uğraş. Kızı rahat bırak. Boran kardeşinin sesini duyunca irkildi. Hazal Boran'ın kaybetme korkusunu çok fena yaşadığını o an gözlerinden anladı.
Vay be annemden sonra kardeşimi de mi yanına çekmeye çalışıyorsun?Sarp hiçbir şey bilmiyorsun.Üstelik ikiniz de bu kıza deli gibi aşıkken nasıl yan yana durabiliyorsunuz?Bu ne rahatlık beyler!Neyse Denizcim sana kaybetme korkusunu zirvede yaşatacağım.Yaşadıklarımı yaşayacaksın..deyip kapadı telefonu sinirle. Sarp'ın Deniz'in yanında olması sinirlendirdi sanırım.
Deniz'in de Sarp gibi geçmişten haberi olduğunu düşünmüyorum..sözleri döküldü Hazal'ın dudaklarından. Boran şaşkın bakışlarını Hazal'ın üstüne çevirdi.
Bence ikisini de karşına alıp konuş.Onların suçu ne?Hiçbir şeyden haberleri yokken.Kan bile Sarpla Deniz'i birbirine çekerken senin düşman olman saçma değil mi?Dediğin bedel ödemekse Deniz de senin kadar ödedi.Biraz hakkında araştırma yaptıysan neler yaşadığını görmüşsündür zaten. diye devam ettirdi Hazal sözlerini.Adam daha çok sinirlendi.
Bana bakın küçük hanım.Biraz daha beni sinir ederseniz Rus ruletine başlarız ve emin olun şans hep benden yanadır..demesiyle Hazal sözlerini kesti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Serseri
JugendliteraturBir gün bir şehre bir yabancı gelir ve kader çarkı yeniden çevrilir. Hayattan aldığın her ödül senden bir bedel alırken kaderini değiştirebilir misin? Geçmişin gelecekle bağındasın, isteklerin uğruna ödeyeceğin bedellere hazır mısın? (Not: Bu kitapt...