Kapılar açılmak içindir. İnsanları önünde bekletip sinir etmek için değil.
Duvarın her bir köşesini defalarca araştırıp girmenin yolunu aramama rağmen hiç bir düğme ya da mekanizma bulamadım ve saatin ilerlediğini hatırlayıp pes ettim.
'Daha fazla ilerleyemediğime göre burası gayet uygun olabilir.' diye düşünüyordum. Çantamı omzumdan çıkarıp yere bıraktım ve duvara yasladım. Koşar adım geldiğim yönden döndüm ve yerlerini öğrendiğim gizli mekanizmaları çalıştırıp arkamdan kapattım. Revire açılan gizli kapıya gelince bir süreliğine durakladım. Aklıma yeni bir fikir gelmişti.
Eğer içeriden ilerlersem daha hızlı olabilirdim. Tabi görünmez ve sessiz olmak şartıyla. Ve çıkış kapısının da görünmemesi gerekiyordu. Revirde birileri olabilirdi. Kütüphanedeki dışında başka kapı da bilmiyordum içeri açılan. Şansımı denemeli miydim? Şansız biri olarak büyük bir risk.
Ama yine de denemeye değer bir risk. Derin bir nefes aldım ve kapıyı açan tuğlayı çok az iteledim. Yapmayı umduğum şeyi yapmıştım, gizli kapı hafifçe aralanmıştı. Aralıktan içeriye baktım. Ne kimse görünüyordu ne de ses çıkıyordu. Tuğlayı az daha iteleyip aralığı genişlettim ve içinden sıyrılarak geçtim ve revirdeki çıkıntı tuğlayı yerine oturtup kapıyı kapattım.
Sırada görünmez olmak vardı ama kendimi o kadar çok yorgun hissediyordum ki yapabileceğime inancım yoktu. Ayrıca karnımdaki sancı da yardımcı olmuyordu.
Derin nefesler alarak odaklanmaya çalıştım. Pek başarılı sonuç akdığım söylenemezdi. En fazla hafif bulanıklaşmış ama geri eskiye dönmüştüm. Ben çabalarken revirin kapısından ses gelince telaşlandım ve kapı açılmadan bir saniye kadar önce görünmez olmayı başarmıştım. İçeriye girenler Doktor Wells ve Savaşçı Luke idi.
"Doktor ben iyiyim." diyordu Luke.
"Evet görebiliyorum ama en azından bir gün dinlendiğini görmek istiyorum." dedi.
Luke yanımdan geçerken durdu ve benim olduğum tarafa gözlerini kısarak baktı. Yoksa görüyor muydu? Elini havaya kaldırdı ve bana doğru uzatmaya başladı. Geri geri adım atarak kendimi duvara kadar çektim. Luke elini az önce olduğum yerde gezdirdi ve omuz silkti. "Yeterince dinlendim doktor. Bu gün o duruşmaya gitmek istiyorum." dedi.
"Hayır." diye cevapladı kesin bir sesle doktor.
"Beni durduramazsın. " diyerek ısrar ediyordu Luke.
Doktor tuttuğu nefesi bıkkınlıkla vererek "En azından duruşma başlayana kadar dinlen ama duruşma bitince geri gelmeni istiyorum. Sana ne olduğunu ve bir anda nasıl düzeldiğini bilmiyoruz. Bu yüzden sonraki adımda ne olur belirsiz." dedi.
"Anlaştık." dedi Luke ve önceden yattığı yatağa gitti.
Burada daha fazla oyalanamazdım. Hazır onlar kapıyı aralık bırakmışken dışarı çıkmalıydım.
Sessiz adımlarla kapıdan çıktım ve merdivenlere yöneldim. Sorunsuzca merdivenleri de bitirmiştim ki acele etmem gerektiğini anladım. Yatakhane koridorunda 3 savaşçı koridorun sonuna doğru ilerliyorlardı ve tahminim doğruysa odama gidiyorlardı. Onlardan önce odaya girmem imkansızdı. Eğer kapıyı açacak olursam kesinlikle fark ederlerdi. Adımlarımı hızlandırıp onlara yetiştim ve onların arkasından takip ettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Druid Akademisi
FantasiSirkte annesi, babası, beş kardeşi, dayısı, halası ve yedi kuzeni ile dünyayı dolaşan genç bir kız... Gezici sirkin yolu Amerika'ya düşer. Buria her zaman ki gibi broşür dağıtırken garip bir adama rastlar. Adam önce kızın içini görmek istercesine sü...