Berbat hayatlarımıza kısa bir mola verip gökyüzüne bakalım. Kim bilir belki bizim için bir yıldız kayar.
Ben dileklere inanmam ama siz inançları olanlar dilek tutabilirsiniz. Belki dileğiniz gerçekleşir. Ama dileklerinize bel bağlamayın olur mu? Sonra acı çekebilirsiniz. Tabii saf kalpli çiçek böcekçiyseniz. Ama sizlerde bizim gibiyseniz insan bir müddet sonra alışıyor.
Acılar bizleri daha da güçlendiriyor. Bazen insan üzülüyor tabi. Keşke bende bir şeyler hissedebilseydim dediğim zamanlar oluyor.
Ama bu gelip geçici bir heves bazen geçiyor içimden. Demir olmasaydı bu duyguları yaşar mıydım bende bilmiyorum. Ama hissediyorum bazen gerçekten kalbimin attığını gerçekten nefes aldığımı hissediyorum. Burnuma gelen kokusunu her duyduğumda bunları hissediyorum.
Sesini her duyduğumda sanki Tanrı kulağıma bir şarkı mırıldanıyor. Bana her dokunduğunda beni her öptüğünde varlığımı hissediyorum. Dokunduğu yerler karıncalandığında kendimi farklı hissediyorum. Bunlar tuhaf ama güzel duygular yani en azından ben böyle düşünüyorum.
Bu hissettiklerimi o hissediyor mu bilmiyorum. Ama hissetmesini isterdim. Bu hislerimi ona fazla göstermiyor olabilirim ama bilmesini isterdim. Gerçekten sevdiğimi...kalbimin attığını duymasını isterdim. Gözlerimde belki göremiyor ama bunları hissediyorum.
Daha önce birisine onu sevdiğimi ne söyledim ne de gösterdim sevdiğimi. Her zaman içimde yaşarım bunları ama bu sefer bilmesini isterdim. İçimde kopan fırtınada kaybolmasını bütün haykırışlarımı işitmesini isterdim. Ama sadece istiyorum bunları gerçeğe dökmek için her hangi bir girişimde bulunmadım.
Nasıl yapacağımı da bilmiyorum ama istiyorum. Ahh bu yetmez miydi?
Sanırım hayır yetmiyor ama öğrenebilirim. Yani...bilemiyorum dediğim gibi bu işlerden fazla anlamam. Bunun eksikliğiyle yaşayabiliyordum hala daha yaşıyorum ama Demir...sanırım benden onu sevdiğimi söylememi istiyor.
Ahh ama söyleyemem ki. Ne zaman birine onu sevdiğimi söylesem onu kaybedecek gibi oluyorum ve kaybediyorum. Bu bir totem gibi bir şey eğer ona onu sevdiğimi söylersem oda gidecek belki oda ölecek. Bu onun iyiliği için. Beni anlamalı.
Uyumak istemiyorum kabuslarımdan bıktım. Annemin acı çekişlerini ablamın acı dolu çığlıklarını duymaktan bıktım. Ya onlar ya da Demir'in kırmızı gözlü bir şeytana dönüşmesini görmek istemiyorum. Sözde insanlar her gece kabus görmez ben bu istatistiklere göre insan değilim.
Çünkü her gece görüyorum. Kabuslar her gece benimle. Yatağa uzandım uyumuyordum öylece yatıyordum. Tavana bakıyordum ay ışığının hafif ışıkları tavanı küçük bir oyun sahnesine dönüştürüyordu. Aklımdaki küçük adamlar sahneydi.
Gülümsedim tanıdık yüzler rahatlamamı sağlıyordu. En çok Demir'i görüyordum bütün yüz ifadeleri karşımdaydı.
Kızgın Demir, gülümseyen Demir, şaşkın Demir, ifadesiz boş Demir, masum çocuk Demir, ciddi Demir, iğrenç bir espiri yapıldığında bu mudur diye bakan Demir, gamzesinde kaybolmak istediğim Demir...
Hepsini ayrı bir seviyordum. Bu ifadeler onu diğerlerinden ayırıyordu. Aklımdaki saçmalıklar tavanda oynarken balkondan gelen tıkırtıyla doğruldum. Sesler gelmeye devam ettiğinde kaşlarım çatılık balkona doğru ilerledim. Karşımda gördüğüm Demir'den başkası değildi.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mai ve Siyah
ChickLitHer şeyin bittiğini sandığınız bir anda hayatınızın ortasına düşen bir adam her şeyin daha yeni başladığını hatırlattı. Hiçbir şey için geç değil hala kalp atışlarımı hissediyorum. Ahh bayım hayatımı gerçekten değiştirdiniz... En kötü ne olabilir ki...