7. BÖLÜM

2.4K 83 30
                                    

7. BÖLÜM

Güney Ağzından

Tiyatro için Songül ile buluşup çalışacağız. Son kez olacak bu buluşma çünkü o aptalca teklifi ksbul ettim!
Tahmin edin nerede buluşuyoruz çok kolay ya hani kizlara iftira attığım yer. Ağacın altında oturup yanımdaki çimenleri söküp Songül'ün yüzüne nasıl bakacağım diye düşünüyorum..
"Güney.." başımı kaldırınca bana gülerek bakan bir adet Songül ve iki güzel renkli göz ile karşılaşınca bende gülümsüyorum ama hemen gülümsemeyi keserek karşıya bakmaya başlıyorum. "Iyi misin?" Hayır berbatim seni üzecek olacağım icin paramparcayim "başlayalım fazla vaktimiz yok" soğuk davranmak en iyisi bence hem ben uzaklaşırken oda daha az kırılır.. "Tamam bana hangi diyaloglar ben çalışacağım çizersen bilmiyorum da.." basimi sallayip elinden cekiyorum kağıtlarını oda yanıma oturup benim kagitlarima bakıyor.. Cakdirmadan baktığımda yüzünün düştüğünü görüyorum. Kalbini kırmayı başardım. "Sen iyi misin?" Hiç beklemediğim bir cevap geliyor "sana ne? Pardon daldım. Ne sordun??" Gülerek "Iyi misin diyorum" dedigimde oda gülüp başını sallıyor "peki sen?" Anlaşıldı iyi olduğumu duyana kadar soracak "peki ben ne?" Susup kağıda bakıyor bu hali hoşuma gitmedi değil aslında.. "Bak senin sözlerin bunlar" hayda daldı gitti bu "Songül!"
"Hı." Bana dönünce yüzümüz çok yakınlaşıyor nerdeyse 4 santim fark var ve göz gözeyiz. "Bence çalışmaya başlayalım artık.." kağıdı elimden cekip önüne dönüyor bende kendi kagitlarima bakıyorum..
《 SonGün mü başlıyor ne? :) 》
Serkan'ın Ağzından
"Sinemaya geldik ama istemiyorsan çıkarız Serkan? Iyi misin sen?" Eylül bunu söyleyince gülümsüyor ve ona bakıyorum.. "Yok annemle tartıştık biraz ondan dir." Ben bunu söyleyince ışıklar kapanıyor. Film biraz korku olduğu için Eylül aniden korkup omzuma başımı koyuyor tabii utanip hemen geri çekiliyor. Filme tekrar dönüp izlemeye başladığım da tam mısır almak için elimi kaldırdığımda Eylül de kaldırıyor ve ikinci kez ellerimiz temas ediyor birbirimize bakıyoruz birkaç saniye sonra ben elimi cekip Eylül'ün mısır almasına izin veriyorum..
Eylül filme iyice odaklaninca onu izlemeye başlıyorum her zaman ki gibi.. Hayatıma girdiğinden beri benim için bir tek Eylül var ondan başkası yok, sadece o. Onu görünce konuşamıyorum, kalbim yerinden çıkacak gibi atıyor, tüm duygularım altüst oluyor.. Acaba oda beni seviyor mudur? Korktuğunu görünce elini tutmaya çalışırken, film bitip ışıklar açılınca planim suya düşüyor tabii... Salondan çıkınca konusmaya başlıyoruz o bana filmi anlatıp teşekkür edince filmi izlemedigimi söylüyorum. "Sen filmi izlemeyip beni mi seyrettin?" Şaşırıyor haliyle bende "sınıfta dersi, hocayı dinlemeyip seni izliyorum ben hatta her yerde.." bir an hiç düşünmeden "benimle cikar misin? Biliyorum biraz çocukça oldu ama.." deyiverince birbirimize bakıyoruz. Van hangi ara bu cesaret geldi anlamaya çalışırken "Kabul ediyorum" kelimesini duyunca gülümseyerek Eylül'ün elini tutup sinemadan çıkıyorum/z..

Songül'ün Ağzından

Tam iki buçuk saattir hiç durmadan çalıştık ama ben ne yazıkki süper berbat tiyatro yeteneğim ile Güney'ı de kendimi de tiyatrodan soğutuyorum. Ama; sadece bu değil aklimdaki Güney. Bugün. Çok durgun, birşey saklıyor gibi ve en kötüsü bana yani kizlarla bana tekrar oyun oynuyor gibi. Nasıl desem? Sanki özür dileyen çocuk gitmiş yerine ukala Güney gelmiş gibi.
Belkide! Ben yaniliyorum baska bir derdi var. Ama; anlatmıyor ki abi! Anlayayım derdini!
"Güney bence vazgeçelim bende tık yetenek yok içine ettim en ünlü oyunun!" Dediğimde gülümsüyor. Aha gülümsedi! Valla gülümsedi, billa da güldü! Hemen ciddileserek önüne baktı. Öküz! Ne olur özür dileyen Güney gibi olsan lan! Iki yüzlüymüşsün bebisim sen! Ukala!
"Songül bende ilk başta böyle yapamam dedim ama bak" kendini göstererek çok ta fifi! "Yapabiliyorum kendine güven yapabilirsin.. Hem nerde tüm dünyaya kafa tutan hırçın, arıza Songül ? O halinle oyna bak gör nasıl rolü kavriyorsun." Göz kırpıp kağıda geri dönüyor ben ona sinirle bakarken gülerek tekrar bana dönüyor.. "Hem bak bu diyalog da tam senin ruh halin. Asabiyet var, manyaklik var, tokat da atacaksin bana Oh senden iyisi yoktur bu sahnede.."
Bunu söyleyince "Güney!" Kafasına kağıtları geçirip "seni öyle bir dönerim ki değil sahneye, insan içine çıkamazsın!" Kağıdı bırakıp yumrukluyorum kolunu oda gülerek beni durdurmuyor tabii benim yumruklar morartaca k dereceye geldiginde engel olmaya başlıyor! "Tamam tamam dur! Songül!" Ismimi sinirle bağırınca durup elimi cekiyorum.. "Sinir etme sende!" Ayağa kalkıp üstümü düzeltip, kağıtları mı da alıp hızlı hızlı yurda yürüyorum. Gerizekali! Hem sinir et, hem bağır! Yok ya buna güvenilmez lan bir kere iki yüzlü! gaddar, şerefsiz, ukala, kendini beğenmiş, bencil, odun, öküzün teki! Birde Salak! Egoyu da unutmayalım..
Kendi kendimi yerken biri kolumu tutup çeviriyor. Benden uzun olduğu için yüzüne bakınca Güney efendinin olduğunu anlıyorum..
"Sakın benden özür dilememi isteme! Suçlu olan sensin!" Aynı anda, aynı saniyede birbirimizi gösterip "Güle Güle!" Diyerek ters yönlere ayrılıyoruz!

Kırgın Çiçekler SonGünHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin