12. Bölüm

1.7K 67 37
                                    

Selamlar...

Bu bölüm komik olacak sanırım bu arada espri yapmaya çalışıyorum ama pek olmuyor bazen güzel mi?

Hadi iyi okumalar..

12. Bölüm

Güney'in Ağzından

Herkese günaydın diyorum ama kendime diyemiyorum malesef çünkü bir adet bel ağrısı oda yetmez gibi bir adet boyun tutulması ile başımı yavaşça kaldırıyorum. Saate baktığımda 10'a geliyordu ama sabah ona. "Hangi ara uyuya kaldık ki biz?" Songül'e baktığımda hala uyuyor tıpkı bir melek gibi. Onu uyandırmadan telefonumla oynamaya başlıyorum bakalım neler olmuş bugün yada Cenk beyin attığı mesajları mı açsam? Açmazsam birazdan kapıda olur çünkü açayım..

1.Oğlum bugün dışarda takılalım mı? 08:00

Kalkar kalkmaz mı kız tavlama peşindedir bu çocuk ya? Eğer Songül sevgili olduğumuzu gizleyelim demese Songül de gelip orayı kan gölüne döndürsün diye yazardım ama yazamıyoruz yasak var sevdiceğimizden.

2.Güney uyandığında tamam diye mesaj at kanka. :D emoji 08:30

3.Oğlum cevap at lan artık. Öldün mü ne oldu? 09:50

Allah'ım sen bu çocukla bana sabır ver! Benim derdim Songül ile başbaşa kalmak bunun derdi çapkınlık yapmak ya! Cevap atıyorum tabii "bugün bir yere çıkmıyorum Barış ve Burakla takıl" saniye olmadan cevap geliyor kesin önceden yazmıştır. O zaman bugün sendeyiz birlikte takılıyoruz 11 de oradayız..

"Güney." Songül hiç pozisyonunu bozmadan bana seslenince rüya gördüğünü anlıyorum ve rüyası kabus oluyor bir anda "yardım edin!" dediğinde telefonu bırakıp sarılıyorum. Oda bana daha sıkı sarılınca gülümsüyor.. Rüya görürken ne kadar da tatlı gülüyorsun sen." Dediğimde daha da gülümsüyor keşke hep böyle sakin kalsa dayak yemem en azından. Songül'ü izlerken tam uykuya dalmışken son ses müzik açılınca ikimizde korkarak uyanıyoruz. "Sabah sabah ne bu ses ya! Uyuyana da mı yok saygı?" Songül tekrar geri yatınca gülüyorum bende "Defne açmıştır tam karşıda Serkan'ın odası var orada müzik çalardan geliyor" dediğimde sinirle bakınca bin pişman oluyorum dediğime. "Sen nereden biliyorsun ki o olduğunu! Önceden haber mi verdi açacağım diye!" yine başlıyoruz hayırlı uğurlu olsun.. "Yok haftasonu ya ondan her zaman yapıyor 11'de Cenkler bana gelecek demek ki parti yapacaklar öyle anladım ben."

"O zaman bende kızlara yardıma gideyim belki kaçar onlarda bu arada hem yurda gitmem lazım Neriman cadısı anlamasın. Bu arada saat kaç ve biz ne zaman uyuya kaldık en son film izliyorduk."

"Bende ona şaşırdım ya. Neyse akşama burdasın ama yurtta kalmayacaksın." Bunu söyldiğimde "tamam" diyerek onaylıyor. "Songül sen yemek yapmayı biliyor musun?" diyerek başımı hafif kaşıyarak sorunca acayip bakıyor "neden sordun? Evlenme teklifi falan mı edeceksin?"diye sorduğunda uyku sersemi olunca Songül de aynı ben kafa basmıyor beyin iptal oluyor. Ne kadar da uyumlu bir çift olduk biz.. "evet" dediğimde gözler nerdeyse yuvadan çıkacaktı aman sen ciddileşme aman "ciddi misin sen?" dediğinde "yok Güney ben" diyerek "evlensene benle. Hem" belinden tutup kendime çekiyorum "evimin kadını olursun, yemek yaparsın güzel güzel hem evlendiğimiz günün geceside benim olursun fena mı?" bunu söyleyince yataktan uçacağım derecede beni iteceğini tahmin etmezdim "Yuh! Sapık! Kendine gel seninle olurmuymuşum valla öldürürüm seni!" ayağa kalktığımda oda kapıdan çıkmak için gidiyor ama kapı açılmayınca "açmadın mı sen kapıyı dün gece?!" diye bağırıyor "Yoo unuttum bekle anahtarı vereyim"

"Ver ver yoksa anahtar yerine senin kafanla kapıyı kıracağım!" Oha! "Ciddiyim bul şu anahtarı!" yok Songül'ün uysal, kedi yavrusu yönü gitti yerine ayı Songül geldi. Tamam atışırız demiştim arada ama bu kadar da değil sağ salim ölmek istiyorum hergün bir yerimi kırarak tahtalı köyü boğlamak değil! "Buyur anahtar." Parmağım kırıldı galiba nasıl anahtar alıştır o! Kırmak üzereyken kapının kilidini en sonunda açtığında birlikte aşağıya indik.. "Şaka yaptım ben Songül" arkadan sarılmak istedim ama itip mutfağa gitti "kahvaltı için soracaktım ben bilmiyorum yemek yapmayı sen evlenme teklif edecekmisin dedin ya ondan yani kızma." Tekrar yanına yaklaşırken çekmeceden bıçak çıkarmış hızla bana doğru dönünce sesli bir şekilde yutkunuyorum ve geri geri gidiyorum oda geliyor. "Bir daha yapma! Yoksaaa" dediğinde bıçağı bana yaklaştırıyor "Seni parça pinçik ederim!" buz dolabına doğru döndüğünde 2 dakikadır tuttuğum nefesi verip masaya oturuyorum. "Psikopat çıktı içinden!" sessizce söyledim ama Songül'de nasıl kulak varsa bana doğru dönüyor "psikopat halim bu değil daha da beterim!" domatesi sertçe doğramaya başlıyor tabii korkudan kendimi hayal ettim bir an sonra hemen vazgeçtim düşünmesi bile kötü yapar bu. Songül kahvaltı hazırlarken bende üstümü değiştiriyorum bu arada aşağıya indiğimde kahvaltı hazırdı şaşkınca Songül'e baktım. "Vay anasını ne bu hız?" dediğimde gülümsedi "Küçükken kahvaltıyı bazen ben hazırlardım ondan hızlıyım geç otur hadi" masaya oturup yaptığı krepten bir parça alacakken geri koyuyorum tabağa "Yesene neden geri koydun" dediğinde önce krebe, sonra Songül'e, sonra tekrar krebe bakıyorum en son Songül'e bakarak "zehir yok demi? Demin sinirliydin şimdi melek gibi konuşuyordun da ondan sordum" masumca bakarken kendi yemeğe başlıyor krebi "eğer zhir koysaydım ikimizde ölürdük çünkü farkındaysan bütündü ve yarıya böldüm krebi korkma zehir yok krepte.." dediğinde gülümseyerek yiyorum bende bşr parça domates çiğneğip yutacakken "ama diğer yediklerinde can güvenliğin var mı bilemem" dediği an lokmayı yutmuştum. Yüzüm nasıl bir halde bilmiyorum ama Songül kahkaha atmaya başladı. Gülmesi bitince ayağa kalkıp önce alnımdan sonra yanağımdan öpüp tekrar gülerek "ben kaçtım sana afiyet olsun bebişim" diyerek kaçıyor. "Bunun intikamını kötü alacağım senden. İştah bırakmadın!!" dediğimde kapı kapanıyor.

Kırgın Çiçekler SonGünHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin