Sarsıntı

5.2K 202 30
                                    

O gün bir daha ukalayla karşılaşmadı Hazal. Eve gitti. Bütün gece intikam planlarının yanında tuzağa düşmeme planları da kurdu. Sonuçta bu serseriden her türlü planı bekliyordu. Sonra aklına Deniz'in yüşü düştü. Yeniden sinir olup uykuya daldı.
Rüyasında okulda olduğunu gördü. Ama daha önce hiç görmediği bir yeri burası.
Etrafı sessiz sanki daha önce kimse keşfetmemiş gibi... Okulun en üst katında olduğunu fark etti. Etrafta çiçekler vardı. O kadar güzel bir yerdi ki cennette gibi hissetmişti kendini. Sonra kulağına gitar sesi doldu. O kadar güzel çalıyordu ki sese doğru yöneldi. Karşısında ukala Deniz'i gördü. Kahverengi gözleri gözlerine odaklandı. İlk defa Hazal'a tebessümle bakıyordu. "Hazal" diye yavaşça adını heceledi. Ayağa kalktı. Yanına geldi. Hazal'ın saçına parmaklarını dokundurdu. Hazal'ın yanakları kızardı."Hazall" diye tekrarladı. Sonra yavaşça gözünün önünden kayboldu. En son kahverengi gözleri silindi ve uyandığını fark etti Hazal. İntikam almak istediği adamı ilk geceden rüyasında görmek sinirlerini bozmuştu. Adeta büyülü olduğunu hissetmişti. Şimdi okuldaki her kızın nasıl etkilediğini yeni anlıyormuş gibi hissediyordu. Ama bu sefer boyun eğmeyeceğine güçlü duracağına söz verdi kendine. Sonra bu sözünün arkasında durarak kendini hazırladı okula. Bugün acaba ne yaşayacağım okulda, diye düşünmeye başladı ve bir gülme geldi içine. Eskiden okul her gün aynı diye nefret ederken şimdi ne yaşayacağını bilmediğinden nefret ediyordu.
Sonra aklıma bir soru düştü.Acaba gerçekten okulda rüyasındaki gibi bir yer var mıydı? Eğer varsa Deniz'i neden gördü ,anlamıyordu.
Olduğuna inanmasa da okula gidince bakılacak ilk işi bu yeri aramak olacaktı. Okula gitmek için yine metro işkencesini çektikten sonra okula az bir mesafe kala Mira'yı gördü. "Günaydın" diye seslendi. Mira da Hazal'ı el işaretiyle yanına çağırdı. Bir aralıkta konuştular.
"Günaydın Hazal ama biliyorsun konuşmamamız lazım. Lütfen okulda takılma benimle. Laf falan da atma bugün seni çıkışta arayacağım, dikkat et. Sana tüm bildiklerimi anlatacağım o zamana kadar kendini koru şimdilik görüşürüz. Birlikte gitmeyelim ben önden gideyim sen arkadan gelirsin" dedi. Hazal da "Tamam görüşürüz" dedi ama biraz yüzü asılmıştı. Mira Hazal'ın yüzünü fark edince "Yüzünü asma buna mecburum." dedi
"Tamam iyiki varsın" dedi Hazal da. Bu kıza inanıyordu, nedenini bilmeden ya bu da oyunun bir parçasıysa diye hiç düşünmüyordu.
Mira önden okula gitti biraz sonra Hazal da gitti. Ukalayı arkadaşlarıyla konuşurken gördü. Yanından geçerken Hazal'a bakti Deniz. "Günaydın Hazal Aysima umarım bugün yapacaklarıma hazırsındır"
"Umrumda bile değilsin Deniz Taşkıran"
"Göreceğiz Hazal Aysima"
Laf dalaşından sonra uzaklaştı Deniz..
Yine sabah sabah sinir olmuştu Hazal ve aklına rüyasındaki yer gelmişti. Acaba gerçekten böyle bir yer var mı merakı sarmıştı içini ve aramaya koyuldu, üst kata çıktı, bir üst kata, bir üst kata ve en sonunda son kata vardı. Bir kapıyla son buluyordu merdiven. Kapının kapalı olduğunu sanmıştı. Ama açmaya çalıştığında açılıverdi. İçerisinin gerçekten rüyasındaki gibi bir yer olduğunu fark etti. Kapı yanlışıkla kapandı ama sonra iç tarafında tokmağının olmadığını fark etti Hazal. İçerde kitli kaldığı için endişelenmişti. Fobisi kendini gösterdi ve panikledi. Sonra kulağına bir müzik sesi geldi. Bu biraz Hazal'ı sakinleştirmişti. Daha doğrusu merakı fobisini yenmişti. En azından içeride tek olmadığını bilmek biraz onu rahatlatmıştı. İçerisi gerçekten cennetten bi köşe gibi görünüyordu. Gitarcının tellere her dokunuşunu hissediyordu. Yanına gittiğinde onun Deniz olduğunu fark etmişti. Sesine ve müziğe o kadar odaklanmış ki Hazal'ı fark etmemişti Deniz. Çalmasına devam ediyordu. Gerçekten çok etkilenmişti Hazal ondan. Bir müddet sonra Deniz Hazal'ı fark etmişti,"Burada ne işin var senin" dedi.
"Burası senin değil,herkesin. Sana soracak halim yok." dedi Hazal da.
"Beni çok küçümsüyorsun benden neden korkmuyorsun?"
"Senin bu romantik yönlerini biliyorken mi?" deyip gitarını gösterdi Hazal.
"Bundan kimseye bahsetmek yok."
"Galiba en büyük sırrını elime geçirdim" deyip güldü Hazal.
"Beni çok zorluyorsun Hazal." deyip ciddileşti Deniz,"Seni mahvedebilirim ama yapmayacağim, sen kendin bana geleceksin bunu göreceksin." diye devam etti sözlerine.
Hazal bu tehditlerden sıkılmış ve biraz Deniz'i tanımış olarak "Bunları geç de burdan nasıl çıkacağız? Kapı kapandı, içerden tokmağı yok." dedi.
"Her şeyi biliyorsun ya bu sorunu da çözsene" deyip güldü Deniz ve devam etti sözlerine, " Ne o benimle kalmak hoşuna gitmedi mi yoksa?"
Hazal'ın sinirlerini bozdu bu ama cevap veremeden o anda yer sarsıldı. Korkuyla yere düştüler. Deniz başını çarptı.
Hazal endişeyle "İyi misin?" dedi Deniz'e.
"Başıma bir ağrı girdi." dedi Deniz.
Hazal yaralandığını anlayıp Deniz'i kaldırmaya çalıştı,"Hadi buradan nasıl çıkabiliriz?Bana yardım et." derken. O anda artçı geldi ve Deniz Hazal'ın üstüne düştü. Deniz Hazal'ı incittiğini düşünerek "Kusura bakma isteyerek olmadı iyi misin? dedi. Hazal Deniz'i ilk defa kendisine normal bakarken görüyordu. Ve korkusu artıyordu. Belki son anlarını Deniz'in yanında geçiriyordu.Hazal "Önemli değil ama burdan çıkamayacağız." derken üçüncü artçı geldi ve Deniz iyice Hazal'a sarıldı. Hazal'ı korumaya çalışıyordu. Hazal "Korkuyorum, öleceğiz, ikimizde öleceğiz" dedi. "Sakin ol güzelimmm,hişşşt geçicek biraz sabır." deyip sakinleştirmeye çalıştı Deniz. Hazal Deniz'in göğsüne iyice yaklaştı. Etraftaki çoğu şeyin yıkıldığını fark etti korkuyla çevreye bakarken. Nasıl kurtulacaklardı bu yerden bilmiyorlardı.

SerseriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin