Deniz baktı Hazal'a sorgulayan gözlerle. Kesinlikle hasta olmuştu çünkü. Deniz'i uykusundaki bağrışına karşı Hazal'ın sorduğu "Iyi misin?" sorusuna ise Deniz cevap dahi vermedi. Kendine kızmıştı Hazal, ona hiçbir şey demeden giden adamın yanındaydı. Deniz'in Hazal'a sorması gereken soruyu Hazal Deniz'e sormuştu; 'İyi misin?'.. Hazal iyi miydi peki? Deniz'in gözlerini özlediğini fark etti ve onu süzdü biraz. Adı gibi hala deniz kokusu vardı üzerinde. Yüzü biraz daha olgun duruyordu. Sakalları çıkmıştı hafiften. Deniz de Hazal'ın ateşine baktı hiçbir şey demeden. 'İyi biraz düşmüş ne işin vardı senin orada kafayı mı yedin kızım?' dedi Deniz Hazal'ın yüzüne bakarken. Hazal düşündü acaba hayatına başka biri girmiştir diye ve dayanamayıp 'Neden bıraktın beni?' dedi Deniz'in yüzüne bakarken çok dolmuştu, başına gelmeyen kalmamıştı. Ağlamaya başladı. Yüzüne dokundu Deniz Taşkıran. Hazal'ın gözünden gelen yaşlara buğulu gözleriyle baktı. Onun da gözleri kızarmıştı. Konuşmaya başladı sonra ilk kez sesi çaresiz geliyordu. 'Sen benim hayatımdaki tek gerçektin Hazal. Sevdiğim tek kişi.Seni de lanetime çekip başına dert açmak isteyeceğim en son şeydi. Bunu en iyi sen bilirsin. Ben eski Deniz Taşkıran değilim, bu lanet dünya için fazla iyisin güzelim, koruyamadım seni. Belki de hiç yanından gitmemem gerekiyordu. Ama o telefondan sonra yanımda kalsan canın yanacaktı. Yapamadım. Yanına gelmeyi düşündüm. Ama seni yanıma çekmekten korktum, gelemedim. Ailemin katilleri yaşıyorlarmış. Ben onların peşindeyim buna mecburdum Hazal. Sana da bir şey yapabilirlerdi. Sen ailemden sonra değer verdiğim ilk kişisin. Hep de öyle olacaksın. Belki başkasıyla mutlu olacaksın ama benim için hep öyle kalacaksın.' dedi gözünden yaş gelirken, sesi o kadar çaresizdi ki.'Ben hala seni seviyorum beni bıraksan da,çekip gitmiş olsan da seni seviyorum Deniz.'dedi Hazal elleriyle Deniz'in göz yaşlarını silerken.Deniz elini tuttu Hazal'ın. 'Olmaz!'dedi 'Seni bu belalara çekemem.'...
'Eğer sen gelmeseydin ben bugün intihar edecektim.Benim başıma neler geldiğinden haberin var mı?Şuan senden hiçbir farkım yok benim.Ben de eski Hazal değilim Taşkıran.O umut dolu,gülen yüzüm çoktan soldu.İlaçlar,tedaviler..Yaşamaktan nefret ettim ben be.Her gün ölmek istedim. Mira'yı Sarp'ı da çevremden uzaklaştırdım.Ben senden sonra ailemi de kaybettim, üstelik canlı bomba saldırısında.Cesetleri paramparça olmuştu.O gün onların yanına gitmediğim ve voleybol seçimlerinde katılıp ölmediğim için kendime binlerce kez küfrettim.Ölmekten korkacağımı mı sanıyorsun.Ben artık senden bile beter haldeyim bilmiyorsun'dedi Hazal. Kızgınlık, acı ve üzüntü.., yüzü her tepkiye cevap veriyordu. Deniz de öğrendikleriyle şoka girmişti. Sustu önce Hazal'ı dinlerken o kadar çok dalmıştı ki şaşırdı. Köşeye oturdu.'Senin bu halde olduğunu bilmem gerekirdi.Senin yanında olmam gerekirdi.Allah benim belamı versin' dedi yerdeki bardağı elinde sinirden parçalayıp köşeye fırlatırken... Öfkesi yüzüne vurmuştu. Eli kesilmişti kanıyordu. Yanına indi Hazal,elini gösterip 'acıyor mu?' dedi.Sarıldı Deniz, 'Hala beni düşünüyorsun bunca yaşadığın şeyden sonra benim sana sormam gerekeni sen bana soruyorsun.'dedi.O an içinin yandığını fark etti Hazal. Dilediği kadar ağladı. Aylar sonra huzuru hissetmişti. 'Seni artık asla bırakmayacağım.' dedi daha sıkı sarılırken Deniz Hazal'a. Bu yüzleşmeye ikisi de ihtiyacı olduğunu hissetti.
Günün ilk ışıkları doğuyordu. Hazal'ın hasta olduğu aşikardı. Önce Deniz'in eline pansuman yaptı. Kendisi kadar onun da hasta olduğunu fark etti. Deniz hapşırınca sövüyordu. O an güldüğünü fark etti Hazal. Aylar sonra ilk kez onu güldüren biri vardı. "Bugünü belki bir başlangıç kabul etmeliyim." dedi içinden. Başlarına gelenlerin normal bir insanın başına geleceğini düşünmezlerdi. İlk kez deprem yüzünden bir araya gelen bir çift olarak belanın onları çektiği bir aşikardı. Giderek Deniz'e benzemeye başlamıştı Hazal da. Ailelerini de benzer şekilde kaybeden onlardı ve Hazal'ı Deniz'den iyi şuan kimse anlayamazdı. Sobanın yanması falan güzeldi. Ama acıkmaları sonucu evde hiçbir şey yoktu.'O kadar zenginim diye hava atıyordun ama evinin burası olduğunu bilseler bizim okuldaki kızları düşünemiyorum yiyecek bile yok evde' dedi Hazal. Amacı konuyu dağıtmaktı akşamdan beri çok ağlamıştılar. 'Hımm demek fakir olsam beni sevmeyecektin' dedi Hazal'a sarılıp boynundan öperken. Hazal uzaklaşıp koltuğa oturdu. 'Ben öyle bir şey demedim Deniz Taşkıran ama okuldaki kızlar bu halini bilse eminim playboy havan sönerdi.'dedi. Gülerek 'Sanırım en son partide senin elini tutup çıktığımda zaten o iş Sarp'a kalmıştı.' dedi Deniz de.'Her şeye bir cevap bulmakta üstüne yok açlıktan ölmeyiz dimi?' dedi Hazal.'Benim yanımda aç kaldığını hatırlıyor musun?'dedi, düşündü Hazal ama öyle bir an yoktu. Yine sinir oldu ve hayır der şeklinde onayladı. 'O zaman bu ilk olacak.' dedi Deniz gülerek.Hazal şaka yaptığını varsaydı. Az sonra kapı çaldı. 'Kapıya bakabilir misin?' diye sordu Deniz sobaya odun atarken. Kapıda resmen yakışıklı bir prens duruyordu. "İçeride Deniz diye sevgilim olmadığını bilsem yüzde yüz çıkma teklifini ben ederdim." diye düşündü Hazal.'Selam' dedi gülerek adam. Afalladı Hazal 'Selam kimsiniz?' dedi. 'Benn.. 'derken, Deniz 'He geldin mi Selim?'dedi ve Hazal'ın arkasında belirip omzuna elini attı.'Demek bahsettiğin Hazal bu kız' dedi Selim. Hazal olaya Fransız kalmıştı.'Biri bana ne olduğunu anlatabilir mi?' diye atladı ortaya. Selim'in Deniz'in kuzeni olduğunu öğrendi sonra. Deniz'in dedesi ve anneannesi ya da babaannesi falan kesinlikle Brad Pitt- Angelina Jolie gibi bir çift olmalıydı diye düşündü. Bu soyun kalıcılığı başka türlü olamazdı. Sonra ayrıldıklarından beri Selim'e kendisini anlattığını öğrendi Hazal. Bugün yeni hayatında ilk gün olacaktı. Geçmişe sünger çekmedi ama geçmişin izleri onları Hazal&Deniz yapıyordu. Her şeyin hesabı sorulacaktı. Deniz'in ailesinin başına gelenlerin de. Hazal'ın ailesini yok eden katliamcı şerefsizlerin de... Her şeye rağmen şimdi burdaydı Hazal, mutluluk umduğu her şeyini alan şehirde. Öldüğünü sandığı yeniden başladığı yerde. Gidişiyle tek kaldığı sonra yeniden bulduğu yeniden sevdiği adamla...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Serseri
Teen FictionBir gün bir şehre bir yabancı gelir ve kader çarkı yeniden çevrilir. Hayattan aldığın her ödül senden bir bedel alırken kaderini değiştirebilir misin? Geçmişin gelecekle bağındasın, isteklerin uğruna ödeyeceğin bedellere hazır mısın? (Not: Bu kitapt...