42.Bölüm

655 35 13
                                    

Siz KırgınÇiçekler izlerken bende fragmana uyarlama bölüm yaziyorum...
Siz ister yorum yapin; ister hikayenin yeni halinden nefret edin bu hikaye benim hayal gücüm ile yazılıyor ben hayallerim; benim kararlarim.

Saçma gelenlere saçma...

Küçük bir dipnot : SonGün yaşadığı kötü olaylar dışında herşey gerçekten yaşandı.
Nasıl olur ? Diyorsanız okumaya devam edin şimdi yaziyorum.

Size iyi seyirler, bana iyi yazmalar...

Bu Aksam Gökçe Ablanin Muhteşem oyunculuğu göreceğiz kesin...


43. BÖLÜM

Yazardan

Songül hastanede yalnız başına otururken Güney elinde büyük bir ayıyla içeriye girdi. Oyuncak ayı o kadar büyüktü ki; Güney'in yüzü gözükmüyordu.

Songül gülerek kapıya baktı.
"Burada kıvırcık saçlı bir kız varmış, iyileşmesi için benim gelmemi istediler..." Güney sesini değişerek konuşmaya başlayınca çok komik olmuştu. "Tatlı kız, cici kız, inatçı ve atarlı kız acaba beni arkadaş olarak kabul eder misin? Ama sevgilini bosvermek yok ama sonra üzülüyor bak." Ayıyla yanına gelip oturdu Güney. "Hem dün gece hiç uyumamış; bütün gece seni düşünmüş" Songül yüzüne yayılan Gülümsemeyi fark edince Güney ayıyi yere bırakarak " Tüm ömrünü, kalbini sana adadığı günden beri hatta hayatını.."

"Delisin lan sen. Harbiden Bu kadar cok mu seviyorsun sen beni.?"

"Şu kapıdan bir çıkalım ben sana sevgimi öyle bir anlatacağım ki inanacaksin birtanem." Güney yavaşça Songül'e yaklaşıp gözlerinin içine baktı. Bir eliyle yanağını okşayıp, diğer eliyle saçlarını kulaklarının arkasına attı. Öküz gibi değil romantik bir şekilde öpmeyi amaçlayarak Songül'e yaklaştı, yaklaştı tam öpeceği sırada "Biz geldik." Kader ve Cenk içeri girince Güney sinir olmuştu. Geri çekilip "Geldiğiniz yerin dibine girin insallah; bir öptürmediniz Songül'ü anasını satayım..."
Güney yataktan kalkıp pencerenin yanına geçti..
"Yanlış bir zamanda mı geldik?" Kader bunu sorunca Songül kendini gülmemek için zor tuttu "Ya Kader siz ne zaman doğru vakitte geldiniz ki? Hep bir romantizmin içinde bozuyorsunuz"

"Ya Güney! Hadi gidelim artık yurda bir gün bile kalmadan canım çıktı bu hastanede.."

"Maria'm dur bakalım." Songül "niye durayım Güney" dedigi anda kendini Güney'in kucağında buldu. "Kusura bakma prensesim yaralanmana izin vermiyeceğim" Eski türk filmlerinde konuşan adamlar gibi.

"Güney rezil oluyoruz bıraksana, utanıyorum.."

"Sevgilin değil miyim? Niye utanıyorsun hala sen ?"

☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆

"Songül gelecek değil mi bugün?" Eylül sevinçle Cemre ve Meral'in yanına geldi.. "Evet canısı" Hepsinin gözünden mutluluk okunuyordu. Kızlar sevinçle sohbete dalmışken Burak geldi.
"Günaydın kızlar" Meral bankta sağ tarafa kayıp yer açtı Burak yanına oturunca ikiside elele tutuşup oturmaya başladılar.
Serkan ve Gökhan'da geldiğinde hepsi birlikte beklemeye başladılar.
Güney Kader ve Cenk rica edip başbaşa kaldılar. Güney Songül'ü zorakide olsa sahile getirmeyi başardı. "Yani Güney biz niye geldik buraya anlamıyorum. Bak yine beni öpmeye kalkarsan seni denize atarım, hiçte kurtarmam başlıklarla birlikte bir ömür balık adam olarak yaşarsın." Songül sinirle banka oturdu; kollarını göğsünde sarıp somurtmaya başladı.
"Şimdi benim seni ne kadar sevdiğimi anlayacaksın.."

"Yoook ya nasıl olacakmış o bakalım?"

"Millet! Tüm Dünya Duysun...!!! Ben bu kızı deli gibi seviyorum, hayatım bu kız benim!" Güney Songül'ün yanına gidip sarıldı "Çok seviyorum kızım ben seni maaanyaklar gibi.." Güney tekrar halkın içine gidip "Su kız bak kıvırcık saçlı olan görüyor musunuz? Ben ona çok aşığım, amcacım, teyzecim ben bu kıza manyaklar gibi aşığım...!!!"

"Güney tamam sus, gel buraya.." Songül'ün yanakları kıpkırmızı olmuştu."Bu kadar seviyor musun sen beni ya?"

"Seviyorum kızım hemde çok seviyorum.."

Ikiside birbirine sarılmıştı. Güney Songül daha fazla vakit geçirmek için banka oturup kalmışlardı.
Songül'ün merak edip Güney'e sorular sormaya başladı.

"Güney Burak ve Meral sevgilimi? Sonra Cenk ile Kader arası iyi olmaya başlamışlardı ne oldu o iş? Burak pişman olduğu için özür diliyordu galiba?"

"Oha kızım sen bizi dinliyormuydun ya? Nerden kazıdın hafizana bunları. Maşallah yani. Bozuldum valla bozuldum sen kesin bizim sevgili olduğumuz günü hatırlamıyorsun, zaten neyi hatırlıyorsun ki benimle ilgili."

"Ne gerek varki hatırlamaya beraber olduğumuz sürece hiç gerek yok bence hem biz neden önemsiyoruz ki böyle özel günleri çok saçma ya!"

"Senin için saçma ama benim için özel seninle ilk kez mutluyum ben kızım ama sen bunu nerden anlıycan? Hadi kalk okula gidelim bugün prova var  birkac gün sonra liseler arası tiyatro yarışması olacak ve biz  adayız. Düşünsene aşkımızın o oyunu gerçeğe cevirmesine herkes şahit olacak..."

"Ben korkuyorum unuttuysam provaya yetişmez ki off!"

"Aşkım sen başarırsın hem pes etmek sana yakışmıyor. Kalk daha hazırlık var zaman az.."
Güney Songül'ün elinden tutup hızla taksiye götürdü. Hepsi birlikte okula geldiler..
Saat 11'e geldiği için herkes dersteydi. SonGün'de içeriye girip hemen hazırlığa başladılar.

Songül giyeceği kıyafeti görünce aklına eski günlerdeki tartışmaları gelmişti. Sırf sevgili olmasın diye ne kadar uğramıştı ama şu an sırılsıklam aşıktı Güney'e.
 
  Hazırlanıp sırayla sahneye çıktılar. Güney Pelerini giyip genel prova için makyajı yapılmıştı, topuk sesi duyduğunda içeri giren Songül'e baktı Güney; herzaman ki gibi hayran kalmıştı...
  Songül isteksiz gülümsedi; tebessüm etti. Hoca içerde provalara başlamadan önce hemen dogaclama yaparak konuşmaya başladı Güney. "Prensesim yine harika olmuşsunuz. Yoksa Maria'm mı demeliydi size bu hayranınız?"
Diyerek göz kırptı Güney.
"Yine başladın zevzekliğe..."

"Aşk olsun Prenses Maria ne zevzekliği; bu güzelliğiniz karşısında birşey söylemeden durursam, donup kalırım.."

"Valla bu konuşmalara karnım tok zira benim başka bir prensip var şimdi oraya gidiyorum izninle."

"Ne-ney? Kimmiş lan o! Yani sizin sevgiliniz yok ki Maria bak deli etme beni, kim asıldı sana.."

"Su an karşımda duruyor ama farkında bile degil, kör bir prens kendileri..." Songül bunu söylediğinde arkasını döndü. "Bir dakika prensin ben miyim?"

"Yok şurada duran bu heykelin onu kast ettim ben tatlum."

"Kusura bakma güzelim şu an doğaçlama yapıyoruz ama hiç yapamiyorsun, eskisi gibi çekmiyor yani bizımla deilsin."

"Evet öyle sizınla deilim çünkü benim prenseslerim var onlar yeter bana."

"Senin onlardan başka düşündüğün birşey mi var zaten.. Neyse geçelim artik genel provaya Songül eski haline dönmüş.."

"N'oldu zoruna mı gitti Leonardo. Hani eskiden pesimden kosup neler yapardin aaa cok darıldım  ama sana.. Cık  cık cık yakıştıramadım prensim."

"Vaaay! peki.." Güney sahnenin ortasına geldi. Songül de karşısına geçti.. "Sen benim hafızamı yoklayacaksın, pekii." Güney diz çöküp Songül'ün elini tuttu.  "O kadar coook seviyorum ki seni yapmadığım maymunluk kalmadı. Öyle bir, aldın ki aklımı başımdan. Sahneyi karıştırdım bak... Ne kadar uğraşsanda bıktıramazsın.. Hani diyorsun ya askitom kızı olmam diye, öyle bir olacaksın ki kendin bile şaşarsın. Sonunda uçurum bile olsa seninle ölüme yürürüm Maria'm. Gelelim su soruya beklediğin hani" Güney göz kırpıp aynı o günkü gibi gülerek... "Benimle çıkar mısın? Benim tatlı Maria'm"

-SON-

Bölümler artık kısa gelecek inatla yaZmaya  devam..

Bölüm nasıldı? Şu an fragman bekliyorum.

Tek isteğim bol uzun yorum ve vote..

Iyi Geceler...

Kırgın Çiçekler SonGünHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin