Uzun zamandır hissetmediğim bir duygu hissediyordum. Huzur. Bana son zamanlarda noluyor bilmiyorum ama Riddle hayatıma girdiğinden beri farklı biriyim. Sahip olmadığımı düşündüğüm duygularımı ortaya çıkarıyor. İnsanlardan nefret eden ben yeni kişilerle tanışabiliyorum. Anlayın işte ben benlikten çıktım artık.
"Gideceğin yere bırakayım istersen" Kol'un teklifi çok nazik olsada onu reddetmek zorundayım. Sonuçta ben Londra'ya cisimleneceğim. Bunu ona söylesem bana delirmişim gibi bakar
"Bence seni işlerinden yeterince alıkoydum"
"Ben halimden memnunum, hem en azından sana yardım edebildiğimi düşünüyorum. Abime kimse yardım edemez"
"Sen edebilirsin Kol bana bile yardım ettin"
"Peki o zaman güzellik seni daha fazla zorlamayayım, ama eğer beni görmek istersen Mystic Falls'a gelip bi alo demen yeter"
"Aklımda tutucam"
Birlikte onun arabasına binip havaalanına ilerledik. Ona uçağım olduğunu söyledim. Beni sorgulamadı. Gerçek bir dost olduğunu düşündüm. Mystic Falls. Burayı aklımda tutmalıyım. Belki Riddle'la birlikte Kol'u görmeye gideriz. Ne diyorum ben ya iyice saçmaladım. Kol gözden kaybolduğunda bende ait olduğum yere cisimlendim.
"Beni delirtmeye mi çalışıyorsun sen?" Ne yalan söyleyeyim endişeli şekilde bana sarılan bir Riddle beklemiyordum
"Burdayım işte sakin ol şimdi" ona baktığımda nasıl Riddle halinde olduğuna anlam veremedim. Ben gittiğimde eski haline geri dönmesi gerekiyordu.
"Sen nasıl bu haldesin?"
"Senin büyünün üstüne benim eşsiz bilgi birikimimi eklediğimizde bu sonucu alıyoruz güzelim."
"Nasıl yani?" Hala anlamamıştım
"Her seferinde büyü yapmana gerek yok artık sen geldiğinde otomatik olarak büyü işliyor ve bu halde gözüküyorum. Yani artık uykumda beni izleyebilirsin" baştan çıkarıcı bir tavır takındı
"Bunu yazdım bir yere" diyerek bende gülümsemesine karşılık verdim
"Konuyu değiştirme Care nereye gittin?"
"Biraz düşünmem lazımdı"
"Bu hallerin beni korkutuyor" bir elini saçlarına götürdü. Şuan ne kadar çekici olduğunu biliyor mu acaba
"Demek Lord Voldemort korkuyor öyle mi? Peki neden?" Ellerimi saçlarına sokup onu öpmeye başladım. Öpüşüne anında karşılık verdi ama tedirgin gibiydi. Bu hali şüphe uyandırıcı
"Noldu Tom. Bir sorun mu var?"
"Ben senin bu düşünceli halinden korkuyorum"
"Hala anlamıyorum"
"Düşünüp yaptığımızın yanlış olduğuna karar vermenden korkuyorum. İnsanların aklına girmesinden korkuyorum Care" gözlerinde yaş vardı ve son zamanlardaki sulu göz ben tabiki onu bu halde görünce ağlamaya başladım
"İnsanların doğruları için yaşamak istemiyorum. Ben seni istiyorum ve istediğimi alan biri olduğumuda biliyorsun" gözyaşlarına aldırmaksızın beni tekrar öpmeye başladı. Kendimi biran onun kucağında biransa yatakta buldum. Kafamda olayları sonunda çözdüğüm için o kadar rahattım ki. Onunda öyle olmasını istiyorum
"Rahatla" dedim üstüne çıkıp onun üstündekileri parçalayarak. Bu hareketim onun bütün tedirginliğini aldı. Büyük bir açlık ve rahatlıkla kendimi ona teslim ettim. Sonunda ayrıldığımızda
"Seni bırakabileceğimi nasıl düşünürsün? Ben bu duyguyu hissetmeden yaşayamam"
"Beni bırakırsan bende yaşayamam Care ve kendimle birlikte dünya üzerinde tek bir canlı bırakmam"
"Gözlerine baktığımda gördüğüm şeyi seviyorum"
"Benden çok gözlerimi sevdiğini düşünüyorum"
"Sen bana aitsin Riddle. Herşeyinle bana aitsin"
"Sende herşeyinle bana aitsin"***
Okul her zamanki gibi kasvetli ve sıkıcı. Sıkıldım artık burdan. Harry zaten bana tavırlı. Biran ona herşeyi anlatmak istedim ama sonra vazgeçtim nasılsa herşey zamanla düzelir.
"Harry'e baktığında nasıl hissediyorsun Herm"
"Bu-bunu neden so-sordun şimdi?" Gözleri kocaman olmuş parmaklarını saçlarına dolamıştı
"Bana açılabileceğini biliyorsun seni yargılamam"
"O benim arkadaşım"
"Yani benden yada Ron'dan farkı yok öyle mi?"
"Evet"
"Güldürme beni Herm onu sevdiğini biliyorum."
"Bu hiçbir şeyi değiştirmez o seni seviyor"
"Artık vazgeçmesi lazım Herm ve ben sizin birlikte olmanız gerektiğini düşünüyorum" sözümü söyleyip onu arkamda bıraktım. Eğer Harry bana karşı hissettiklerini unutursa herşey daha kolay olur. Koridorda ilerlerken bir ağlama sesi duydum. Normalde böyle şeyleri hiç umursamam ama bu ses tanıdık geliyor. Kim olduğuna bakmak için kapıyı araladım. Görmeyi beklediğim son kişi altın sarısı saçlarıyla Draco Malfoy'du. Onu hiç görmemiş gibi yapıp kapıyı kapatmaya çalıştığımda beni durdurdu.
"Burda ne arıyorsun White?"
"Geçerken uğrayamaz mıyım Malfoy? Yoksa ailen okuluda mı satın aldı?" Ona küçümseyici bakışlarımı yollarken oda kendini toparlamaya çalışıp bana doğru yürümeye başladı
"Burası erkekler tuvaleti ve aptal ailem umrumda değil" aptal ailem mi işte bu ilgimi çekmişti
"Sen iyi misin?"
"Umrunda çünkü..."
"Umrumda değil Malfoy sadece anlatmak istersin diye düşünmüştüm" tekrar kapıya hamle ettiğimde beni yeniden durdurdu
"Bekle" ben şuan Draco Malfoya mı acıyorum. Ama gerçekten çok çaresiz görünüyor. Birlikte yere oturduk.
"Anlat bakalım Malfoy"
"Ailemden nefret ediyorum Care sadece kanlarını düşünmelerinden aptal fikirlerinden herşeylerinden nefret ediyorum" elleriyle saçlarını çekiyordu. Şuan deliden farkı yoktu.
"Bak benim hiç ailem olmadı ama seni anlayabiliyorum. Sana sürekli emir vermeleri kötü olmalı"
Birden bana sarıldığında ufak şaplı bir kalp krizi geçirdim. Beş yıldır birbirimizden sadece nefret ettik ama şuan o bana sarılmış ağlıyor. Ellerimle sarı saçlarını okşadım ve sakinleşmesini bekledim.Klaus
Bu kasabaya geldiğimde bulmayı beklediğim tek şey görsel ikizdi. Ama onun yanında eski dostum Damon tam bir sürpriz oldu. O kız yüzünden bana ihanet etmesini hala affedememişken şimdide bu kız için beni karşısına aldı. Hayır yani bu çocuk beni zorlamaması gerektiğini ne zaman anlayacak?
Tek sürprizin Damon olduğunu düşünürken yanında gördüğüm Elijah ile şaşkınlığım boyut atladı. Eğer Kol bunların hepsini biliyorsa benden çekeceği var. Uzun süredir görmediğim Elijah'ı kandırmak çokta zor olmadı ve sonunda istediğimi aldım. Damon'dan intikam almak için Elena'yı öldürdüm, Elijah'tan intikamımı almak için ise onu hançerledim.
"Kimse Klaus Michaelson'a karşı gelemez"
"Bu yüzden yanında kimse yok Klaus"
"Sen yanımdasın Kol şimdilik bu yeter" gözlerimi ona diktim. Kesinlikle farklı birşeyler vardı onda. Normalde şimdiye kadar çoktan kavga etmemiz gerekirken o hala beni sakinleştirmeye çalışıyor
"Bana neler olduğunu anlatacak mısın Kol"
"Ne gibi"
"Bu sen değilsin yoksa sana bişey mi yaptılar?"
"Yeni bir arkadaş edindim ve bana umudumu kaybetmemem gerektiğini hatırlattı Klaus sana dair olanları bile"Riddle
Snape'nin bana geitrdiği nottan gözlerimi ayıramıyorum. Bunun anlamı ne ve nerden çıktı. Gergin adımlarla salonda ileri geri yürüyorum. Ne cevap vermeliyim. Yarım saatin ardından mektubuna olumlu cevap yazıp yolladım. Buluşma yerine giderken Care'i düşündüm. İki gündür görüşmüyorduk. Ona hediye ettiğim çift yönlü ayna sayesinde mektuplaşmak yerine görüntülü konuşuyoruz. Ama yinede ona hersabah mektup göndermeyi ihmal etmiyorum. Sınavları çok yaklaştığı için belli etmesede gergin. Neden gerildiğini anlamıyorum. O dünyanın en güçlü cadısı. İstediği herşeyi yapabilir ama basit bir sınav onu heyecanlandırıyor.
Tek ağacın olduğu bir tepeye cisimlendim. Karşıma baktığımda Hogwarts görünüyordu. Gecenin karanlığında şato bütün ihtişamıyla parlıyor. Kafamı yavaşça yanımdaki silüete çevirdim. Her zamanki kendinden emin ukala tavırları yoktu
"Bu şerefi neye borçluyum acaba" yüzüme alaycı bir gülümseme yerleştirdim.
"Neyin peşindesin sen?" Senelerdir nefret ettiğim adama baktım.
"Beni buraya çağıran sensin bunu sana sormak lazım" onu niye öldürmediğimi düşünüyorum.
"Caroline ile neden ilgiileniyorsun Tom"
"Ne o yoksa benide mi Potter'a söylemekle tehtit edeceksin Dumbledore"
"Onu kendi tarafına mı çekmeye çalışıyorsun" gözlerinde korkudan başka birşey daha vardı ama ne
"senin aksinee ben taraf toplamaya uğraşmıyorum. İnsanlar bana kendileri geliyor. Care'e gelirsek seni hiç ilgilendirmez" tam konuşacakken bir ışık ikimizide engelledi.
Ortamızda beliren Care henüz Dumbledore'yi görmemiş bana gülümsüyordu. Gözlerini gözlerimle birleştirdiğinde onu bende unutmuştum. Bizi ayıransa Dumbledore oldu
"Burda ne işin var Care?"Selam canlarım. Ööncelikle iyi bayramlar. Bölüm farkettiğiniz üzre bir geçiş bölümü asıl olaylar sınavlardan sonra başlayacak. Bu arada hayalet okuyucu dedikleri şeye sahibiz her okuyan oy versin demiyorum ama oylar artsa benimde yazma isteğim artar öpüldünüz
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk büyüsü klaroline- voldemort
FanfictionBir tarafta dünyanın en tehlikeli büyücüsü Lord Voldemort diğer tarafta dünyanın en korkulan melezi Klaus ve ikisinin ortasında kalan esas kızımız Caroline Ve kesinlikle alışılmadık bir aşk üçgeni