39.Bölüm

441 33 16
                                    


39.Bölüm

Artık çok uzaklaştım

En çokta kendimden

Evden, senden

Göçmen kuşlar gibi

Çok geç kaldığım halde

Solmuş resimlerde

Kaç yıl geçmiş

Hala güzel durur

Hikayem senle başlardı

Senle devam etsin

Beni seni inandır

Gizem Ağzından

Saat kaç olmuştu ama uyuyamamıştım Güney'i beklerken telefon geldi ekrana baktığım da Cenk arıyordu hemen açtım. "Efendim Cenk."

"Burası karıştı gelmen lazım Güney sinirden boğazladı kızı."

Ne yaptı? Güney sinirleri almış bunun yine "Adresi ver hemen geliyorum." Anahtarı sadece alıp evden çıktım. Hızla Maya'nın evine gittim kapıyı çaldım "rahatsız ettim ama araban bana lazım acil bir durum var." Maya başını sallayıp hiç sormadan içerden anahtarı bana verdi "kendin için dikkatli ol" arkamdan bağırınca ben arabaya binip yola çıkmıştım bile. Yine başına ne bela açtın Güney? Hızlı sürmekten korka korka son sürat bara geldim. Yolda gelirken Serkan'a da haber verip gelmesini istemiştim durumun Güney ile ilgili olduğunu duyunca oda benimle aynı anda hemen gelmişti. Ben önde, o arkada ikimizde içeriye girip Güneyleri aramaya başladık bayağı barın içlerine yürüyünce Cenk'i kızlara sinirle bağırdığını, Güney'in yan masada öylece oturduğunu görünce hemen koşup yanlarına gittik. "Cenk! Abi tamam sakin" Serkan kızlarla ve Cenkle uğraşırken bende Güney ile uğraşıyorum. Pardon sarhoş olanıyla tanıştırayım Güney 3. Neden mi 3? 1 kendisi güleryüzlü, komik çocuk gibi 1 kişiliği, ikincisi sinirli, atarlı bildiğiniz ayı, ormanda yaşayan ve her an sizi yiyecek gibi olalar varya ha, ondan işte. Sarhoş olan mı? İşte şimdi onu göreceksiniz tam bir baş belası kendisi.. "Güneeeeey kalk gidiyoruz." Bana şaşkınca bakıpp güldü. "Sen yaşıyormuydun ya? Hoşgeldiin eksaşkım Gizem yok sen hayaletsin değil mi? Buzlar Prensesinin Hayaleti.." saçmalamakta sınır tanımayan Güney'e merhaba diyebilirsiniz. "He eksaşkın lan kalk! Olay çıkarmışssın yine, yürü gidiyoruz... Kalk, kalk, kalk, kalk." Kolundan tutuyorum kaldırıyorum, oda beni diğer eliyle tutup geri çekiyor. "Oğlum bırak elimi gidelim."

"Sen kalk gideriz işte."

"Manyakmısın sen ya! Ahtopot gibi sarıldın kollarıma nasıl kalkayım, bırak beni!"

"Ahtopat sensin hem sen niye geldin ya? Ne güzel ölünce ne dert, ne tasa kalıyor gitsen, git iyiyim ben böyle."

"Gerizekalı içince kafan öyle bir uçuyorki toplayamıyoruz seni yaşıyorum lan ben yürü hadi, dellendirme beni valla kafanda kırarım bu cam şişeyi sarhoş değil, hoca olursun! Ssonra böyyle kafanda yıldızlar uçar, ortalıkta deli gibi dolaşırsın yeminle!"

Ben bağırınca korkmuş olacak ki, ellerimi bırakıp bu sefer o ellerini havaya kaldırdı.

"Sakin ol şampiyon sen diriyken daha sakindin, tamam gideriz ama sen şu şişeyi kırmadan içeyim ben ya, yazık olmasın o kadar para verdim."

"Sanada şişenede! Kalk lan!" şişeyi elime alıp ona doğru döndüm "Kırarım kafanda bak kalk!" Oflaya puflaya kalkıp yürümeye başladı tabii buna yürümek denirse bir sağa, bir sola haydi eller havaya buyrun gelin halay çekelim. "Bir kerede doğru yürüsen şaşardım zaten." Söylene söylene kapıya doğrru giderken arkasını biranda beni yere fırlatarak dönüp "Cenk'i unuttuk." Diyerek o bir tarafa doğru yürüdü bende onun yedi ceddine, sülalesine söve, söve peşinden gittim! Kolumu kırdın ne gücün varmış, sıskasın ama maşşallah bir vurdunmu havada 50 takla attırıp insanı yere çakarsın.ben demin kolumu kırdım mı demiştim? Pardon, çooook pardon ayağımla birlikte kolum kırıldı Topal Gizem oldum resmen. "Serkan yardım edin bu azıttı yine."

Kırgın Çiçekler SonGünHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin