Yaz tatili Voldemort ile ilgili kehaneti düşünerek geçti. Onun birine değer vereceğine beynim inanmıyordu. İçimden bir ses onu bulmamı söylüyordu ama bunuda yapamazdım. Ona zayıfta olsa bir beden vermemin üstünden bir yıl geçmişti ama hala bir haber yoktu ve bu bekleyiş benim iyice kontrolümü kaybetmeme sebep oluyordu.
Eylülün gelmesiyle yeniden okula döndüm. Artık bir dördüncü sınıftım. Bana hayranlık ve korku dolu gözlerle bakan insanların arasından o tanıdık yeşil gözleri buldum.
"Seni özledim Care"
"Bende seni Harry" dedim sarılırken.
O benim bu dünyada değer verdiğim tek şeydi, dostumdu ve ben Riddle'ın isteğini kabul ettiğimden beri ona ihanet ettiğimi hissediyordum. Dahası Riddle neredeyse hergün rüyalarımdaydı. Şölene katılmak yerine mutfağa inip ev cinlerine bir tost hazırlattım ve gryfindor ortak salonuna gittim. Aklıma birden hogwartsa ilk gelişim geldi. Seçmen şapka beni slytherine koymaya çalışmıştı ama Harry buraya seçildiği için bende şapkayı zorlamıştım. Şuansa şapkanın yanlış tercih yaptığı düşüncesinden kendimi kurtaramıyorum.
Sabah herzaman ki gibi uyuyakalmıştım ve Hermione beni zorla uyandırıyordu."Hadi Care geç kalırsak Moddy bizi öldürür"
"Defolup gitmezsen ben senide Moddy'i de öldürürüm" Herm tehditlerime alışık olduğu için bunu umursamayıp beni zorla kaldırdı.
KSKS diğer derslere göre daha ilgi çekiciydi çünkü birilerine sürekli büyü yapıyorduk. Ben daha Harry ile konuşamadan içeri tek ayağında tahta olan ve dönen mekanik gözlü deli gibi biri girdi. Evet sanırım DELİGÖZ lakabının nerden geldiğini anlamıştım
"Ah bu sınıfta ders vermek çoğu meslektaşımın hayalidir. Dünyanın en güçlü cadısı ve sağ kalan çocuk" dedi Harry ve bana karşı yapmacık bir ifadeyle. "Merak ediyorum acaba karanlık lordtan güçlü olduğunu nasıl düşünürler?"
"Bilmem gidip onlara sorun Voldemort'a soramayacağımıza göre" bana bulaşmaması gerektiğini anlamalıydı. Bize affedilmez lanetleri yapmayı öğretmesi ise dikkatimi çekmişti. Daha önce hiç affedilmez lanet uygulamamıştım ama bunları bilmeliyim diye düşündüm.
•••••••••••
Kesinlikle çok gereksiz olduğum üç büyücü turnuvası anons edildiğinde herkesi bir heyecan sarmıştı. Dumbledore net bir dille katılamayacağımı söylemişti sanki katılmak istiyormuşum gibi. Ama okuldaki herkesin bunu konuşması biraz sinir bozucuydu. Tabi birde misafir öğrenciler gelmişti.
Yarışmacılar açıklandı ve hogwartsı Cedric Diggory temsil edecekti. Ben daha onun şansını hesaplarken Dumbledore Harry'nin adını söyledi. Salona büyük bir sessizlik hakim olmuştu ne olduğunu anlayamıyordum ama Harry yanımdan kalkıp şampiyonlar odasına gittiğinde gözler bana çevrilmişti. Harry'nin yanına cisimlendim
"İsmini kadehe Caroline mi koydu?" Dumbledore Harry'e bağırıyordu.
"Sence ben böyle birşey yapar mıyım?" odadakilere aldırmadan onunla kavga etmeye başladık
"Sen değilsen kim o halde? Kadehi kandırabilmek için çok güçlü bir büyü gerekir"
"Belki kadehte senin gibi salaktır. Bütün okulu taramama izin ver sana bunu kimin ve neden yaptığını bulayım" onu küçümseyişim sinirine dokunmuştu
"Hayır kadehten adı çıktı bay Potter artık bizim şampiyonumuz."
"Bunun bir tuzak olduğunu görmüyor musun?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk büyüsü klaroline- voldemort
FanfictionBir tarafta dünyanın en tehlikeli büyücüsü Lord Voldemort diğer tarafta dünyanın en korkulan melezi Klaus ve ikisinin ortasında kalan esas kızımız Caroline Ve kesinlikle alışılmadık bir aşk üçgeni