Silamlarrrrr.. Ben geldiğm şimcik, bugün 2 bölüm yazacağım inşallah çünkü bilgisayara geçtim, tabii ard arda yayınlarmıyım bilemem. Yayınlamam için önce sizin bugünkü yayınladığım bölüme ilginize bağlı yani vote ve yoruğm. Geçen bölüme gelen yorumlara çoh çoh çoh teşekkür ederim kuzucuklarım ballarım, bidanelerim.. Birde bilmeyenler varsa Saklı Aşk adlı hikayeme bir baka mısınız pleaseeee.
Optjum bye. Iyi okumalar siz okurken bende diğer bölümü yazayım madem..
34. Bölüm
Güney'in Ağzından
"Neyse abi ben eve gidiyorum." Diyerek kalktım. Sırt çantamı alınca Serkan şaşkınca ;
"Hemen mi gidiyorsun?" Elimdeki mektubu sallayarak "Hayır sadece bunu yazdım birkaç gün daha buralardayım."
"E iyi madem okulda görüşürüz." Dedi ve beni uğurlamak için kalktı. "Ha bu arada saklama sende benim gibi, anlat sevdiceğine gerçekleri tamam?"
"İyi Allah'tan bir şey sakladım hemen kakala başıma, anlatırız."
"Günaydın.." Biz konuşurken Eylül biranda odaya dalınca sıçradık resmen. Şimdi yandın oğlum Serkan. "Günaydın Eylül." Dediğimde Eylül gelip Serkan'a sarılarak "Ne saklıyormuşsun sen benden?" dediğinde gülmemek için kendimi zor tuttum. "Sonra konuşuruz aşkım. Hadi Güney çık git hadi başıma bela açmadan, hadi!" sinirle kolumdan beni iterek kapıdan dışarı attı. "Barıştınız mı en nihayet?"
"Evet sonunda barıştık.. İnatçı keçiyle.."
"Duymasın yine kavga falan çıkarır."
"Sanmam çıkarmaz ya.."
Multi'deki Gökcan Sanlıman - Hayrola - Şarkısı ile okuyun ;)
Defne'nin Ağzından
Sabah kalkıp hazırlanmaya başladım, ayağım ameliyatlı olsada okula gideceğim. Evet; acıyacaklar bana ama umrumda değil. Serkan var hem Gizem burada, o varken kndimi çok iyi hissediyorum. Çantamı yavaşça alıp okula gitmek için evin kapısına doğru yüremeye başladım. Tam kapıyı açacaktım ki annem arkadan sinirle bağırdı "Defne!" kapıyı açıp hızla dışarıya çıktım pek de başarılı olamadım.
"Sen Gizem'i burayamı çağırdın?! Ben seni korumaya çalışırken, sen başına bela mı açıyorsun?!!" bunları söylerken sesimi çıkarmıyordum "O kız bir konuşursa hapsi boylarsın haberin var mı? Kapatırlar seni tekrar hastaneye!" kolumu sıkmaya başlayınca hızla geri çektim. "Ya yeter ya yeter! Gerekirse cezamıda çekerim, en azından vicdan azabından ölmem tamam mı?!"
"Öyle mi oldu şimdi? O zaman kim git dedi arabayı sürüp kayalara çakıl diye!" sinirle ve sessizce söylüyordu bunları. "Sen dolduruşa getirmedin mi beni? O kız bütün haatını çalacak, sevgilini de aldı elinden hiçbişey bırakmayacak bize diyen? Hı? Beynimi yıkadın sonra suçlu benim! Yok öyle yama . suçlu olan biri varsa oda sensin!"
"Bana bak doğru konuş annen var senin karşında!" O an o kadar nefret ettim ki kendimden, annemden "Keşke annem olmasaydın, hiç doğurmasaydın beni, en azından senin gibi gaddar ve kötü olmazdım!" bunu söylediğimde annem bana el kaldırmıştı tam vuracakken biri tuttu kolunu. Gözlerimi açıp baktığımda Gizem önümde durmuş anneme sinnirle bakıyordu. "Gizem?"
"Ne oldu Nazan hanım karşına çıkınca hortlak görmüşsün gibi korktun!" elini sertçe itti annemin.
"Baş belası bir kurtulamadık senden! Seninlede sonra görüşücez Defne."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kırgın Çiçekler SonGün
FanficHerşey o gece Meral'in Eylül'ün başına bir bela açmaması için o parka gitmemizle başladı. O gün bize atılan o pis iftira hayatımızın değişmesine sebep oldu.. Yeni okul, yeni arkadaşlar.. Meral, Eylül, Kader ve ben birde aramıza katılan yeni dostumuz...