8 . Bölüm
'HALIL MESELESI'
Iyi Okumalar!!!!
Güney'in Ağzından
"Halil!" Yuh kulağım patladı be! Bir dakika Kader ve Songül bağırdılar mı? Kim lan bu? Songül sevgilisiymiş de, Çine gidip yeni gelmis gibi sarılıyordu bu adama. "Kim ki bu?" Dedim Serkan'a sessizce biz ikimizin duyacağı şekilde söyledim ta ki Meral'in arkadan sinsice gelip ödümüzü kopartana kadar. "Halil gelmiş. Ne oldu kıskanç tavrın mı tuttu canım ?" Sinirle kolundan cekip yan tarafa getirdim Meral'ı "Kızım niye sessiz sessiz geliyorsun? Hayalet yada ruh musun sen!"
"Canım bırak ruhla hayaleti de soruma cevap ver soruma.." bozulmuş belli, bununla buluşmaya gittik Songül'ü gördük şimdi de onu sevdiğimi anlayınca çatladı. "Hayır ne alaka kızım ?"
"Bana baksana sen." Bakıyorum "ben bu saçları degirmende ağırtmadım sen giderken ben dönüyodum." Gülerek saçıyla oynadı "aşık oldun Songül'e" diyosun diye bir bakış attım artık nasıl bakış ise kendi icadim. "Ama o sana bakmaz. Halil varsa hiç kimse umrunda değil." Bunu söyleyince direk onlara baktım resmen Songül farklı bakıyordu ona. Fotoğraf çekimi başlıyor dendiginde hemen yerimi aldım. Ilk ben ve Maria tek cekilecektik. "Adam öldürecek gibi bakma normal poz ver hapishane değil, tiyatro davetiye çekimi bu." Hepsi güldü resmen. Songül 2 evet ulan öldürmek istiyordum seni var mı? Zor da olsa gülümseyerek poz verdim.. Sıra Maria da tüm ictenligiyle gülümseyerek kameraya baktı tıpkı rolündeki kız gibi ama bir sorun var şu 'Halil meselesi' nasıl beni sevmesini sağlayacağım Songül'ün? Çekim bitince ikimiz poz veriyoruz ama hocanın istediği gibi olacak oyundaki gibi.. Songül yok deve, hayır yuh! Diye diye ve her pozu bize 5 kere tekrarlatıp 10 dakikalık çekimi 2 saate çıkararak Rekorlar kitabına girmeyi başardı.. Ve ;
'Benim sevdiğim kız tarafından dövülerek öldürüleceğim 10 poz..1) Ben ona belinden sarilacagim ve göz göze bakacağız.. (1 tokat)
2)Yanaklarımız birbirine değecek, o bana ben ona sıkı sıkı sarilacagim (Tekme herhalde)
3) Yine sarılarak dudagindan öper gibi yapmak, gerçi öperdimde can güvenliği yok.
(Siz tahmin edin ne yapacağını)
4) Yüzüme okkalı tokat atıp -atacakmış gibi yapacaksın- dense bile poz vermek ve yine tokatı yedik.
5,6,) Dans edecektik -hiç anlamam ciddiyim- ve ettik.
7)Son sahneyi canlandirdik
8) Yapma ağacın altında oturup sevgililer gibi sarıldık ki en güzeliydi buda be!
9,10)Ben, Defne ile -_- sarılıp -_- Songül omuzunu koluma artacaktı bir de tam tersi Songül ile sarılıp :):) Defne kolumu omzuna attı..
Çekimlerin en sonunda hepimiz yanyana toplandık..
[Teoman - Kum Saati açıp dinleyin yoksa Multide var ;)]
Sağ tarafta ;
Serkan Eylül ve Cemre'ye belinden sarıldı. Eylül başını Serkan'ın omzuna başını koydu, bir adım önde Meral, Bir iki adım önlerinde Defne benim bir kolumu kendine doğru çekmiş arkadan bana bakarak ortada Songül ve Ben elele tutuşmuş birbirimize bakıyoruz..
Solda ; Burak aynı şekilde Songül 'e bakarak onu kolundan çekiyor. Onların bir iki adım gerisinde Kader, Cenk duruyor. Cenk Kader'e belinden sarılıyor..
[KESKE BOYLE BIR FOTOGRAF OLSA] ve çekim bitince hepimiz kostümleri çıkarıp okuldan ayrılmak için hazırlanıyoruz.
Herkes dışarıda olduğu an Defne geliyor ....Songül Ağzından.
Kıyafetlerini değişip tam kalbinden çıktığımda Güney ve Defne'nın konuşmalarına şahit oluyorum..
"Öğrendin mi? Kizlar ne saklıyormuş ?"
"Hayır.." Güney çantasını alıp gitmeye çalışırken, Defne kolundan tutuyor. "Biliyorsun söyle hemen!"
"Yeter! Git söyle Nazan teyzeye babamı arasın söylesin herşeyi ben o kızları bir daha satmam! Kendimi yeni affettirdim. Çok istiyorsan git kendin öğren!" Günü Defne'ye bağırınca ben içeri giriyorum.
"Ne öğrenecektin benden?" Ikiside korkarak bakıyor ama Güney daha çok.. "Ben söyleyeyim. Bir adamı sırf Eylül bizi kurtarsın diye başına vurup bayiltmisti bizde kactik.
Iki üvey babası taciz ettiği için Eylül yine kendini korumak için adama zarar verdi. Ha abi nde oradaydı kurtardı.
Üç Kader'ı kaçırdı o adam aha bu karşında ki şerefsiz de gelip bizimle abin de hep beraber Kader'ı kurtardık. Insanlık yaptık insanlık!!" Arkamı dönüp ilerledim ama sonra geri dönerek "Siz ne anlarsınız ki insanlıktan" dedigimde Defne cekip gitmiş, Güney de beni kolumdan tutup duvar ile kendi arasında bırakmıştı.. "Bırak beni!" Bir elimle vurmaya çalışırken onuda tutunca ona bakmami sağladı..
Bakışları korkmama sebep olmuştu. Çok, çok değişik bakıyordu birşey yapacak gibi. "Sizi satmadim ama sen herşeyi maffettin!"
"Güney senden nefret ediyorum!" Gözleri dolu dolu bakıyordu bana, ağlayacak mıydı bu? "Songül güven bana artık lütfen." Başımı sallayarak "sana güveneceğime, gider polise teslim olurum daha iyi!" Güney üstüme gelerek kaçacak yer bırakmamıştı bana. "Ya-yaklaş-ma!" Korkuyordum. Ya niye affettim ki ben bunu! "Songül sana zarar vermem, veremem." Yüzünü benimkine yaklastirdi. Bir eliyle ellerimi tutup onu itmemem için engellerken boşta kalan elini yanağıma koydu. "Hala anlamiyor musun? Sen hayatıma girdiğinden beri degişiyorum."
"Güney bırak yoksa bağırmaya basliyorum."
"Seni havuzda öptüm, özür dilerim. Ama o ani unutamıyorum ya sen nasıl normal hayatına devam ediyorsun?"
"Imdat! im..." eliyle ağzımı kapatınca bende elini ısırıp onu iterek kaçtım! Oyun oynuyor hala.. Kader ler gittiği için bende yalnız kalmak için yürüyorum. Ama, bunları anlatmam gerek birine "neden böyle davraniyorsun Güney! Hayvan herif!" Denize avazim çıktığı kadar bağırınca aklıma Halil geliyor. "Tabii ya! ona anlatirsam bir yol gösterir bana." Hemen çalıştığı yere gidiyorum. Içeri girince fotoğraf ayırdığını görüyorum.. "Gelebilirmiyim?" "Buyrun.." başını kaldırınca ilk önce gülümsüyor, sonra ağladığımı anlamis olacak ki, "Songül"üm" diyerek telaşla yanıma gelip sarılıyor. "Noldu? Biri birşey mi yaptı?" Sarıldığında daha fazla ağlamaya başlıyorum. "Geç otur ben su getireyim sana.." Içeri gidip - geliyor hemen.. Suyu içtikten sonra bana meyve uzatıyor. "Eve meyve almıştım erikde vardı. Sen çok seversin belki aglamani azaltır biraz.." gülerek kapıyorum elinden oda yanima oturyp "erik canvari" diyerek gülüyor. "Ya!" Omzuna hafifçe vuruyorum. "Hiç ya deme orta birde erik alalım derken bakkalda erik bırakmamıştınız Songül hanım.."
"Hala unutmadîn mı onu sen?!"
"Nasıl unutayım ki bütün harçlığını yatırıp üstüne bir ay beleş çıraklık yapmak zorunda kalmıştım sayende.." Ikimiz de kahkaha atmıştık "ama iyiki yapmışsın en güzel anımız oldu."
"Evet ya. tabii sen okulda beni ve Kader'i korumak için okulun tikisini döverek uzaklaştırma almasaydın üçümüz aynı okulda okuyacaktık. Harbiden sen neden işliyorsun burada?" Bunu söyleyince gülümsemesi soldu. Kötü birşey mi sordum şimdi ben? "Üvey babam onunla çok kavga ediyordum sonunda kapıyı vurup çıktım. Para almadan kendi ayaklarımın üstünde durmaya çalıştım bunun bedeli de okulu bırakmam oldu." Dediginde çok üzülmüştüm onu ikna etmem lazımdı okulun birincisiydi ve geleceği çok parlakti.. "Bence islemeyi bırak okula geri dön. Hatta; eve geri dön okulu bitirince, istediğin üniversiteyi kazanınca istediğin yere git hem bizim okuduğumuz okula gel sen seni hiç reddetmeden alırlar."
"Sen kesin okula gitmesem bırakırsın okumayi baska carem de olmadığına göre." Hemen sarildim Halil'e çünkü bu kabul ediyorum demekti.. "Gidip okulla konuşalım o zaman hadi.." Elinden tutup cekiyorum "dükkanı kapamadan gidersem işimden olurum" elini bırakıp dışarıda beklemeye basliyorum sonra okula gidiyoruz.. Bütün işleri hallettikten sonra yurda gidiyorum. Odaya girdiğimde deli gibi sırrıttıgım için kızlar bana acayip acayip bakıyor..
"Hayırdır.." hepsi bir ağızdan sorunca "Hayir hayır.." diyerek yatağıma uzanıyorum "Halil bizim okulda artik okulu bırakmıştı ikna ettim bizim okula kayit oldu.." bunu duyunca ne güzel haber diyerek hepsi güldü..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kırgın Çiçekler SonGün
Hayran KurguHerşey o gece Meral'in Eylül'ün başına bir bela açmaması için o parka gitmemizle başladı. O gün bize atılan o pis iftira hayatımızın değişmesine sebep oldu.. Yeni okul, yeni arkadaşlar.. Meral, Eylül, Kader ve ben birde aramıza katılan yeni dostumuz...