Riddle'dan"Gerçek olamaz. Lanet olsun gerçek olamaz. Bir şeyler yap" kalbim isyan edercesine hızla atarken gözlerimin önünde gelişen olaya inanmayı reddediyordum. Bunu kabul edemezdim. Böyle bir şey olamazdı. Yanımda şok içinde yere çömelmiş adama baktım. Bu gerçek olamazdı değil mi? Lanet bir kabustu..
18 saat önce
Hayat ne kadar plan yaparsanız yapın sizi hazırlıksız yakalamak için mutlaka fırsat bulur. Bu dünyada geçirdiğim yetmiş yıl en azından bana bunu öğretmişti. Ne kadar uğraşırsan uğraş tek hata bütün planı mahvetmeye yeter.
"Bunu bu kadar basit anlatman sence de biraz ilginç değil mi Care?" Kol normalde kullandığından daha telaşlı bir ses tonuyla sordu
"Gözümüzde büyütmeye gerek olduğunu düşünmüyorum Kol. O sadece bir ceset. Ondan istediğimizi alacağımızı biliyorum" Care içkinin de vermiş olduğu rahatlıkla cevapladı
"Daha kompleks bir plan yapmamız gerektiğini düşünüyorum sadece. O lanet şeyin bunca yıl bulunmamasının bir sebebi olmalı"
"Plan ne kadar basit olursa işleme ihtimali o kadar yüksek olur Kol. Bunu şimdiye kadar öğrenmiş olman gerekirdi"
"Sanırım uyumam lazım" Başka bir şey söylemeden odadan çıkarken gözlerimi Klaus'a çevirdim
"Sen neden bir şey söylemiyorsun?"
"Ne diyebilirim ki? Ben tercihimi çoktan yaptım" Care'e gülümseyerek odadan çıkarken beni kafamda soru işaretleriyle baş başa bıraktı.
"Neden bana söylenmeyen bir şeyler olduğu hissine kapılıyorum" dedim gözlerimi kahvelerine sabitleyerek
"Bilmem odadaki herkesin zihnini okuduğun için olabilir mi?" Care neşeli bir tonda sorup kollarını boynuma doladı
"Noldu?" Gelecek şeyi merakla bekliyordum
"Klaus'u öptüm" saçlarımla oynarken bunu sanki normal bir şeymiş gibi söylemişti. Sinirlerime hakim olmaya çalıştım. Bir kaç saat sonra yola çıkacaktık ve gerginlik yaratmak istemiyordum
"Bunu sarhoşken mi yaptın yoksa ayık mıydın?" En azından kendimi teselli etmek istiyordum
"Sarhoştum Tom ama onu öpmek istediğimi biliyorsun"
"Evet biliyorum ama beni daha çok istediğini bilmeye ihtiyacım var"
"Bunu zaten biliyorsun" dudaklarını dudaklarıma bastırmadan önce söylediği sözler gülümsememe sebep oldu
"Duş alsan iyi olur orada kendinde olmana ihtiyacımız var"
"Korkuyor musun?" Gözleri bir anda dolarken ilgiyle onu izledim. Ruh hali alkolünde etkisiyle çok hızlı değişiyordu
"Sen korkuyor musun?" Cevabını bilmediğim sorudan başka bir soruyla kaçtım
"Sen yanımdasın Klaus yanımda yani hayır korkmuyorum" net bir şekilde cevabını verdikten sonra duş almak için banyoya ilerledi.
Korktuğumu biliyordum. Ama neyden korktuğumu bilmiyordum. Kendi ölümümden mi yoksa Care'e bir şey olmasından mı?
***
"Burası mı?" Care bizi bir ormana cisimledikten sonra etrafa bakmaya başladım. Ağaçların sıklığı güneş ışıklarının bize ulaşmasını engelliyordu. Havadaki toprak kokusuysa daha yeni yağmur yağdığını gösteriyordu.
"Buralarda olması lazım büyüsünü hissedebiliyorum" Care yürümeye başladığında bizde onu takip ettik. İlerledikçe havadaki büyüyü bende hissetmeye başladım. Doğru yolda olduğumuzu biliyordum
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk büyüsü klaroline- voldemort
Fiksi PenggemarBir tarafta dünyanın en tehlikeli büyücüsü Lord Voldemort diğer tarafta dünyanın en korkulan melezi Klaus ve ikisinin ortasında kalan esas kızımız Caroline Ve kesinlikle alışılmadık bir aşk üçgeni