Bölüm 4

18.6K 1.2K 98
                                    

Rorry işini bitirince sirk alanına geri döndük.

Kırmızı gösteri çadırı kurulmuştu. Şu anda, eskiden Büyükanne Dolly'e ait, fal çadırını kuruyorlardı. Bir yandan da gösteri çadırına malzeme taşınıyordu.

Babam beni farketti ve gelmemi işaret etti. Rorry'e haffiçe dönerek gitmem gerektiğini belli eden bakışı attım. Anladığına eminim çünkü hemen uzaklaştı, bunun anlamı 'sen işinle ilgilen ben sonra gelirim' idi.

Babamın yanına gittim. Nefes almaksızın "Nerelerdeydin? Birsürü işimiz var sen aylaklık ediyorsun. Hadi kırmızı çadırına git malzemelerin düzenlenmesine yardım et, ardından fal çadırının hazırlanmasına yardım et." dedi ve tam arkasını dönüp gidiyordu ki geri bana dönüp "Ve kertenkelenle çok vakit geçirmeye başladın, işlerini aksatmaya devam edersen kertenkele gider." dedi sertçe. Aslında hep aynıydım ama beni korkutmak için ara sıra nöyle uyarıları yaparlar.

***

Gösteri çadırında sadece ben
vardım. Malzemeleri ortalığa atmışlardı. Onları düzenlemeye başladım.

Neredeyse işim bitmek üzereyken "Bence bir özrü hak ediyorum," diyen bir sesle irkildim. Arkamı döndümde zaten kimle karşılaşacağımı biliyordum. Bu ses tek bir kişiye aitti, Tyler.

"Neden bahsediyorsun?! Asıl ben özrü hak ediyorum, sense dayağı. Rorry az bile yaptı." dedim sinirle.

"Biliyor musun, sinirlenince çok çekici oluyorsun. Ama belirtmem gerek yakında o kertenkelenin başını koparıcağım, hep aramıza giriyor. Bugün aramıza girmeseydi sende beni istemiştin." dedi ciddi bir tavırla.

"İlk olarak seni istediğim felan yoktu, senden kurtulmaya çalışıyordum. Ve benimde belirtmem gerekiyor, eğer Rorry'e elini dahi sürecek olursan bu yaptığın son şey olur." dedim ciddi ve tehtitkar bir tavırla.

"Anlaşma yapalım o zaman, sen teklifimi kabul et, ben de kertenkeleye elimi sürmeyeyim. Nasıl?" dedi beklentiyle.

"Ben bu anlaşmayı beğenmedim. Şuna ne dersin; sen artık benim peşimi bırak, bende Rorry'nin seni öldürmesini engelleyyim. Nasıl?" dedim zorlama bir gülümseme ile.

"Yok bunu da ben beğenmedim. Ama bir şey söylemem gerek, o kertenkele vahşi bir yaratık sana zarar verebilir." dedi, sesinde samimi bir endişeyle.

"Beni merak etme Rorry bana asla zarar vermez."dedim kendimden emin bir tavırla.

"Ama seni bir gün terkedebilir, sonuçta o bir hayvan hem de vahşi bir hayvan." dedi.

"Hiç sanmıyorum." dedim sakince.

"Görüceğiz," dedi çarpık bir gülümsemeyle.

Bir süre süren sessizliğin ardından "Neyse beni oyalama çok işim var." dedim ve işime döndüm.

"Şansa bak benim hiç işim yok, ufak bir özrün karşılığında seni affedebilirim ve işlerinde sana yardım edebilirim." dedi.

Gözümü işimden ayırmadan "Ne özründen bahsediyorsun?"diye sordum.

"Tabiiki kertenkelenin bana yaptığından, istersen dön bir bak." dedi.

Merakıma yenik düştüm ve arkamı döndüm. Tişörtünün boyun kısmını sıyırmıştı. Rorry'nin vurduğu yer çizgi halinde kızarmış ve kabarmıştı.

İstemsiz olarak Tyler'a yaklaştım ve hafifçe yarasına dokundum. Hafifçe kasıldı. "Acıyor mu?" diye sordum.

"Biraz," dedi.

"Bunun için çok üzgünüm," dedim ve elimi çektim. Arkamı dönerek işime geri döndüm.

"Özrün kabul edildi. Ee, sana nasıl yardım edebilirim." dedi yanıma gelerek.

"Gerek yok işim bitti sayılır." dedim ve Nick'in bıçaklarından sonuncusunu da yerleştirdim. "Hatta bitti."dedim ve çadırın çıkışına doğru yürüdüm.

"Nereye?"diye sordu arkadan, sonra benim peşimden geldi.

"Fal çadırını süslemeye." dediğimde bana yetişmişti.

"Sana yardım edeyim." dedi.

Yüzüne bakıp gülümseyerek "Sen ne zamandan beri bu kadar yardımsever ve iş yapmaya meraklı oldun?" dedim.

"Sen gözlerime bakıp bu şekilde gülümsediğinde," dedi gözlerimin içine bakarak. O an ne durumda olduğumu farkettim ve yüzüm kızardığını hissettim, hemen başı çevirdim.

Konuşamayacak kadar utanıyordum. Çadıra vardığımızda hiç konuşmadan işe koyulduk.

***

İşimiz bittiğinda çadırdan çıktık ve bir süre çadırın önünde sessizce dikildik. Sonunda "Teşekkür ederim, herşey için. Ve özür dilerim, omzun için. Şey ben gidip bir kitabıma bakayım senin omzunu iyileştirecek bir merhem vardı. Hazır olunca sana getiririm." dedim mahçup bir ifadeyle.

"Benle bu şekilde ilgilenceğini bilseydim yaratığı daha önce sinirlendirirdim." dedi sırıtarak.

Hafifçe gülümsedim ve tam gidiyordum ki arkadan bir ses geldi, "Hey Tyler!" dönüp baktığımda Rosa'nın koşarak yanımıza geldiğini gördüm.

Tyler bıkkın bir tavırla "Selam Rosa, n'oldu?" dedi Rosa nefes nefese yanımıza gelince.

"Şey sihirbazlık gösterisi için prova yapıcağımda, bana yardım eder misin diye sorucaktım." dedi beklenti içinde.

"Ahh, çok üzgünüm bu gün çok yoğunum." dedi sahte bir üzüntü maskesi takarak yüzüne.

Rosa küçüklüğünden beri Tyler'a aşıktı ama Tyler ona asla yüz vermezdi.

Rosa hayal kırıklığına uğramıştı, bu kadar mutluluğun bana yeteceğini düşünerek oradan ayrıldım.

Druid AkademisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin